A.Ş.’ye ait iş yerinde davalı ... aracılığı ile işe başladığını ve 13.08.2009 tarihinde iş kazası geçirdiğini iddia ettiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Kontrol Memuru tarafından düzenlenen raporda davacının iddiaları yönünde bir tespit yapılamadığından olayın iş kazası olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığının belirtildiği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi tarafından düzenlenen raporda davacı ve davalılar arasında işçi işveren ilişkisi kurulamadığı ve iş güvenliği yönünden inceleme yapılamadığının belirtildiği, Mahkemece 28.06.2011 tarihli duruşmada ara karar ile Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen belgeleri inceleyip beyanda bulunmak üzere davacı vekiline 10 günlük süre verildiği, davacı vekilinin bu sürede beyanlarını bildirmediği ve takip eden duruşmaya katılmayarak mazeret dilekçesi ibraz ettiği, 01.11.2011 tarihli karar duruşmasına da davacı vekilinin katılmadığı, davalı Anitta İnş....
Nitekim 5510 sayılı Kanunun 19.maddesi gereğince iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir....
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumu’nu bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir. Somut olayda,davaya konu zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi yöntemi noktasında toplanmaktadır. Mahkemece Tokat Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen %32 oranındaki sürekli iş gücü kaybı dikkate alınarak neticeye varıldığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, öncelikle davacının sürekli iş gücü kaybı oranının tespiti bakımından Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatının sağlanıp yukarıda açıklanan prosedür kapsamında davacının sürekli iş gücü kaybını tereddütsüz olarak ortaya koymak....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği, ancak davalı Kurumca yapılan tahkikat sonucu olayın iş kazası olduğuna ilişkin bir tespit yapılamadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Zararlandırıcı olayın iş kazası olduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca hak sahiplerine gelir bağlanmayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından iş kazasının tespitine ilişkin davanın maddi tazminat istemli dava ile bir arada görülüp sonuçlandırılmasının da fiilen mümkün olmadığı ortadadır....
Yapılacak iş; davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna yaptığı ihbarla ilgili tahkikat evraklarını getirtilerek Kurum tarafından olayın iş kazası sayılıp sayılmadığını belirlemek, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemiş olması halinde davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmiş olması halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi giderek iş kazası sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....
İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında ise Kurum taraf değildir. Öte yandan 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Kanun'un 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” düzenlemesine yer verilmiştir. Adalet Komisyonunun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri, teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez....
Somut olayda, ... kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi ayrıca davanın ... Mahkemelerinde görülebilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın ... kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. ... kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ...; Mahkemelerin görevine ilişkin neticeleri de bulunmakla öncelikle davacıya ... kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunması, olayın Kurumca ... kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işvereni aleyhine “... kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasının neticesini bu dava için bekletici sorun yaparak, ... kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu kabulüne göre işin esasına girip bir karar vermektedir....
Somut olayda meslek hastalığı sonucu olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın meslek hastalığı sonucu olup olmadığının tespiti ön sorundur. Meslek hastalığı sonucu ölümün tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 30/09/2020 NUMARASI : 2019/101 ESAS - 2020/374 KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilin davalı iş yerinde elektrik arıza ve bakım işini gerçekleştirdiği, müvekkilinin 11.02.2012 tarihinde Tekkeköy ilçesinin Güzelyurt köyünde mevcut elektrik direğinin arıza bakım ve onarımı için kendilerine gelen ihbar üzerine işveren davalılar tarafından görevlendirildiğini, müvekkilinin tedbir ve önlemler alınmadığından elektrik direğinde akıma kapılarak düştüğünü, ağır şekilde yaralandığını, Samsun eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü bu dönemde çalışamadığını iş nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu, Samsun 1. İş Mahkemesinin 2012/747 esasına kayıtlı maddi manevi tazminat davası açıldığını, 3....
İş Mahkemesinin 2015/723 Esas sayılı dosyası üzerinden iş kazası nedeni ile tazminat davası açtığını, davalı işverenin iş kazası bildiriminde bulunmadığından mahkemece taraflarına iş kazasının tespiti davası açılması için süre verildiğini belirterek, davacının davalıya ait işyerinde 30/07/2015 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun ve oluşan maluliyet oranının tespitini talep ve dava etmiştir....