Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. Rücuen tazminat istemiyle açılan davalarda mahkeme mahkemesinde verilen karar ile bağlıdır. İşçilik alacaklarının brüt, net olarak yeniden değerlendirilmesi yapılamaz. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda net işçilik alacaklarının hesaplanması yapıldığı, bu alacağa işleyen faiz miktarının yeniden belirlendiği ve yine yapılan hesaba takipten sonra işleyen faiz, masraf ve vekalet ücretinin katılmadığı anlaşılmıştır....

    İşçi dört aylık boşta geçen dönem için işsizlik sigortasından yararlanmış ise bu döneme ait işsizlik ödeneğini İş Kur’a iade etmesi gerekip gerekmeyeceği işçi ile İŞ-KUR arasında olan bir ihtilaftır. Davalının bu ödenekten faydalanması söz konusu değildir. İşçi de bu ödeneği İŞ-KUR'dan aldığından davalı açısından mahsubunu gerektirir bir ödeme bulunmamaktadır. Bu hususlar gözetildiğinde davalının istinafının da reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, İlk derece mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde pizza ustası olarak çalıştığını, işverence 08.00-23.00 saatleri arasında çalıştırıldığını, ayrıca yeni açılan şubelerde çalıştırılmak üzere şehir dışına gönderildiğini, bu şubelerde bir iki hafta kaldığını, işverence sözleşmesinde bulunmayan şartlarda çalıştırıldığını ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla çalışma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      Her durumda uygulamanın tek taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılması doğru değildir. Prim uygulaması yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişiklik, 4857 sayılı Yasanın 22 nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmelidir. Toplu sözleşmesi ile öngörülen pirimler yönünden değişiklik ise, işçinin bireysel feragati ile dahi geçerli değildir. Toplu sözleşmesini imzalamaya yetkili olan kişilerce bu yönde yapılabilecek değişiklik, ancak ileriye dönük olarak hüküm ifade eder. Primlerin ödendiğini ispat yükü işverene aittir. 4857 sayılı Kanunun 5754 sayılı Yasayla değişik 32 nci maddesine göre, belli bazı işyerleri bakımından prim ödemeleri işçi adına açılan banka hesabına yatırarak gerçekleştirilmelidir. Prim ödeme günü taraflarca açıkça kararlaştırılmamışsa Borçlar Kanunun 101 inci maddesi uyarınca temerrüt için işçinin ihtarına gerek vardır....

        Diğer bir ifade ile davacı, dinlettiği tanıklarla fazla çalışma yaptığı iddiasını yöntemince kanıtlayamadığından davacının fazla çalışma talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabul edilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Somut olayda; davalılar aleyhine açılan somut alacak davası ile aynı davacı tarafından aynı davalılar aleyhine açılan ... Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2012/590 esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesinde ve birlikte görülmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak birleşen davalar ayrı dava olmaları özelliğini koruduğundan her bir dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurularak yargılama gideri ve vekalet ücretinin de ayrı ayrı tayin edilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden asıl ve birleşen dava yönünden tek hüküm kurulması da hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir....

          Diğer bir ifade ile davacı, dinlettiği tanıklarla fazla çalışma yaptığı iddiasını yöntemince kanıtlayamadığından davacının fazla çalışma talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabul edilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Somut olayda; davalılar aleyhine açılan somut alacak davası ile aynı davacı tarafından aynı davalılar aleyhine açılan ... Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2012/591 esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesinde ve birlikte görülmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak birleşen davalar ayrı dava olmaları özelliğini koruduğundan her bir dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurularak yargılama gideri ve vekalet ücretinin de ayrı ayrı tayin edilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden asıl ve birleşen dava yönünden tek hüküm kurulması da hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir....

