D. için aylık 700,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacının ciddi sağlık sorunları geçirdiğini, çalışamaz duruma geldiğini, 2009 yılında 2500-3000 Euro maaş aldığını, dava tarihi itibari ile çalışamadığı için 1000 Euro maaş aldığını, bunun 2013 Aralık ayında 750 Euro'ya düşeceğini, 360 Euro çocuk yardımı aldığını, ev kredisi ödediğini, ev giderleri ile sigorta giderleri olduğunu belirterek, iştirak nafakasının 200,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece; davacının hastalığı nedeniyle sürekli olarak çalışamayacak durumda olması, hastalık sonrası aldığı maaşın düştüğü, ekonomik durumun kötüleştiği gerekçesiyle iştirak nafakasının 350,00 TL’ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının indirilmesi istemine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2014/548 Esas, 2014/573 Karar sayılı kararı ile müşterek çocuk Irmak Döğdü lehine hükmolunan ve her yıl %15 oranında artış uygulanan aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi olan 04/01/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere (artış oranı uygulanmaksızın) aylık 1.000,00 TL'ye düşürülmesine, Konya 3. Aile Mahkemesinin 2014/548 Esas, 2014/573 Karar sayılı kararı ile müşterek çocuk Ayza Döğdü lehine hükmolunan ve her yıl %15 oranında artış uygulanan aylık 500,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi olan 04/01/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere (artış oranı uygulanmaksızın) aylık 700,00 TL'ye düşürülmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; açılan davanın kabulünü istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, iştirak nafakasının azaltılması istemine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2014/548 Esas, 2014/573 Karar sayılı kararı ile müşterek çocuk Irmak Döğdü lehine hükmolunan ve her yıl %15 oranında artış uygulanan aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi olan 04/01/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere (artış oranı uygulanmaksızın) aylık 1.000,00 TL'ye düşürülmesine, Konya 3. Aile Mahkemesinin 2014/548 Esas, 2014/573 Karar sayılı kararı ile müşterek çocuk Ayza Döğdü lehine hükmolunan ve her yıl %15 oranında artış uygulanan aylık 500,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi olan 04/01/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere (artış oranı uygulanmaksızın) aylık 700,00 TL'ye düşürülmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; açılan davanın kabulünü istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, iştirak nafakasının azaltılması istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının çalıştığını, yoksulluk çekmediğini ileri sürerek aylık 100.00.- TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, çalışmadığını belirterek davanın reddini istemiş, karşı davasında da ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek aylık 80.00.- TL yoksulluk nafakasının 400.00.- TL ye, 100.00.- er TL iştirak nafakasının 300.00.- er TL ye yükseltilmesini ve nafakaların her yıl artması için oran belirlenmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesince bağlanan iştirak nafakasının kaldırılması talebi, gerekse de davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi talebi, velayet talebinin ferileri mahiyetindedir. Bu itibarla davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi, aleyhine mevcut olan iştirak nafakasının kaldırılması davacı lehine ayrı vekalet ücreti takdirini gerektirmez. Davacının yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik istinafının da reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Dosya kapsamına göre, taraflar Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, velayet davacı anneye verilmiş, çocuk için 300 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Tarafların boşanmalarından sonra ortak çocuğun bir süre anne yanında kaldığı, daha sonra baba ile kalmaya başladığı, mahkemece 24.01.2017 tarihli ara karar ile çocuğun baba yanında okula devam etmesi nedeniyle geçici velayetinin babaya bırakılmasına karar verildiği,çocuğun bu tarihten sonra da baba yanında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda iştirak nafakasının ara kararla geçici velayetin babaya bırakıldığı 24.01.2017 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken hükmün kesinleşmesinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmadığı gibi davalı babaya yükümlülük yükler şekilde ortak çocuğun davalı anne yanına bırakılması suretiyle kişisel ilişki kurulması da doğru olmamıştır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; yoksulluk nafakasının 600,00 TL’ye, müşterek çocuk Nisa yönünden iştirak nafakasının 350,00 TL’ye, müşterek çocuk .... yönünden iştirak nafakasının 450,00 TL’ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir....
Hükmedilen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılması ve son yıllarda ÜFE deki artış oranının fazla olmasından kaynaklı olarak müşterek çocuğun iştirak nafakasının ulaştığı tutarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, müşterek çocuğun giderleri ve ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra davacının elinde kalan geliri ile geçimini sağlama imkanı, hakkaniyet ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinde yüksek olduğu saptanmıştır. İlk derece mahkemesinin iştirak nafakasının azaltılması kararı yerindedir. Davalı vekili istinaf başvurusunda tarafların hükmedilen nafakanın TÜFE oranında artırılması yönünde taleplerinin olmadığını, yerel mahkemenin bu yönde karar verilmesinin yanlış olduğunu ileri sürmüş ise de çoğun içinde azda vardır ilkesi uyarınca davacının nafakanın artışının ÜFE deki fahiş artıştan kaynaklığını ileri sürdüğü de gözetildiğinde ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu görülmüştür....
Hükmedilen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılması ve son yıllarda ÜFE deki artış oranının fazla olmasından kaynaklı olarak müşterek çocuğun iştirak nafakasının ulaştığı tutarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, müşterek çocuğun giderleri ve ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra davacının elinde kalan geliri ile geçimini sağlama imkanı, hakkaniyet ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinde yüksek olduğu saptanmıştır. İlk derece mahkemesinin iştirak nafakasının azaltılması kararı yerindedir. Davalı vekili istinaf başvurusunda tarafların hükmedilen nafakanın TÜFE oranında artırılması yönünde taleplerinin olmadığını, yerel mahkemenin bu yönde karar verilmesinin yanlış olduğunu ileri sürmüş ise de çoğun içinde azda vardır ilkesi uyarınca davacının nafakanın artışının ÜFE deki fahiş artıştan kaynaklığını ileri sürdüğü de gözetildiğinde ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu görülmüştür....
GEREKÇE: Dava, iştirak nafakasının azaltılması isteğine ilişkindir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK'nın 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. TMK'nın 330.maddesindeki düzenleme; nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir....