Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı erkek vekili tarafından 27.08.2019 havale tarihli dilekçe ile gerekçeli kararın 3 nolu hükmünde iştirak nafakası yazılacağı yerde maddi hata sonucu yoksulluk nafakası yazıldığını, boşanma protokolünde o nafakanın da iştirak nafakası olarak düzenlendiğini,yazım hatası yapıldığını, 3 nolu hükümdeki yoksulluk nafakası ibaresinin iştirak nafakası şeklinde düzeltilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, 19.9.2019 tarihli tashih şerhi ile gerekçeli kararın 3 nolu bendindeki yoksulluk ibaresinin iştirak olarak düzeltilmesine karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı tarafından süresinde temyiz yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304/1 maddesinde "Hükümdeki yazı ve hesap hatası ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re'sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hakim tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilebilir." hükmü yer almıştır....

    HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davacı davalı kadın vekilinin kusur, iştirak ve yoksulluk nafakası dışındaki tüm istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacı davalı kadın vekilinin kusura yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, C-Davacı davalı kadın vekilinin iştirak nafakasına ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4.bendindeki iştirak nafakasına, 5.bentteki yoksulluk nafakasına yönelik kısımların KALDIRILARAK yerlerine 4b ve 5b bentleri olarak yeniden hüküm tesisine, (4. ve 5.bentlerdeki tedbir nafakalarına yönelik kısımların 4a ve 5a bentleri olarak aynen muhafazasına,) BUNA GÖRE: 4.bentteki iştirak nafakası yerine geçmek üzere 4b bendi olarak: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00TL iştirak nafakasının davalı davacı erkekten alınarak davacı davalı kadına ödenmesine, 5.bentteki yoksulluk...

    Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; ortak çocuğun artan masrafları, eğitim harcamaları, tarafların alım gücü, kadının çalışmıyor oluşu gibi kıstasların dikkate alınarak yoksulluk ve iştirak nafakası yönünden davanın tam kabulüne karar verilmemesinin hatalı olduğunu, erkeğin gelirinde yüksek artış yaşandığını, lüks bir yaşam sürdüğünü, diğer evliliklerinden olan 2 çocuğunu Amerika'da okuttuğunu ileri sürerek; hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaların miktarları ve nafakalara dava tarihi yerine kesinleşme tarihinden itibaren ÜFE oranında artış uygulanması kararı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. C. Gerekçe 1....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddi yönünden; davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla iştirak nafakasının arttırılması ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davalı erkeğin iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk derece mahkemesince verilen ilk hükümde davacı kadının davasının kısmen kabulüne, iştirak ve yoksulluk nafakalarının aylık 2.000 TL 'ye yükseltilmesine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı- yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; ihtiyaçların arttığını belirterek yoksulluk nafakasının 700 TL'ye iştirak nafakasının 1000 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Birleşen davanın davacı vekili dava dilekçesinde; davalının çalıştığını, kendi taşınmazı ve bankada parası olduğunu belirterek 350 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece; iştirak nafakasının artırılmasına; yoksulluk nafakasının indirilmesine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; tarafların 29/04/2009 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarını, davacı için hükmedilen aylık 100,00 TL yoksulluk nafakası ve müşterek iki çocuk için hükmedilen ayrı ayrı aylık 75,00 TL iştirak nafakasının aradan geçen süre ve çocuğun ihtiyaçlarında artış olması nedeniyle yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının aylık 300 TL'ye ve iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 200,00 TL' ye artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde müşterek çocukların her birisi için ayrı ayrı iştirak nafakasının arttırımını ve kadın yararına yoksulluk nafakasının arttırımını talep etmiş, mahkemece iştirak nafakası yönünden bir karar verilmiş, ancak yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından kadının yoksulluk nafakası istemi hakkında olumlu veyahut olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir. Sonuç olarak;Yukarıda gösterilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle HMK. 353/1- a-6 anlamında tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığından ve bu delillerin değerlendirildiğinden söz edilemez....

            Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının azaltılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının azaltılması talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının azaltılması talebinin ise reddine karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma ilamıyla müşterek çocuk lehine 50 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakaların aradan geçen sürede ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını ileri sürerek iştirak ve yoksulluk nafakasının 2.000'er TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, ekonomik durumunun iyi olmadığını, davacı ve müşterek çocuk için toplam 300TL ödeyebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir....

                Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarihli ve 1998/2-656 E., 1998/688 K.; 16.05.2007 tarihli ve 2007/2-275 E., 2007/275 K.; 20.06.2019 tarihli ve 2017/2-2424 E., 2019/751 K. sayılı kararlarında; “yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim” gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların “yoksul” kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir. Başka bir ifadeyle, geçimini kendi malî kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir. 14. Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlâki düşünceler yer almaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu