Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TL civarında tedavi gideri olduğunu ve tedavinin devam ettiğini, davacının davalı şirket bünyesindeki net maaşının 2.000,00 TL civarında olduğunu, ayrıca davacının 2 yaşında down sendromu rahatsızlığı olan bir çocuğu ve 7 yaşında da bir diğer çocuğunun bulunduğunu, davacının uğramış olduğu kazası sonucu sakat kalarak daimi gücü kaybına maruz kalması nedeniyle 6100 sayılı yasanın 107. maddesi gereğince yargılama sırasında belirli hale gelecek zarar miktarlarına artırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat, davacının tedavi giderlerine ilişkin olmak üzere 6100 sayılı yasanın 107. maddesi gereğince yargılama sırasında belirli hale gelecek zarar miktarlarına artırılmak üzere şimdilik 750,00 TL maddi tazminat, davacının sözü edilen sakat kalma nedeniyle duymuş olduğu derim elem ve kederin bir nebze olsun giderilmesi için 20.000,00 TL manevi tazminatın kazası tarihi olan 12.09.2015 tarihinden itibaren tüm tazminat kalemleri için işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili...

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, yerindeki ağır çalışma koşulları nedeniyle zaman zaman birtakım rahatsızlıklar yaşadığını, sık sık görev yerinin değiştirilmesi, işten çıkartılma endişesi, yerindeki stres ve çalışma koşullarındaki ağırlık nedeniyle önce kollarında uyuşma başladığını, bir kaç ay sonrada beyin kanaması geçirdiğini, buna bağlı olarak kısmi felç ve gücü kaybı yaşadığını, buna rağmen davanın reddinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür. İSTİNAF NEDENLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İş kazasından kaynaklı tazminat davalarının görülmesi için ön koşul zararlandırıcı olayın Kurumca kazası niteliğinde olduğunun tespit edilmesidir. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında ise Kurum taraf değildir....

Bu kapsamda yukarıda anlatılan tüm gerekçelerle davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle alınan maluliyet raporlarına göre kalıcı göremezliğinin bulunmadığı, geçici göremezliğinin ise kaza tarihinden itibaren 3 ay olduğu, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre geçici göremezlikte kaynaklı talep edebileceği maddi tazminatın davacının %85 oranındaki kusur indirimi sonrası 653,18 TL olduğu ve bu tutardan da SGK tarafından dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ödenen 559,10 TL'nin mahsubu ile davacının geçici göremezlikten kaynaklı olarak talep edebileceği bakiye tutarın 94,08 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olmakla davanın kısmen kabulüne, 94,08 TL geçici göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın 11.09.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine, kalıcı göremezliğe ilişkin maddi tazminat isteminin reddine karar verme gereği doğmuştur...

    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda 04.04.2004 tarihli kazası nedeniyle 23.484,75 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacı vekilinin 30.01.2013 tarihli dava dilekçesi ile, 10.000 TL Maddi tazminat talebinde bulunduğu, davacının 04.04.2004 tarihli kazası nedeniyle %27,2 oranında malul olduğu, kazası nedeniyle davacı işçinin %15, davalı işveren şirketin %85 kusurunun bulunduğu, davacı vekilince sunulan 20.05.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat isteminin 35.000 TL'ye artırıldığı, talep artırım dilekçesinden sonra davalı vekilinin 06.06.2014 tarihli celsede ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğu anlaşılmaktadır....

      İş Mahkemesinin 2016/501 Esas ve 2019/78 Karar sayılı kazası tazminat davası kapsamında davacının eşine faiziyle birlikte maddi ve manevi tazminat olarak protokol ile 514.880,00 TL ödendiğini, yine kazası kapsamında işyeri aleyhine SGK tarafından Gebze 4. İş Mahkemesi 2017/291 Esas sayılı dosya ile faiz hariç 184.233,00 TL değerinde rücu davasının devam etmekte olduğunu, davalı işyerinin kazası sonucu yüklendiği tazminat tutarları devam eden rücu davası ile birlikte toplamda 726,061,00 TL tutarında olduğunu, davanın zenginleşme girişimi ile açılmış bir dava olduğunu, davacının eşi ile aile birliğinin sürdüğünü, davacının eşine ödenen yüksek tutarlı tazminatın ailenin yaşam düzeyine yükselttiğini, davanın açıldığı tarih itibariyle zaman aşımına da uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; " Dava kazası nedeniyle manevi tazminat istemidir....

