Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi ile eklenen (c) fıkrası uyarınca aylığa hak kazandığı anlaşılmakla; mahkemenin davanın kabulüne dair karar gerekçesinin bu gerekçe doğrultusunda düzeltilmesiyle hükmün sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 22/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava dilekçesinde sigorta başlangıcının tespiti talebi yanında 01.12.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıldığının da tespiti istenilmiş; davacı vekilinin yaşlılık aylığına ilişkin talepten feragat ettikleri beyanı gözetilerek, aylığa ilişkin talebin vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; davacı tarafından feragat beyanında bulunan Avukat ...’la ilgili olarak Gaziantep 6. Noterliğinin 15.03.2013 gün ve 10753 yevmiye sayı ile düzenlenen vekaletnamede feragate ilişkin yetkinin bulunmadığı görülmüştür. Mahkemece, davacı tarafından vekilinin feragat beyanına icazet veren iradesini taşıyan beyan/belge veya feragat yetkisini içeren yeni bir vekaletname sunulması istenilip, dosyaya konulduktan sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, bu eksiklikler giderilip dosya geldikten sonra temyiz itirazlarının incelenmesine, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, sigorta başlangıç tarihinin Almanya da işe giriş tarihi olan 03.05.1980 olarak tespitine, 01.02.2014 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, tespit istemine ilişkindir....

        K A R A R Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 12/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          in hak sahibi sayılmasına karar verilip 381 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 56 sayılı kararı ile, hak sahipliği karar tarihinden önce davalılar İsa ve Yasemin'in SSK kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin ve daha önce alınmış 29.06.1998 tarih ve 90 sayılı kararın iptaline karar verildiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin “Mülga 2510 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanuna göre devam eder.” hükmü uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin, Mahalli İskan Komisyonu’nun 09.08.2002 tarih ve 176 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2170 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’ın ebeveynleri ile birlikte topraklandırıldığı halde yeniden hak sahibi yapıldığının tespit edilmesi üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 259 no’lu kararı ile 09.08.2002 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....

              Şti.’ne 5846 sayılı Kanun’da belirtilen mali haklardan hangisini devrettiği, Türkiye’deki hak sahipliği süresi ile suç tarihi itibarıyla hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı hususları belirtilmediği anlaşılmakla) gözetildiğinde, sanık hakkında şikayet yokluğu sebebiyle düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                Şti.’ne 5846 sayılı Kanun’da belirtilen mali haklardan hangisini devrettiği, Türkiye’deki hak sahipliği süresi ile suç tarihi itibarıyla hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı hususları belirtilmediği anlaşılmakla) gözetildiğinde, sanık hakkında şikayet yokluğu sebebiyle düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                  , dava konusu Kurum işleminin iptalini, davacının 17.02.2017 tarihi itibariyle aylığa hak kazanacağının tespitini talep ve dava etmiştir....

                    K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirci nedenlere ve özellikle davacıya davalı Kurumca 1994 yılında bağlanan aylığın sözleşme aylığı olmasına ve 506 sayılı Yasa'nın Geçici 81.maddesinin ilk fıkrasının (A) bendinde 25.08.1999 tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümlere göre yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olanlar ile sigortalılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanacağına, davacının anılan tarih itibariyle eski yasa hükümlerine tabi olmasına ve değişiklikten önceki 506 sayılı Yasa'nın 60/A-b maddesi gereğince 55 yaşını doldurmuş ve primi yatırılmış 3600 günü bulunmakla yaşlılık aylığına hak kazanmış olup olayda 3600 gün üzerinden bağlanacak kısmi aylığın 5000 gün üzerinden bağlanacak tam aylığa çevrilmesi gibi bir durum söz konusu olmamasına göre davalı vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun...

                      UYAP Entegrasyonu