nde gösterildiğini, son olarak davalı şirket nezdinde çalıştığını, davalılar arasındaki ilişkinin işçi teminine yönelik ve muvazaalı olduğunu, davalı işverenin müvekkilinin iş akdini sözlü olarak feshettiğini, müvekkiline 01/04/2015 tarihinden sonra işyerinde işbaşı yapamayacağının söylendiğini, müvekkilinin işten çıkarılma sebebini sorması üzerine kendisine Belediye Başkanlığı'ndan kendilerine gelen emrin bu yönde olduğunu söylediklerini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının öncelikle davalı Belediyeye iadesini, olmadığı takdirde davalı şirkete işe iadesi ile sonuçlarına hükmedilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, davalı şirket ile aralarında muvazaa olmadığını, hizmet alımına dayalı husumet itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı şirket vekili, muvazaaya dayalı husumet itirazında bulunmuş, davacının iş akdine ihale dönemi bittiğinden geçerli nedenle son verildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir....
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece iş sözleşmesinin işveren tarafından verilen emrin yerine getirilmemesi nedenine dayalı olarak feshedildiği, feshin haklı olduğu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığı sonucuna varılmıştır. Ne var ki mahkemece varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Dosya kapsamında mevcut 09/01/2015 tarihli fesih yazısına göre, davacının iş sözleşmesi verilen görevleri yerine getirmediği gerekçesiyle İş Kanununun 25/2 maddesine göre haklı sebeple feshedilmiştir. Davacının 08.01.2015 tarihinde saat 20.45 civarında işverence 7/24 yol yardımı işi kapsamında arandığı, ancak çağrıya uyarak çalışmaya gitmediği sabit olup, taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır. işverence davacının son olay tarihinden daha önce de birden fazla kez çağrıldığı halde, çağrıya yanıt vermediği savunulmuş ise de dosya kapsamında bu yönde bir delil bulunmamaktadır....
Yargılama sonunda verilecek hüküm türlerinin sayıldığı CMK'nın 223. maddesinin 3. fıkrasında, “Sanık hakkında; a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması, b)Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi, c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması, d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.”, Aynı maddenin 8. fıkrasının 2. cümlesinde ise, "... soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür....
Yargılama sonunda verilecek hüküm türlerinin sayıldığı CMK'nın 223. maddesinin 3. fıkrasında, “Sanık hakkında; a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması, b)Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi, c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması, d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.”, Aynı maddenin 8. fıkrasının 2. cümlesinde ise, "... soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür....
GEREKÇE 5271 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca arama kararında, aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya ve karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresinin açıkça gösterileceği belirtilmiş olup temyize konu Suruç Sulh Ceza Hakimliğinin 2023/732 değişik iş sayılı arama kararında arama nedenini oluşturan fiilin açıkça belirtildiği ayrıca arama kararına uygun olarak 05.06.2023 tarihli arama ve el koyma tutanağında aramanın saat 16.20'de başlayarak aynı gün 16.45'de sonlandırıldığının işlem tanığı olan ...nin de imzasıyla tutanak altına alındığı ve tutanak tanıklarının dinlenmesinin muhakemeye yenilik katmayacağı anlaşıldığından hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiş olup; sanık savunması, arama ve el koyma tutanağı, kriminal rapor, sanığın idrar incelemesinde uyuşturucu izine rastlanmamış oluşu ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanık...
Acele hâllerde verilen sözlü emir, en kısa sürede yazılı hâle dönüştürülerek mümkün olması hâlinde en seri iletişim vasıtasıyla ilgili kolluğa bildirilecek, aksi hâlde ilgili kolluk görevlilerince yazılı emrin alınması sağlanacaktır. Ancak, kolluk görevlisi emrin yazılı hâle getirilmesini beklemeden sözlü emrin gereğini yerine getirmek zorundadır. "Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi" başlıklı CMK’nın 139. maddesi; "(1) (Değişik: 21/2/2014–6526/13 md.) Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi hâlinde, kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye hâkim tarafından karar verilir. (Mülga son cümle: 24/11/2016-6763/27 md.)(…) (2) Soruşturmacının kimliği değiştirilebilir. Bu kimlikle hukukî işlemler yapılabilir....
Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır. Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir....
Elverişli/vahim eylemin diğer tabirle araç suçun, hazırlık hareketi aşamasından icra hareketi safhasına geçmesi, en azından teşebbüs boyutuna ulaşması, “amaçlanan sonucu doğurabilecek icra hareketi olarak belirginleşmesi gerekir.” (Yargıtay CGK'nın 09.02.2010 tarih ve 2009/9-103, 2010/22 sayılı kararı). Yargıtay tarafından da uygulanagelen (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 tarih ve 1-153/206 sayılı kararı vb.) objektif teori-Frank formülüne göre; Suçun kanuni tarifinde unsur veya nitelikli hal olarak belirtilmiş hareketlerin gerçekleştirilmesi halinde icra hareketlerinin başladığını kabul etmek gerekir. Gerçekleştirilen bir hareketin icra hareketi teşkil edip etmediğinin belirlenmesinde, hareketin harici olarak değerlendirilmesiyle yetinilmemeli, özellikle bu hareketin suçun konusuyla yakın bağlantı içerisinde olup olmadığı ve suçun konusu bakımından tehlikeye sebebiyet verip vermediği de araştırılmalıdır....
Elverişli/vahim eylemin diğer tabirle araç suçun, hazırlık hareketi aşamasından icra hareketi safhasına geçmesi, en azından teşebbüs boyutuna ulaşması, “amaçlanan sonucu doğurabilecek icra hareketi olarak belirginleşmesi gerekir” (Yargıtay CGK'nın 09.02.2010 tarih ve 2009/9-103, 2010/22 sayılı kararı). Yargıtay tarafından da uygulanagelen (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 tarih ve 1-153/206 sayılı kararı vb.) objektif teori-Frank formülüne göre; Suçun kanuni tarifinde unsur veya nitelikli hal olarak belirtilmiş hareketlerin gerçekleştirilmesi halinde icra hareketlerinin başladığını kabul etmek gerekir. Gerçekleştirilen bir hareketin icra hareketi teşkil edip etmediğinin belirlenmesinde, hareketin harici olarak değerlendirilmesiyle yetinilmemeli, özellikle bu hareketin suçun konusuyla yakın bağlantı içerisinde olup olmadığı ve suçun konusu bakımından tehlikeye sebebiyet verip vermediği de araştırılmalıdır....
İcra ve İflas Müdürlüğü'nün 2010/40 esas sayılı dosyası üzerinden iflas işlemlerinin sürdürüldüğünü, müvekkilinin borç dönemlerinde şirketi temsil ve ilzamı yetkili bulunmadığını beyanla, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kuruma başvuru yapılmadığını, davanın 15 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu ödeme emrinin şirket adresine tebliğ edildiğini, araçlara haciz konulduğunu, 20/04/2011 tarihli yapılandırma başvurusu sonucu borcun ödenmediğini, ödeme emrinin 21/04/2022 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, zaman aşımını kesildiğiini beyanla, davanın reddi ile %10 tazminata karar verilmesini talep etmiştir....