Alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce 01.09.2015 tarihinde yapılan dosya hesabı ile bankalardaki hak ve alacaklarına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Genel haciz yolu ile takipte, borçlunun yasal sürede yapmış olduğu itiraz üzerine İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra takibi olduğu yerde durur. Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararı (İİK. m.68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamı (İİK. m.67) sunmalıdır. Buna göre itirazın iptali ilamı itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir....
Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmolunmaz. Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür. Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söze konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir....
Genel haciz yolu ile takipte, borçlunun yasal sürede yapmış olduğu itiraz üzerine İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra takibi olduğu yerde durur. Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir....
Genel haciz yolu ile takipte, borçlunun yasal sürede yapmış olduğu itiraz üzerine İİK'nun 66. maddesi uyarınca icra takibi olduğu yerde durur. Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali kararı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamakla, takibe devam edilebilmesi için kesinleşmesine de gerek yoktur. İtirazın iptaline ilişkin kararın ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosyaya sunulması gerekir. Buna göre, itirazın iptali kararı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağı hesaplanarak bu miktar üzerinden takibe devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez....
İcra Müdürlüğü’nün 2019/17390 Esas sayılı dosyasından icra takibine geçilmiştir (Delil No.5). İcra takibinde ödeme emirinin tebliği üzerine davalı tarafından sözleşmedeki imzanın kabul edilmesine rağmen herhangi bir neden ileri sürülmeksizin borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, Ankara 14.İcra Müdürlüğü’nün 2019/17390 Esas sayılı takip dosyasından yapılan takipte borca itiraz eden davalı-borçlunun itirazlarının İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullarla DEVAMINA, İtiraz konusu alacağımızın % 20’inden az olmamak üzere lehimize tazminata hükmedilmesine, yargılama masraf ve harçları ile vekalet ücretinin davalı-borçlu yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP VE SAVUNMA: Davalı vekili dilekçesinde özetle; Yetkili Mahkemenin ......
Maddesi gereğince itirazın iptali davalarında yetkili mahkeme takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkeme olduğu, İtirazın iptali davasının dinlenebilmesinin ön koşulu ise mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun olarak bir takibin olmasıdır. Somut olayda icra takibi Lüleburgaz İcra Müdürlüğünde yapılmış olup, davalı borçlunun yetki itirazı ve borca itirazı üzerine ilgili İcra Müdürlüğünce yetkisizlik nedeni ile icra takibinin durdurulduğu, bu durdurma kararı üzerine alacaklı tarafça icra takip dosyasının Çorlu İcra Müdürlüğüne gönderilmesi yönünde herhangi bir başvuruda bulunulmadığı ve Çorlu İcra Dairesince herhangi bir icra takibi başlatılmadığı anlaşıldığından İtirazın İptali davasında yetkili olan mahkemenin de icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkeme olduğundan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından davanın reddine," karar verilmiştir....
Somut olayda; davacı şirket, faturaya dayalı olarak, davalı şirket aleyhine19.08.2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlatmış, ödeme emri davalı şirkete 01.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu (davalı) şirket vekili 02.10.2013 tarihli itiraz dilekçesiyle borca ve faize itiraz etmiş, aynı gün icra hukuk mahkemesinde, dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptali için dava açmış, bu sırada alacaklı vekili 21.10.2013 tarihinde temyize konu itirazın iptali davasını açmış, itirazın iptali davasının yargılaması devam ederken, icra mahkemesince 26.12.2013 tarihli ilamla, ödeme emriyle birlikte dayanak belge örneklerinin borçluya gönderilmediğinden bahisle, ödeme emrinin iptaline karar verilmiş, ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle huzurdaki itirazın iptali davası da reddedilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun açılmış bir icra takibinin bulunması gerekir....
Apt. da kiracı olarak ikamet ettiğini, yönetici olmadığını ve seçilmediğini belirterek icra takibine itiraz etmiştir.Davacı dava dışı takip borçlusu tarafından yapılan bu itiraz üzerine, davalılar hakkında itirazın iptali davasını açmıştır. Dava, ilamsız icra takibine dayalı İ.İ.K.67. maddesi gereğince takip alacaklısı tarafından açılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İ.İ.K.67. maddesi gereğince takip alacaklısı tarafından, takibe konu icra dosyasında takibe itiraz eden takip borçlusu aleyhine açılabilir.Bu durumda itirazın iptali davasının icra takip borçlusu aleyhine açılarak yürütülmesi gerektiği hususu gözetilmeden, davalılar hakkında yargılamaya devam edilerek ve davanın esasına girilerek sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. 2-Bozma sebebine göre davacı ve davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K). Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9. HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir....
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir....