Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile iş kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....
Mahkemece; "5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra meydana gelen iş kazaları sonucu oluşan kurumun işverenden rücu hakkının 5510 sayılı Yasanın 21.maddesine göre talep edildiği anlaşılmıştır. Ayrıca, iş kazası geçiren sigortalıya kurum tarafından sağlanan sağlık hizmetleri ile ilgili giderlerin işverenden rücüan tahsili 5510 sayılı Yasanın 76.maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Dava konusu uyuşmazlık kurum sigortalısının malul kalmasına yol açan iş kazası nedeniyle, sigortalıya istirahatli olduğu dönemde ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin ve tedavi sırasında sarf edilen hastane giderine ilişkindir....
Davalı belediye vekili cevap dilekçesinde özetle ; sigortalının iş kur personeli olarak çalışıp kadrolu personeli dahi olmadığını, belediye yönünden bir kusurları bulunmadığını, iş gücü kaybı ve kusur raporlarından belediyenin haberi olmadığını, Sigortalının iş kazası nedeniyle açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davası Samsun 2 İş Mahkemesinin 2015/675 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, kusur ve iş gücü kaybı yönünden bu dosyada alınacak raporlarında mahkemece dikkate alınması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; "5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra meydana gelen iş kazaları sonucu oluşan kurumun işverenden rücu hakkının 5510 sayılı Yasanın 21.maddesine göre talep edildiği anlaşılmıştır. Ayrıca, iş kazası geçiren sigortalıya kurum tarafından sağlanan sağlık hizmetleri ile ilgili giderlerin işverenden rücüan tahsili 5510 sayılı Yasanın 76.maddesi kapsamında düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine göre dava, Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesini değiştiren 23/07/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi, “......dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi, bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda iş bölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle birlikte dosyayı görevli olduğu kanısına vardığı ilgili hukuk dairesine gönderir. Bir aylık sürenin bitiminden sonra veya duruşma günü verilen dosya hakkında gönderme kararı verilemez.......” hükmünü içermektedir. Yapılan inceleme sonucu dosyanın Yargıtay 21. Hukuk Dairesince 19.10.2016 tarihinde esasa kayıt edilerek, bir aylık süre geçtikten sonra 12.12.2016 tarihinde karara çıkarılarak gönderilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle hükme yönelik temyiz/karar düzeltme itirazlarının incelenmesi görevi anılan yasa maddesine göre 21....
Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile iş kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....
Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile iş kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....
Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile iş kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, rücuen tazminat ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Dr. ......
Kastı ya da sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı hareketi ile iş kazası veya meslek hastalığına neden olan işveren, sigortalı veya hak sahibine karşı tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Madde metninden anlaşılacağı üzere, bu durumda sigortalı ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarında bulunan Kurumun yaptığı yardımları, işverenden rücuan isteme hakkı vardır. İşverenin borcunun sözleşmeden aykırılık kaynaklı olup, geçerli bir borç olduğu ve alacaklı konumundaki sigortalı veya hak sahibinin bu yardımlarla kısmen ya da tamamen tatmin edildiği açıktır. Burada sigortalı veya hak sahibine Kurumca bağlanan gelirler yönünden tazminat miktarı başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri olarak öngörülmüştür. Ancak açıkça söz konusu tutarın, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutarı aşamayacağı, bir başka deyişle kurumun rücu hakkının anılan tutara bağlı ve sınırlı olduğu düzenlenmiştir....
Ayrıca, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1.maddesine 05.07.2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 39. Maddesi ile eklenen "Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir." Hükmü ile 01.01.2013 tarihinden itibaren bazı iş mahkemelerinin sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmek için görevlendirilmiş olması da davaların ayrılmasının nedeni olamaz. Bu gerekçeye dayalı bulunan yerel mahkeme kararının isabetli olduğu ve işin esası hakkında inceleme yapılmak üzere dosyanın Yüksek Özel Dairesine gönderilmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşlerine katılmamaktayız. ...