Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı (koca) tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise kocanın kabul edilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-karşı davacı (kadın) yararına hükmedilen tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamı yerine iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesinin açık maddi yazım hatası olup mahallinde her zaman düzeltilebileceğinin anlaşılmasına göre, davalı-karşı davacı (kadın)'ın tüm, davacı-karşı davalı (koca)'nın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; ortak çocuk için ödenen aylık 150.00 TL iştirak nafakasının yeterli olmadığını ileri sürerek; 800.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir . Davalı, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 250.00 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

      Somut olayda, davacının iştirak nafakasının artırımı yönündeki talebi TMK. 328/2 ve 364/1. maddesi kapsamında yardım nafakası talebini içermektedir. Mahkemece; davacı yararına hakkaniyete uygun bir miktarda yardım nafakasına hükmolunması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece; boşanma kararının kesinleşmesinden 4 ay sonra davanın açıldığı, tarafların gelirinde ve çocukların giderlerinde artış olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1- Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul durumu, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Aynı kanunun "Durumun Değişmesi" başlıklı 331.maddesinde; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" düzenlemesine yer verilmiştir....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile boşandıklarını, boşanma neticesinde müşterek çocuğun velayetinin annesine verildiğini, davalının 600TL iştirak nafakası ödemesine hükmedildiğini, davalının halen 835,98TL iştirak nafakası ödediğini, aradan geçen zaman içinde davalının kanuni olarak yapmış olduğu nafaka artışının günümüz ekonomik koşulları ile müşterek çocuğun eğitim alması için devam etmekte olduğu özel okul ve diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini, müşterek çocuğun görünen masraflarının karşılanması yönünden davalı nafakayı artırmasına yönelik harici görüşmelerin olumlu katkısı olmadığını belirterek çocuk için hükmedilen nafakanın aylık 3.500,00TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini ve yıllık TEFE veya TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiş, sonrasında ibraz ettiği 28.11.2022 tarihli dilekçeyle üfe oranında artırım yapılmasını talep ettiklerini belirtmişlerdir...

          Aile Mahkemesinin 2015/525 Esas 2015/642 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukları Muhammed Emin için aylık 300,00TL , Tuba için aylık 350,00TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin boşanma sırasında baskı altında olduğundan kendisi için yoksulluk nafakası talep etmediğini, ancak müvekkilinin boşanma ile yoksulluğa düştüğünü, çocukların bakımı nedeniyle çalışamadığını ve gelir elde edemediğini, davalının öğretmen olarak çalıştığını, iştirak nafakasının üzerinden ise 4 yıl süre geçtiğini, küçüklerin büyüdüklerini ve mevcut nafakanın yetersiz kaldığını belirterek müvekkili için aylık 750,00TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, müşterek çocuklardan Muhammed Emin için hükmedilen aylık 300,00TL iştirak nafakasının aylık 600,00TL.ye, küçük Tuba için hükmedilen aylık 350,00TL iştirak nafakasının aylık 750,00TLye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....

          (YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; müşterek çocuk Batu Toprak için iştirak nafakası talep etmiş, mahkemece hükmün 2 numaralı bendinde müşterek çocuk Batu Toprak için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, müşterek çocuk için talep edilen nafaka yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada müşterek çocuk için talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, iştirak nafakası mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; müşterek çocuk Batu için takdir edilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı; davalı ile 10.10.2002 tarihinde boşandıklarını ve müşterek iki çocuğu için aylık 75’er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, iştirak nafakasının günün ekonomik koşulları ve paranın satın alma gücünde enflasyon oranında değer kaybına uğramış olduğu ve çocuğun ihtiyaçlarının artması sonucu yetersiz kaldığını belirterek, nafakanın her bir çocuk için 500’er TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı;cevap vermemiştir....

              Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 100,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 60,00 TL artırılarak 160,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk Yonca'nın 1999 doğumlu ve açık öğretim lisesi öğrencisi olduğu; davalının ise, ayakkabıcılar sitesinde işçi olarak çalıştığı, asgari ücret elde ettiği ve 500,00 TL kira ödediği tespit edilmiştir. ./.....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış iştirak nafakasının arttırımı istemine ilişkindir. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri sekiz bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1. maddesi uyarınca 01/01/2022 tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. maddesindeki parasal sınır 8.000,00- TL olmuştur. Kesinlik sınırı her bir nafaka yönünden ayrı ayrı belirlenir. Somut olayda; davacı kadının iştirak nafakası talebinin reddedilen kısmının ve davalı erkeğin kaldırılmasını talep ettiği iştirak nafakası miktarının ayrı ayrı yıllık tutarı (150,00- TLx12=1.800,00- TL) (650,00- TLx12=7.800,00- TL) Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. maddesi uyarınca belirlenen parasal sınırın altında kalmakta olup, karar kesin niteliktedir....

                UYAP Entegrasyonu