Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kazasına dayalı maddi - manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; Kurumun İş Kazası Servisi'nin 01/12/2016 tarih ve 2016/569 sayılı kararı ile; 13.08.2014 tarihinde meydana gelen ve davacı sigortalının yaralanması ile sonuçlanan olayın kazası sayıldığı, davacının anılan kaza nedeniyle sürekli göremezliğe uğramadığının ve davacının işvereninin davalı şirket olduğunun istinaf incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen Bursa 6....

Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

    Somut olayda, hak sahiplerine davaya konu kazası nedeniyle gelir bağlandığı Sosyal Güvenlik Kurumunca bildirilmesine rağmen, tesbit edilen maddi zarardan bildirilen bu peşin sermaye değerlerinin indirilmemesi , murisin kusurunun %40 olmasına rağmen belirlenen maddi zarardan %20 oranında indirim yapılması doğru değildir. Öte yandan maddi tazminat hesabında pasif dönem hesabının da yapılması gerektiği halde yapılmaması doğru değilse de bu konunun davacılar tarafından temyize konu edilmemesi nedeniyle bu konu bozma nedeni yapılmamıştır....

      Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir....

        Mahkemece, davacının sürekli işgöremezlik oranı %18,12 olarak kabul edilip, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemnin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından davacı sigortalının %30, davalının %70 oranında kusurlu oldukları, dava dilekçesinde faiz talep edilmediği halde mahkemece dava dilekçesinde talep edilen ve davacı lehine hülüm altına alınan talepler açısından faiz yürütülmesine karar verildiği, davacının aynı işyerinde iki kazası geçirdiği, davacı vekilinin hem dilekçelerinde hem de duruşmadaki beyanlarından eldeki davanın 2009 yılında meydana gelen ikinci kazasına ilişkin olduğu, bu ikinci kazası nedeniyle davacıda meydana gelen sürekli işgücü kaybının ise %11,00 oranında olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin taleple bağlı olarak karar vermesi gerektiği HUMK’nun 74 ve HMK ’nun 26. Maddelerinin emredici kuralıdır....

          Ancak, davacıların maddi tazminat istemlerinin reddi, davacılardan ...’nın ölümü ve bu ölüm sonrasında davacı ...’ya kocasından ölüm aylığı bağlanması nedeniyle, her iki davacıya kazası sonucu çocuklarının ölümü nedeniyle bağlanan gelirin kesilmesi ve bunun sonucu hak sahiplerine yapılan fiili ödemelerin indirilmesinden kaynaklanmıştır. Davacıların dava açarken bu hususu bilebilmeleri mümkün değildir. Hal böyle olunca da maddi tazminat istemlerinin reddi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4....

            Mahkemece davacının kazası nedeniyle sürekli göremezliğe uğramadığı tesbit edildiğinden maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminatın ise kısmen kabulune karar verilmiştir.Toplanan delillere göre maddi tazminatın reddine manevi tazminatın ise kısmen kabulune karar verilmesi doğrudur.Ancak davacı dava dilekçesinde manevi tazminat için olay tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep etmesine rağmen bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne varki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı HUMK 438/7. maddesi gereği düzeltilerek onanmalıdır....

              Dosyaya ekli 13.04.2005 tarihli işveren Mali Mesuliyet sigorta poliçesi içeriğinden davalı ... sigorta A.Ş’nin işveren ... ’un kazası sonun da oluşacak maddi zararlarını sigorta ettiği açık olup sigorta şirketinin davalı işverenin kusuru kapsamında maddi tazminat yönünden sorumlu olduğu açık iken maddi tazminat yönünden davalı ... şirketinin sorumluluğuna karar verilmesi yerine açılan davanın reddine dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir. O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 30/04/2013 günü oy birliği ile karar verildi....

                Kurumun kazası tahkikatının ve giderek zararlandırıcı olayın kazası olarak tespitinin açılan tazminat davalarına doğrudan etkisi bulunmaktadır. Şöyle ki İş kazasından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tahsiline ilişkin davalar olduğundan mükerrer tahsile neden olunmasının önüne geçebilmek için kazası sigorta kolundan Kurumun hak sahiplerine bağladığı gelirlerin tespiti ile bunun hesaplanan maddi tazminattan tenzili gerektiği gibi, tek başına manevi tazminat davası açılması durumunda dahi mahkemenin görevine ilişkin neticeleri bulunmasından dolayı (olay kazası değilse yargılama mahkemelerinde yapılamayacağından) Kurumun kazası tahkikatı ve giderek olayın kazası olarak tespit olunması önem arz etmektedir. Dosyadaki SGK müfettişinin 10.09.2013 tarihli raporunda, kazası değerlendirmesinin yapılması için mahkemeye başvurulması gerektiği ifade edilmiştir....

                  Mahkemece; maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından,Kurum tarafından kazası olarak kabul edilen zararlandırıcı olayda tüm kusurun davalı ... de olduğu, zararlandırıcı olayın ölen sigortalı ile davalı ...'ın davalı ... Em....A.Ş'nin çalışına iken meydana geldiği, davalı şirket tarafından kazası nedeniyle yapılan davacıya yapılan ödeme bulunup bu ödemenin %90 oranında davacının hesaplanan maddi zararını karşıladığı, reddine karar verilen maddi tazminat davasında davalı lehine olarak vekalet ücreti kararlaştırılmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, maddi tazminat davasının reddi sebebi Kurum tahsisleri olmayıp davalı şirket tarafından yapılan ödemeler olduğuna göre bu red sebebi göz önüne alındığında davalı şirket ... Em....A.Ş lehine olarak maddi tazminat davasında vekalet ücretine karar verilmemesi doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu