Mahkemece yapılan yargılama sonucunda iştirak nafakasının her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 150,00’şer TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş ve yoksulluk nafakası talebine ilişkin herhangi bir karar verilmemiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz olunmuştur . Dava; yoksulluk ve iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. 1- Somut olayda; çocukların yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup, mahkemece iştirak nafakasının her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 150,00 TL'ye çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Dava, İştirak nafakasının artırımı ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; tarafların Mersin 6. Aile Mahkemesi'nin 2013/552 esas 2015/490 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocukları Zeynep İrem ve Sinem yararına 350,00.TL'şer iştirak nafakasına hükmedildiği, hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığı, çocukların masraflarının arttığını belirterek müşterek çocuklar için ödenmekte olan aylık 350,00.şerTL iştirak nafaksının aylık 2.000,00.'...
Buna bağlı olarak; davalının ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kanun gereği davalının ergin olması ile kendiliğinden sona eren iştirak nafakası nedeniyle davacı hakkında takip bulunması halinde dahi, davacının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca şikayet yoluna başvurma imkanının bulunduğu, diğer bir ifade ile bir hakkın, mahkeme kararına gerek olmaksızın, başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün olduğu, bu durumda o hakla ilgili olarak dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığı açıktır....
Davalı erkek, kararı münhasıran tedbir ve iştirak nafakalarına yönelik olarak istinaf ettiğinden, ilk derece mahkemesinin kararı tedbir ve iştirak nafakaları dışında kalan bölümler yönünden kesinleşmiştir. Davadan feragat, davaya son veren bir taraf işlemidir (HMK m.307) ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Davadan feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir (HMK m.309). Davacı kadın vekilinin 16.06.2020 tarihli feragat dilekçesi nazara alınmak suretiyle, kararın kesinleşmeyen tedbir ve iştirak nafakalarına ilişkin bölümleri yönünden kaldırılarak, vaki feragat nedeniyle kadının çocuk için istediği tedbir ve iştirak nafakası ile kendi yararına talep ettiği tedbir nafakasının reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I- 1- Davalı T3'ın istinaf talebinin kabulü ile Antalya 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 30/06/2011 yılında boşandıklarını, boşanma ile müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilerek aylık 250 TL iştirak nafakası bağlandığını, davalının katkıda bulunmadığını, kendisinin de çalışması nedeniyle çocuk için bakıcı tuttuğunu bu nedenle müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakasının aylık 700 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; iştirak nafakasını düzenli olarak ödediğini,....'...
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 150 TL artırılarak 650 TL 'ye, iştirak nafakasının aylık 100 TL artırılarak 250 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 1- İştirak nafakasının artırılması bakımından; somut olayda, 01.08.2014 tarihinde kesinleşen iştirak nafakası için, her ne kadar aradan 1 yıl geçmiş olsa da çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup; mahkemece, iştirak nafakasının aylık 250 TL'ye çıkartılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Eldeki davadan önce 21/10/2008 tarihinde nafaka davası açılmış, 30/04/2009 tarihli karar ile ortak çocuklar için 175.00'er TL iştirak nafakasına ve nafakalara her yıl artış oranı uygulanmasına karar verilmiş, yargılama sırasında davalı bu karar nedeni ile ortak çocuklar için toplam 450.00 TL iştirak nafakası ödediğini belirtmiş, davacının dosyaya sunduğu ve icra müdürlüğünün yaptığı düzenli artış hesabında toplam iştirak nafakası miktarının 561.05 TL olduğu hesaplanmıştır....
Buna bağlı olarak; davalının ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kanun gereği davalının ergin olması ile kendiliğinden sona eren iştirak nafakası nedeniyle davacı hakkında takip bulunması halinde dahi, davacının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca şikayet yoluna başvurma imkanının bulunduğu, diğer bir ifade ile bir hakkın, mahkeme kararına gerek olmaksızın, başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün olduğu, bu durumda o hakla ilgili olarak dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığı açıktır....
İştirak nafakası velayetin fiilen (eylemli olarak) kullanılmasına bağlı bir haktır. Velayetin kendisine bırakıldığı eş çocuğa bakmayıp karşı taraf çocuğa bakıyorsa çocuğa bakan, velayetin değiştirilmesi davası açmak zorunda olmadan doğrudan iştirak nafakası talebinde bulunabilir. Velayet değiştirilmeden çocuğa bakan iştirak nafakası davası açıp iştirak nafakasına hükmolunduktan sonra çocuk velayetinde bulunduğu tarafın yanına giderse bu taraf nafakanın kaldırılmasını her zaman isteyebilir ve nafaka kaldırılır. Açıklanan nedenlerle dava tarihi olan 05.01.2015 tarihinden -Ekim 2015 tarihine kadar velayeti davacı annede olup, davacı anne yanında kalan ve anne tarafından bakılan ortak çocuk için hakkaniyete uygun (T M K 4....
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkili davalı ile davacı arasında görülen boşanma davasında müvekkilinin yoksulluk nafakası talebi olmadığını ve bu yönde bir karar verilmediğini, yalnızca müşterek çocukları Esma yararına iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak kararın yazılması sırasında maddi hata yapılarak sehven iştirak nafakası yerine yoksulluk nafakası olarak yazıldığını, aslen hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olduğunu, bununla birlikte aradan geçen zaman içinde müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını ve hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığını belirterek; asıl davanın reddi ile karşı davaları bakımından ise iştirak nafakasının 450 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....