Ancak, davada ergin olmayan çocuk için iştirak nafakasına hükmolunması talep edilmiştir(TMK. md. 328,329). Buna göre, mahkemece; dava tarihinden itibaren müşterek çocuk lehine iştirak nafakası hükmolunması gerekirken, dava tarihinden itibaren hükmolunan nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi ve kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. maddesinde yer alan "...belirlenen aylık 600 TL tedbir nafakasının, hükmün kesinleşmesinden itibaren aynı miktarda iştirak nafakası olarak..." ifadesinin çıkartılarak yerine "aylık 600 TL iştirak nafakasının" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK. nun 438. maddesinin 7. bendi uyarınca, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın haczine takipsiz iştirak etmesi mümkün iken, bu yolu seçmediği,......
Borçlunun reşit çocukları Kanunu Medeninin 321 inci maddesine müstenit alacaklarından dolayı önce icrası lazım gelen takip merasimine hacet kalmaksızın her zaman aynı derecede hacze iştirak edebilirler. Sulh mahkemesi dahi küçükler, vesayet altında bulunanlar veya kendilerine kayyım tayin edilmiş olanlar namına aynı suretle hacze iştirak edebilirler. (Değişik fıkra: 18/02/1965- 538/56 md.) İcra dairesi iştirak taleplerini borçlu ve alacaklılara bildirir. Onlara, itiraz etmeleri için yedi günlük bir mühlet verir. İtiraz halinde iştirak talebinde bulunan kimsenin hacze iştiraki muvakkaten kabul olunur ve yedi gün içinde dava açması lüzumu bildirilir. Bu süre içinde dava açmazsa iştirak hakkı düşer. Açılacak davaya basit yargılama usulüne göre bakılır. Nafaka ilamına istinat eden alacaklı önce takip merasiminin icrasına lüzum olmaksızın her zaman aynı derecede hacze iştirak edebilir. Suiniyet hali müstesnadır." şeklinde, HMK. 'nun 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde davacı-k.davalı iştirak nafakasının azaltılmasını, davalı-k.davacı iştirak nafakasının arttırılmasını istenilmiştir. Mahkemece azaltılma davasının reddine; arttırma davasının kısmen kabulüne; iştirak nafakası 600 TL takdiri cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı-k.davalı vekili dilekçesinde; 500 TL olan iştirak nafakasının 200 TL'ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı-k.davacı vekili dilekçesinde; davanın reddini ve k.davalarının kabulü ile aylık ödenen 500 TL iştirak nafakasının 750 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı-k.davalının nafakanın indirilmesi talebinin reddine, davalı-k.davacının davasının kısmen kabulüne; iştirak nafakasının 600 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir....
Davalı karşı davacı vekili dilekçesinde; müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının 3.500 TL'ye yükseltilmesini ve tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Mahkemece; asıl davada velayet ve iştirak nafakasının kaldırılması-azaltılması talepleri yönünden reddine, karşı davada iştirak nafakasının artırılması talebi yönünden reddine, asıl ve karşı davada kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı karşı davalı vekili 21.07.2015 tarihli dilekçesi ile temyiz taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmiştir. Davacı karşı davalı vekilinin temyizden feragat dilekçesinin davacı karşı davalı vekili tarafından verilip verilmediğinin tespiti için, kimlik tespitinin yapılması gerekmektedir....
Uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan yasa maddesi hükmü uyarınca iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın kurumlar vergisinden müstesna tutulması için, iştirak hisselerinin iki tam yıl süreyle kurumun aktifinde yer alması, iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın kurum sermayesine eklenmesi ve istisnadan yararlancak kurumun hisse senedi alım-satımı ile uğraşmaması koşullarının bir arada gerçekleşmesi yeterli bulunmuştur....
Uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan yasa maddesi hükmü uyarınca iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın kurumlar vergisinden müstesna tutulması için, iştirak hisselerinin iki tam yıl süreyle kurumun aktifinde yer alması, iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın kurum sermayesine eklenmesi ve istisnadan yararlancak kurumun hisse senedi alım-satımı ile uğraşmaması koşullarının bir arada gerçekleşmesi yeterli bulunmuştur....
C.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Sarıyer Aile Mahkemesinin 2007/634 Esas, 2007/764 Karar sayılı ilamıyla anlaşmalı boşandıkları; söz konusu karar ile ortak çocuk lehine yıllık 50.000,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl protokolde belirtilen şekilde %20 oranında arttırılarak devamına karar verildiği; kararın 22.10.2007 tarihinde kesinleştiği, iştirak nafakasının azaltılması talebiyle açılan ... bu davanın 13.10.2016 tarihinde açıldığı, yapılan incelemede, eldeki dava tarihi itibarıyla iştirak nafakasının azaltılmasını gerektirir koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. VI.TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümünde ise; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her bir kişinin, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu şirket veya mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Mahkemece davacının iştirak nafakası haricinde kendiliğinden çocuk için yapmış olduğu yurt giderleri ve harici giderlerin iştirak nafakasından mahsup edilmesini talep edilemeyeceği, bu konuda davalı anne ile yapılmış bir anlaşmanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı dava ve cevaba cevap dilekçesinde iştirak nafakası bedellerinin bir kısmının davalının hesabına yatırdığını da beyan etmiş, bu yöne ilişkin delillerini de bildirmiş ise de mahkemece davacının bildirdiği deliller toplanıp, değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davalının iştirak nafakası bedelinin davalının hesabına yatırdığını belirttiğine göre bu hususa ilişkin delillerinin toplanarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....