Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması, karşı davada ise yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı asıl davada; taraflar arasında görülen . Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2007/108 esas 2009/59 karar sayılı artırım ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen 250,00 TL yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk. için hükmedilen 150,00 TL iştirak nafakasının yetersiz kaldığını, işsiz olduğunu, çocuğun okul masrafları ve ihtiyaçlarının arttığını belirterek yoksulluk nafakasının aylık 900,00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
asgari ücretten fazla olduğunu, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına dair kararın hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Mahkemece, davalı için takdir edilen yoksulluk nafakasının indirilmesine karar verilmesi gerekirken, sehven davacı için takdir edilen tedbir nafakasının indirilmesine ilişkin hüküm kurulması doğru değilse de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 2.bendinde yazılı bulunan "Davacı için takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 100,00 TL'ye indirilmesi" ibaresinin çıkartılarak yerine "Davalı için takdir edilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 100,00 TL'ye indirilmesi" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk Derece Mahkemesince, davalının asgari ücretle çalışması kendisini yoksulluktan kurtarmayacak nitelikte görülerek davanın reddine karar verildiği ancak davacının gelir ve gider durumu, davalı kadının boşanma tarihinden sonra gelir elde etmesi, gelirlerin birbirine yakın olması dikkate alınarak yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekmekte olup, davanın kabulüne karar verilerek davacının bu yöndeki istinafı kabul edilmiştir. İştirak nafakasının kaldırılması davası yönüyle, çocuk Ebru'nun karar tarihi itibariyle 18 yaşını doldurduğu, çocukların ihtiyaç durumları ve nafaka miktarları dikkate alınarak iştirak nafakasının kaldırılması davasının reddi isabetli görülerek davacının bu yöndeki istinafının reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi talebine ilişkindir. TMK'nın 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması istekle rinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince davalının çalışmaya başladığı ve yoksulluğu nun son bulduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını,mümkün olmadığı takdirde indirilmesi talebinde bulunmuştur. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması-indirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; Mahkeme ilamı ile davalıya 1.000 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk ...'...
, davalının ise çalışarak düzenli gelir elde ettiği gerekçe gösterilerek; asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakalarının 200’er TL ye artırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre iştirak nafakasına yönelen temyiz itirazları yerinde değildir.Davada, davacının mali durumunun boşanmadan sonra gelişen olaylar nedeni olumsuz olarak değiştiği ileri sürülerek, tarafların boşanma davasında kararlaştırdıkları yoksulluk nafakasının kaldırılması, bunun mümkün olmaması halinde ise nafakanın makul bir orana indirilmesi talep edilmiştir.Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle tarafların biri aleyhine katlanamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar; artık o akitle bağlı tutulmazlar, değişen bu koşullar karşısında TMK. nun...
Aile Mahkemesi'nin 2011/346 esas, 2011/795 karar sayılı ilamı ile aylık 325 TL iştirak nafakası, davalı Rabia için ise Karşıyaka 2. Aile Mahkemesi'nin 2011/1308 esas, 2012/519 karar sayılı ilamı ile aylık 150 TL yardım nafakası takdir edildiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davacının talebi, davalı B.B.için hükmedilen "iştirak" nafakasının kaldırılması veya azaltılması, davalı Rabia için ise hükmedilen "yardım" nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olmasına karşın mahkemece hüküm kısmının 1.bendinde yoksulluk nafakasına dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan, mahkeme gerekçesinde; öncelikle dava konusu talep yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilmiş ancak devam eden cümlelerde ise hem yoksulluk hem iştirak nafakası düzenlemelerine dair bir takım açıklamalarda bulunulmuştur....
Anlaşmalı boşanma sonucu hükmedilen iştirak nafakasının indirilmesi, nafakanın artırım oranına ilişkin protokol hükmünün iptali ve protokoldeki ortak çocuğa ilişkin diğer mali yükümlülüklerin yeniden uyarlanmasına ilişkin dava bakımından davacının istinaf taleplerinin incelenmesinde; İştirak nafakasının indirilmesi istemini de içeren iş bu davanın, taraflarının boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davalı annesine verilmesine ve ortak çocuk yararına iştirak nafakası takdirine ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden yaklaşık iki yıl sonra açıldığı, tarafların boşanma ilamının kesinleş mesinden sonra ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişikliğin olmadığı, davacının sırf boşanmayı sağlayabilmek için imzaladığı protokol gereğince iştirak nafakası ödemeyi, çocuk için diğer mali yükümlülükleri kabul etmesi ve boşanma kararının kesinleşmesi sonrasında, eldeki dava tarihi arasında geçen sürede müşterek çocuk lehine olan iştirak nafakasının indirilmesi, nafakanın artırım oranına...
İlk Derece Mahkemesince Dairemiz kararında iştirak nafakası yönünden istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi, yoksulluk nafakası yönünden ise istinaf kanun yoluna başvurulmamış olması bu yönden de kesinleşme olmasına, ilk derece mahkemesinin kararının sadece 1 nolu bendinin kaldırılmasına rağmen yeniden yapılan yargılamada kesinleşen hükümler ile ilgili olarak yeniden karar verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen 2019 Esas 2020/841 Karar 17.12.2020 tarihli karar üzerine Dairemizin 2021/394 Esas 2021/922 Karar 26.05.2021 tarihli ilamıyla ile davalının iştirak nafakasının kaldırılması davasının reddi hakkındaki istinafı yönünden incelemenin yapılmış olması ve Dairemiz kararının kesin olması nedeni ile davacının iştirak nafakasının kaldırılması davasının reddine karar verilmesi yönündeki istinaf talebi hakkında karar kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir....