Madde hükmünde açıkça babanın çocuğa bakma mükellefiyetinin, çocuğun reşit olmasıyla birlikte sona ereceğinin belirtildiğini, müvekkilden cebri icra yoluyla fazladan alınan iştirak nafakasının hem TMK hem de Yargıtay kararı doğrultusunda taraflarına iade edilmesi gerektiğini, istinaf taleplerinin kabulü ile müvekkilin cebri icra yoluyla fazladan ödemiş olduğu iştirak nafakasının taraflarına iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; iştirak nafakasının kaldırılması ve haksız ödemenin iadesi davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Dava; iştirak nafakasının kaldırılması ve haksız ödemenin iadesi davasıdır....
Madde hükmünde açıkça babanın çocuğa bakma mükellefiyetinin, çocuğun reşit olmasıyla birlikte sona ereceğinin belirtildiğini, müvekkilden cebri icra yoluyla fazladan alınan iştirak nafakasının hem TMK hem de Yargıtay kararı doğrultusunda taraflarına iade edilmesi gerektiğini, istinaf taleplerinin kabulü ile müvekkilin cebri icra yoluyla fazladan ödemiş olduğu iştirak nafakasının taraflarına iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; iştirak nafakasının kaldırılması ve haksız ödemenin iadesi davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Dava; iştirak nafakasının kaldırılması ve haksız ödemenin iadesi davasıdır....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 30/09/2014 NUMARASI : 2013/575-2014/724 Taraflar arasındaki "velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde azaltılması ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine" ilişkin dava ile davalı tarafından açılan "iştirak nafakasının artırılmasına" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebi hakkında verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılmasına ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir....
Somut olayda; kaldırılması istenilen nafakaların 15.03.2013 tarihinde kesinleşen şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası ile kararlaştırıldığı, iş bu davanın açıldığı 23.12.2014 tarihinde ise aradan geçen yaklaşık iki buçuk yıllık sürede davacının aylık ortalama gelirinde önemli bir değişiklik olmadığı, davalı Şaduman’ın aylık ortalama gelirinin ise hala asgari ücretin altında olduğu kanaatine varılarak, sonuç olarak yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin TMK 176’ncı maddesinde belirtilen yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine ilişkin hüküm kurulmasında ve müşterek çocuk Hülya’nın, dava tarihinden yaklaşık iki ay önce reşit olduğu gerekçesiyle; hüküm altına alınmış olan iştirak nafakasının kanun gereği kendiliğinden kalktığının tespitine yönelik hüküm kurulmasında da bir isabetsizlik görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 11/03/2009 tarih 2009/83E-2209/155K sayılı ilamı ile müşterek çocuk lehine hükmedilen 500TL iştirak nafakasının kaldırılmasını talep ettiği, ekinde bulunan 18.11.2008 tarihli protokolün 4. maddesi ile; davacı babanın müşterek çocuk lehine 500TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiği, 5. maddesi ile de; davalı kadının kendisi lehine yoksulluk nafakası talep etmediği anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece; davacının talebinin yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilerek, gerekçeli kararda da davalı kadın aleyhine yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verilmiştir....
Ancak, davacı Tuğba'ya ait nüfus kayıt örneği incelendiğinde, davacı Tuğba'nın doğum tarihinin 07.07.1991 olduğu, müşterek çocuğun işbu davanın açıldığı 05.01.2015 tarihinden önce reşit olduğu ve davanın kendisi adına açıldığı anlaşılmaktadır.Buna göre, müşterek çocuk için daha önce iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de, müşterek çocuk için bu dava ile talep edilenin yardım nafakası olduğu göz önünde bulundurularak, müşterek çocuk Tuğba için yardım hükmedilmesi gerekirken, iştirak nafakasının artırılmasına karar verilmesi doğru değilse de; belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün 1. bendinde yer alan; "müşterek çocuk Tuğba için 100 TL iştirak nafakasının davacının yaşı da dikkate alınarak dava tarihinden, işe giriş tarihi olan 09.02.2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere 75.00 TL artırılarak 175.00 TL olarak belirlenmesi" ifadesinin çıkartılarak, yerine "müşterek çocuk Tuğba için dava tarihinden...
Mahkemece; asıl dava yönünden; davacının iştirak nafakası artırım taleplerinin kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren her bir çocuk için İstanbul Küçükçekmece 5 Aile Mahkemesinin 2012/1030 Esas, 2014/325 Karar sayılı kararı ile ödenen aylık 300'er TL iştirak nafakalarının artırılarak her bir çocuk için 600'er TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, birleşen dava yönünden; birleşen davanın yoksulluk nafakasının kaldırılması yönündeki talebinin kabulüne, İstanbul Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesinin 2012/1030 Esas 2014/325 Karar sayılı kararı ile birleşen davalı kadın yönünden ödenen 350 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, birleşen davacının iştirak nafakaların indirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir....
Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Buna bağlı olarak; davalının ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması-indirilmesi; karşı davada iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının arttırılması davasına dair ... 2. Aile Mahkemesinden verilen 20/12/2016 günlü ve 2016/276 E.-2016/891 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 04/05/2017 günlü ve 2017/10462 E.-2017/6590 K. sayılı ilama karşı davacı-karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
aralarındaki asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı davada iştirak nafakasının artırılması davasına dair... 20.Aile Mahkemesinden verilen 02.06.2015 günlü ve 2016/7145 E-2016/8159 K.sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 25.05.2016 günlü ve 2014/971 E-2015/400 K. sayılı ilama karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....