Yapılan yargılama sonucunda mahkemece, çocuk için takdir edilen aylık 300 TL iştirak nafakasının aylık 500 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş ise de değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı itibariyle artan ihtiyaçları, nafakanın niteliği dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....
Hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2020/6039 Esas, 2021/216 Karar sayılı ilamı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çok olduğundan bahisle hükmün iştirak nafakası yönünden bozulmasına diğer yönlerinin ise onanmasına karar verilmiştir....
İştirak nafakası davalarında davacı, küçüğe fiilen bakan anne veya baba, çocuğun velayet hakkı kendisine verilen anne veya baba, velayet haklarının anne ve babadan alınması halinde küçüğe atanan vasi veya kayyımdır. İştirak nafakası, çocuğun ergin olduğu tarihe kadar devam eder. Çocuk ergin olunca iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona erer. Somut olayda; küçüğün velayeti kendisine verilen davacı anne, müşterek çocuğun giderlerine davalı babanın katkıda bulunmadığı iddiasıyla iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. Davanın yargılaması sırasında küçük ergin olduğundan davacı vekili tarafından çocuktan alınan vekaletname ile taraf teşkili sağlanmış; 14.04.2014 tarihli dilekçeyle önceki iddialar tekrar edilerek aylık 2.500 TL iştirak nafakası istenilmiştir....
Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabiidir. TMK'nun 328. maddesinde, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyetinin onun reşit olmasıyla sona ereceğinin, küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği açıklanmıştır. Somut olayda; iştirak nafakası alacaklısı T3 11.11.2000 doğumlu olup 11.11.2018 tarihinde 18 yaşını ikmal ederek reşit olduğundan, bu tarihte iştirak nafakası son bulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalılar yararına Kozan 1. Asliye(Aile) Hukuk Mahkemesinin 2012/147-549 e.k. sayılı ilamıyla ayrı ayrı 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davalıların reşit olduğunu, ayrıca davalı ...'in evlendiğini, iştirak nafakasına ihtiyaçlarının kalmadığını, kendisinin ise özürlü olduğunu, geçimin temin edemediğini belirterek; iştirak nafakalarının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....
Davalı tarafından adli yardım talebinde bulunulmuş ise de istinaf harç ve giderlerinin davalı tarafından yatırıldığı ,davalının bu aşamada harç ve giderleri yatırması sebebiyle talebinde hukuki bir yarar bulunmadığı anlaşılmakla davalının adli yardım talebinin reddine ,davalının iştirak nafakasına yönelik başvurusunun kabulüne,ilk derece mahkemesinin iştirak nafakasına ilişkin kararının kaldırılmasına ,iştirak nafakası yönünden davacının davasının reddine şeklinde aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
DAVA DEĞERİNİN ARTTIRILMASI: Davacı vekili sunmuş olduğu 30.05.2023 tarihli dilekçesiyle; 7.300,00 TL değer kaybı bedelinin davalı sigorta şirketinden hasarı ret tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline ve 269,85 TL ekspertiz ücretinin davalı sigorta şirketinden yargılama gideri olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı sigorta vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; davacı tarafça müvekkili şirkete usulüne uygun olarak başvuruda bulunulmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, ayrıca davacı tarafça belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla hasar bedeli yönünden iskonto uygulanarak hesaplama yapılmasının gerektiğini, davaya konu aracın pert kaydı olması sebebiyle başvurunun teminat dışında olduğundan bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA DEĞERİNİN ARTTIRILMASI: Davacı vekili sunmuş olduğu 13.03.2021 tarihli dilekçe ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 4.166,83 TL'nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle ; Dava konusu taleplerin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafın bakiye maddi hasar tazminatı alacağı için müvekkili şirkete başvuru şartını yerine getirmediği, dava dilekçesinde bahsi geçen ... plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 08.10.2019-08.10.2020 tarihleri arasında sigortalı olduğu, ayrıca müvekkili şirketin daha önce yapmış olduğu ödeme dolayısıyla bakiye tazminat borcunun kalmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; davacının boşanma davası sırasında iştirak nafakası hakkından feragatinin artık bir daha iştirak nafakası talep etmeyeceği anlamına geldiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 182/2. maddesine göre boşanma veya ayrılık vukuunda velayet kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine ”gücü” oranında katılmak zorundadır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenilmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir. Boşanma esnasında iştirak nafakası talep edilmemesi, küçüğün ergin olacağı tarihe dek sürecek olan nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır. Bu nedenle, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile küçüğün ihtiyaçları dikkate alınıp uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Ltd.Şti'' yetkililerinin sahte fatura düzenlemek suçuna iştirak ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın suçlamayı kabul etmemesi, sanaığın suçuna iştirak ettiği iddia edilen ... hakkında "ceza tertibine yer olmadığına dair" karar verilmesi ve sanık hakkında düzenlenen raporlarda sanığın sahte fatura düzenleme suçuna ne şekilde iştirak ettiğinin belirtilmemesi karşısında, gerçeğin ve iştirak iradesinin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; faturaları kullanan kişi ya da şirket yetkilileri dinlenip, sanığı tanıyıp tanımadıkları, faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları ve faturaların verilmesine sanığın iştiraki olup olmadığı konusunda beyanlarının alınması, gerekli görülmesi halinde, düzenlenen faturalardaki yazı ve imzaların sanık ...’ye ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca muhasebecilik mesleği gereği...