      Davacıda kazası sonucu oluşan sürekli göremezlik oranı ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup, tazminat davasında Kurum taraf değildir. Somut olayda, davacının Kurum tarafından belirlenen sürekli göremezlik oranına idari aşamada usulüne uygun itirazı bulunmadığı ve maluliyet oranının tespiti ile ilgili açılmış bir dava da bulunmadığı ve davacının sürekli göremezlik oranı ile ilgili itirazı konusunda ayrıca işvereni ve SGK'nu hasım göstermek suretiyle maluliyet oranının tespiti davası açarak sürekli göremezlik oranını mahkeme kararı ile tespit ettirebileceği ve fark maluliyet oranı nedeniyle işverenden maddi ve manevi zararının tazminini isteyebileceği de dikkate alınarak % 8 oranında tespit edilen sürekli göremezlik oranına göre manevi tazminat takdiri gerekirken manevi tazminatın % 20 oranına göre takdir edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ayrıca SGK Sağlık Dairesi kararı ile ATK 3....

        İş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davalarında kazalının sürekli güçü kaybı zararının hesaplanmasında Kurumun kazası nedeniyle kazalıya bağladığı gelirin ilk peşin sermaye değerinin ve geçici göremezlik ödeneğinin rücu edilebilir kısmının düşürülmesi esastır. Rücu edilebilir sosyal güvenlik ödemesi ise kazalının kusuru oranında indirim yapılan ödemedir. Bu kapsamda somut olayda davacının yargılama konusu kazasında % 20 oranında kusuru olduğuna göre sigortalıya yapılan geçici göremezlik ödeneğinden % 20 oranında indirim yapılarak hesaplanan zarardan düşülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

          Davaya konu kazası 06.02.2018 tarihinde davacının trikodan sarma boşaltırken sarmanın elinden kayması nedeniyle sağ ayak kaval kemiğine düşmesi sonucu meydana gelmiş ve kaza nedeniyle davacı %5,1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiştir....

          Mahkeme, maddi tazminat talebinin reddine ve 15.04.2004 tarihinde meydana gelen kazası nedeniyle 5000 TL manevi tazminatın 15.04.2004 tarihinden itibaren, 12.06.2005 tarihinde meydana gelen kazası nedeniyle 15.000 TL manevi tazminatın 12.06.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar vermiştir. Davacının 12.06.2005 tarihli kazası sonucu %59 oranında sürekli göremezliğe uğradığı olayda davalı işverenin %65, davacının %35 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir....

            , hastaneye 20/03/2016 tarihinde giriş yaptığını ve 09/05/2016 tarihinde taburcu olduğunu, müvekkilinin bedensel zararına dayalı tedavi giderleri, sürekli göremezliğinden doğan zararları ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan zararlarını kapsamakta olduğunu, bundan dolayı maddi tazminat talebinde bulunduklarını, gerçekleşen kazası nedeniyle müvekkilinin kişisel bütünlüğünün zedelenmesi nedeniyle söz konusu zararın müvekkil üzerinde yarattığı acı, elem ve ıstırabın giderilmesi maksadıyla manevi tazminat talebinde bulunduklarını, yaşanan kaza nedeniyle müvekkilinin yaralanmasının ağırlığı itibariyle iyileşmesinin mümkün olmadığını, davacının Antalya'da ikamet eden kız kardeşi ve onun eşi tarafından Antalya'ya getirilerek Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yatırıldığı, burada büyük oranda doku kaybı olan ayak bileğinden 9- 10 saat süren riskli bir ameliyat geçirdiğini, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi kayıtlarında olayın kazası olarak göründüğünü, yaşadığı kazası...

            UYAP Entegrasyonu