Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın ... Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf ... Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak iş; davacılara iş kazasını ... Kurumuna ihbarda bulunmaları, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde ... Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yapmak, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacılara Kuruma müracaat ederek iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için önel verilerek çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir....
Ancak, davalının kazalının işvereni olmadığı ve bu nedenle davaya konu olayın iş kazası olmadığına ilişkin itirazı bulunmakla; Bu itiraz nedeniyle öncelikle davalıya, davaya konu kazanın “iş kazası” olup olmadığının tespiti için sigortalı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna husumet yönelteceği tespit davası açması için süre verilmesi ve açılacak davanın bekletici mesele yapılması, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda değerlendirme yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır....
in 22/12/2010 tarihinde iş yerinde kalp krizi geçirerek rahatsızlanmasının iş kazası olduğunun tespitine, maluliyet tespiti ve gelir bağlanması gerektiğinin tespiti taleplerinin hukuki yarar ve dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildi. IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURMA NEDENLERİ: Davacı vekili, iş göremezlik gelirine kaza tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini; aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu savunarak kararın bozulmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, iş kazası nedeniyle uğranılan zararla ilgili ilamın icrası sırasında düzenlenen 21.04.2003 tarihli protokole göre verilen senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti isteminden kaynaklanmakta olup, Asliye Hukuk Mahkemesi'nce karara bağlandığından temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 19.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
uyarı yazılarının olmadığını, mahkememizin 2019/2 sayılı dosyası ile meydana gelen kazanın iş kazası olup olmadığı yönünde dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini, maktülun geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur....
ın davalı işverene ait işyerinde 22.07.2010 tarihinde geçirdiği iş kazasının Kuruma bildirildiğini, oysa bu iş kazası sonucu oluşan sürekli işgöremezlik derecesine etki eden ilk kazanın 21.06.2010 tarihinde gerçekleştiğini, ancak bu durumun iş kazası olarak bidirilmediğini iddia ederek, bu olayın iş kazası olduğunun tespitini talep etmiştir.Mahkemece verilen davanın kabulüne dair ilk karar Dairemizin 10.05.2016 tarihli kararıyla “Mahkemece, öncelikle ilk kazaya ve ikinci kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı celbedilmeli, iddiayı teyit eden bir tedavi süreci olup olmadığı, varsa birincisinin ikinciye etkisi irdelenmeli ve sonuca göre hüküm kurulmalıdır.”gerekçesiyle bozulduğu, Mahkemece “Her ne kadar davacı ...'ın davalı iş yerinde 21/06/2010 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesi talep edilmiş ise de Adli Tıp Kurumu 3....
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur. Bir olayın iş kazası olup olmadığının açık bir şekilde ortaya konulması, zararlandırıcı olaya dair yapılacak yargılamada mahkemelerin görevine ilişkin neticelerinin de bulunması nedeniyle önemli olup, olayın iş kazası olup olmadığına dair ihtilaf öncelikle Kurum'un yapacağı tahkikatla, sonrasında ise tarafların açacağı tespit davalarının neticesine bağlı olarak tazminat davalarında öncelikle çözümlenmelidir. Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer, işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek iş kazası tespit davası açabilirler....
Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda davacı ile davalılar arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığı,mahkemenin görevli olup olmadığının anlaşılabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur.İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf SGK Başkanlığının hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında Kurum taraf değildir....
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Kanunun 21/4 maddesi; "İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir." hükmünü içermektedir. 1- Her ne kadar davalı vekilince, Kurum sigortalısının geçirdiği kazanın, iş kazası olmadığı ileri sürülmüş ise de; Mahkemece, yargılama aşamasında davalı tarafa, olayın iş kazası olmadığının tespiti yönünde dava açması için kesin süre verilmesi, davalı vekilinin 16/03/2021 tarihli celsede, olayın iş kazası olmadığının tespiti hususunda kesin süre içerisinde dava açmadıklarını beyan etmesi karşısında, davalı tarafın, anılan kazanın iş kazası olmadığına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. 2- Kusur raporları uyuşmazlık konusudur....