Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla, sigortalı ya da hak sahipleri tarafından herhangi bir tazminat davası açılmamış ise; Mahkemece gerçek zarar tutarının usulünce belirlenmesi gerekeceği açıktır. Somut olayda; davacı Kurum, 08.10.2008 tarihli kazası sonucu sürekli göremezlik durumuna giren sigortalı Murat Gençoğlu’na bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerden oluşan sosyal güvenlik yardımlarının davalı işverenlerden rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

    Dosya kapsamından davacılar murisinin davalı yeri nezdinde çalıştığına dair tespit yerinde ise de çalışma süresi ve dönemi net olarak belirlenmelidir. Bu nedenle murisin yerinde yaptığı ve görevi de araştırılarak sigortalı murisin kesintili çalışıp çalışmadığı tespit edilmeli, yerine komşu yerleri ve bu yerlerinden kuruma bildirimi yapılmış çalışanlar ile bordro tanıkları re’sen belirlenerek tanık olarak beyanları alınmalı, tanık beyanları arasında çelişki olması halinde çelişkiyi giderecek şekilde yeniden ifadelerine başvurulmalı, bu şekilde çalışmanın süresi tereddütsüz olarak tespit edilmeli, elde edilecek deliller değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir. Ayrıca kabule göre de; davacılar murislerinin 2003 yılının Ocak ayında çalışmaya başladığını belirterek hizmetinin tespitini talep ettiklerinden, çalışmanın başlangıcının 01.01.2003 tarihi olarak alınması yerinde değildir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, trafik kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin, 1479 sayılı Kanunun 63. maddesince tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı ... avukatının tüm, davacı kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı ya da hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların herbirinden ayrı ayrı yada sadece birinden istemek hakkına sahiptir....

        Davacı, Mahalli İskan Komisyonu’nun 30.07.1992 tarih ve 80 sayılı kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalıların hak sahibi sayılmasına karar verilerek 1714 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 181 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce aile reisi ...’ın Bağ-Kur kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2012/1325 Esas, 2013/780 sayılı kararı ile reddedilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, hak sahipliği kararının iptaline ilişkin işlemin idari istikrar ve idareye güven ilkelerine aykırı olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır....

          Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....

            un 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında Mahalli İskan Komisyonunun 15/03/1996 tarih ve 35 nolu kararı ile tarımsal iskana hak kazanmış olduğunu, verilen karar gereğince dava konusu 1802 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, Mahalli İskan Komisyonunun 06/04/2012 tarih ve 2012/242 sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürerek 1802 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, herhangi bir savunma getirmemişlerdir. Mahkemece, 5543 sayılı yasanın 6495 sayılı yasa ile eklenen geçici 7/3 fıkrasında mülga 2510 sayılı yasaya göre hak sahibi olanların hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam eder hükmü gereğince, yine hak sahipliğinin iptali kararı verilmişse de, davalının sigorta kaydının bulunmasının yerleşik hayata geçtiğinin kanıtı olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Baydaş'a velayeten) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracta davacı ...’ın eşi ... ın annesi ... ve ...’ın oğlu ... ’ın yolcu olarak bulunduklarını, meydana gelen tek taraflı kazada davacılar murislerinin vefaat ettiğini, davacıların desteklerini yitirdiklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı ... için 5.000 TL ... için 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile ... için 80.689,61 TL ... için 22.633,32 TL olarak ıslah etmiştir....

                İş Mahkemesi'nin değinilen dosyası ise murislerinin yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve hak sahibi ...'a ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkin olmakla, her iki davanın konusu ve talep sonucu farklı olduğundan kesin hüküm oluştuğundan bahsedilemez. Sigortalının mirasçıları tarafından Kurum aleyhine açılan davada;... İş Mahkemesince verilen karar üzerine, 01.09.2006 ile 01.07.2009 tarihleri arası aylıklarına mahsuben 19.796.10 TL asıl alacak, işlemiş faiz ve yargılama giderleri nedeniyle toplam 23.138,51 TL tutarında, Kurum aleyhine icra takibi yapıldığı ve Kurum tarafından, 06.07.2010 tarihinde 27.379,75 TL icra dosyasına ödendikten sonra, haksahibi ...'...

                  Davalılar, 6495 Sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanununa eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası gereği hak sahipliklerinin kayıtsız şartsız devam edeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 6495 Sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanununa eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası gereğince 2510 sayılı yasa döneminde hak sahibi olanların herhangi bir koşul aranmadan hak sahipliklerinin devam edeceği, hak sahipliğinin iptaline ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp , düşünüldü....

                    Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeye aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutarla bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu