C... işletmesinin işleticisi olarak yazılı basında röportaj verdiği, işletmeyi boşandıktan sonra açtığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davacının gelirinde, azalma olmadığı, davacının belirtilen miktar nafaka taahhüdü ile, müşterek çocuğun eğitim ve öğrenimi ile sosyal yaşantısının, şekillendirildiği gerekçesiyle iştirak nafakasının indirilmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın arttırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir....
Tarafların sosyal ekonomik durumları ve paranın satın alma gücü değerlendirildiğinde, davalı-davacı kadın lehine belirlenen yoksulluk nafakası miktarı da yerindedir. Açıklanan gerekçeyle, davacı-davalının yoksulluk nafakasının kaldırılması-indirilmesi talebi yönünden istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Davacı-davalının, iştirak nafakasının indirilmesi ve boşanma protokolünün uyarlanması talepleri yönünden istinaf isteminin incelenmesinde ise; Ankara 2....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2015 NUMARASI : 2014/210-2015/83 Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması - yoksulluk-iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.10.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Kaldırılması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması" davası ile aynı davacı tarafından bağımsız olarak açılan "velayetin değiştirilmesine" ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların müşterek çocuğu ... 18.05.2001 doğumlu ve idrak çağında olup, velayet konusunda görüşüne değer verilerek hüküm tesis edildiğinin anlaşılmasına, görüşünün menfaatine aykırı olduğunu gösteren bir delil ve olgu bulunmamasına göre, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları da yersiz olup, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı...
ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesinin, karar gerekçesinin, nafaka miktarlarının uygun ve yerinde olduğu gibi, ortada ıslah yahut davacı tarafın açık muvafakati bulunmadığından süresinde olmayan davalı kadının boşanmanın eki niteliğindeki yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin boşanma davasının kabulü, tedbir ve iştirak nafakalarının az oluşu, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine yönelik istinaf başvurusu ile; davacı vekilinin hüküm altına alınan tedbir ve iştirak nafakalarının fazla oluşuna yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.si gereğince ayrı ayrı esastan reddine oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki “yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Afyonkarahisar Aile Mahkemesince iştirak nafakasının artırılması isteminin kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının artırılması isteminin reddine dair verilen 12.11.2013 gün ve 2012/525 E., 2013/846 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 02.07.2014 gün ve 2014/3819 E., 2014/10823 K. sayılı kararı ile; "... Davacı vekili dava dilekçesinde; aylık 100,00'er TL olan iştirak ve yoksulluk nafakasının yetersiz olduğunu belirterek, aylık 300,00'er TL'ye yükseltilmelerine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının aylık 200,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; boşanma davası ile hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek, davacı için hükmedilen aylık 250 TL yoksulluk nafakasının 500 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakalarının aylık 200 TL'den 400 TL'ye çıkartılmasını istemiştir. Davalı; boşanma ve nafakaya ilişkin verilen karar henüz yeni kesinleşmişken bu davanın açılmasının haklı ve hukuki yanının bulunmadığını ve talep edilen nafakaların fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir....
Bu nedenle davacı kadın ve müşterek çocuğa takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının TÜİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE oranı üzerinden artışı gerekir. İlk Derece Mahkemesince yapılan iştirak ve yoksulluk nafakası artışlarının ÜFE artış oranının altında kaldığı, bu nedenle davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile ÜFE artış oranına göre tespit edilen 990,00 TL yoksulluk nafakası ve 600 TL iştirak nafakasının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-)Davacı vekilinin, istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILARAK, YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- Davanın KABULÜ ile; Konya 5....
Aile Mahkemesinin 07/11/2012 tarihli 2012/523 Esas 2012/1485 Karar sayılı ilamı ile bağlanan aylık 200 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle kaldırılmasına, iştirak nafakasının indirilmesi yönünden açılan talebin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde , davacının hiçbir zaman nafakaları tam ödemediğini, hep eksik ödediğini ve dava tarihinden 2021 yılına kadar artış yapmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle; davalının anne ve babasının yanında yaşadığını, hiçbir giderinin olmadığını, müvekkilinin ekonomik durumunun kötüye gittiğini, artan nafaka bedelini ödeyemediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının iştirak nafakasının indirilmesi talebi yönünden kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı kadın, Zilşan İrem, Yüşra Gülşah ve Yılmaz Yüşa için dava tarihinden geçerli olmak üzere belirlenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının 325 TL olarak belirlenmesine, karar kesinleştikten bir yıl sonra Üfe oranında artış uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; 944 TL olan iştirak nafakasının 500 TL'ye düşürülmesini isteyerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafından yalnızca iştirak nafakası miktarı bakımından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup yoksulluk nafakası yönünden verilen karar istinaf incelemesi dışında bırakılmıştır. Hal böyle olunca davalı açısından hükmün miktar itibariyle kesinlik sınırını belirlemede iştirak nafakası bakımından verilen kararın esas alınması gerekmiştir....