            uygulamak suretiyle akitlerine son verdiğini, ya da sendikal baskıya dayanamayan işçilerin kendilerinin akitlerini feshettiklerini, işverenin üretime son vermiş olmasının ve işyerinde istihdam edilecek işçi kalmamış olmasının işten çıkartılan tüm işçilerin üretime son verilmesi nedeniyle işten çıkartılmış olduğu anlamına gelmeyeceğini, toplu işçi çıkarımına kadar olan dönemde her ay 10'u geçmeyecek şekilde işçi çıkarımı yapılmış olduğunu, bu durumun sendika üyelikleri tespit edildikçe işçilerin akitlerine son verildiğini gösterdiğini, davalı Nurteks Pazarlama'nın tasfiyeye girmesi ve diğer davalı nurteks örme..a.ş'ye yapılan işçi nakilleri ile dava dışı konsept pazarlama ..şti'nin de T3 devredilmesinin, davalı işverenin sendikanın davalı işyerindeki yetkisini kırmaya yönelik hareket ettiği anlamına gelmediğini, davalılardan Nurteks Pazarlama'ya 2013 yılı nisan ayında (sendikanın yetki aldığı dönemde) 6 işçi alındığını, yine aynı tarihlerde diğer davalı T3 ise 7 işçi alındığını...

            Anılan Karar gereği daha önce temyiz incelemesi Dairemizce yapılmaktayken; a) İşveren tarafından sözleşmesinin feshi üzerine feshin geçersizliğinin tespitine ve işçinin işe iadesine ilişkin davalar (İş Kanunu m.18, 19, 20), b) Feshin geçersizliğine rağmen işe başlatılmayan işçi tarafından açılan güvencesi tazminatı ile boşta geçen en çok dört aylık süre ücreti ve aynı süreye ait İş Kanunu’nun 21/3. maddesinde sözü edilen diğer haklara ilişkin davalar (bu isteklerle birlikte diğer işçilik alacaklarının talep edildiği tüm davalar dahil olmak üzere), c) 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 21. maddesinde öngörülen kaybı tazminatı ile ilgili işçi tarafından Türkiye İş Kurumu aleyhine veya bu kurum tarafından işçi aleyhine açılan davalar ile işçi tarafından işveren aleyhine açılan davalar, d) 4853 ve 5568 sayılı Kanunlar uyarınca işçi tarafından tasarrufu teşvik ve nema alacağı ile ilgili işveren ve Hazine aleyhine açılan davalar, Yargıtay 22....

              Anılan Karar gereği daha önce temyiz incelemesi Dairemizce yapılmaktayken; a) İşveren tarafından sözleşmesinin feshi üzerine feshin geçersizliğinin tespitine ve işçinin işe iadesine ilişkin davalar (İş Kanunu m.18, 19, 20), b) Feshin geçersizliğine rağmen işe başlatılmayan işçi tarafından açılan güvencesi tazminatı ile boşta geçen en çok dört aylık süre ücreti ve aynı süreye ait İş Kanunu’nun 21/3. maddesinde sözü edilen diğer haklara ilişkin davalar (bu isteklerle birlikte diğer işçilik alacaklarının talep edildiği tüm davalar dahil olmak üzere), c) 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 21. maddesinde öngörülen kaybı tazminatı ile ilgili işçi tarafından Türkiye İş Kurumu aleyhine veya bu kurum tarafından işçi aleyhine açılan davalar ile işçi tarafından işveren aleyhine açılan davalar, d) 4853 ve 5568 sayılı Kanunlar uyarınca işçi tarafından tasarrufu teşvik ve nema alacağı ile ilgili işveren ve Hazine aleyhine açılan davalar, Yargıtay 22....

                Anılan Karar gereği daha önce temyiz incelemesi Dairemizce yapılmaktayken; a) İşveren tarafından sözleşmesinin feshi üzerine feshin geçersizliğinin tespitine ve işçinin işe iadesine ilişkin davalar (İş Kanunu m.18, 19, 20), b) Feshin geçersizliğine rağmen işe başlatılmayan işçi tarafından açılan güvencesi tazminatı ile boşta geçen en çok dört aylık süre ücreti ve aynı süreye ait İş Kanunu’nun 21/3. maddesinde sözü edilen diğer haklara ilişkin davalar (bu isteklerle birlikte diğer işçilik alacaklarının talep edildiği tüm davalar dahil olmak üzere), c) 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 21. maddesinde öngörülen kaybı tazminatı ile ilgili işçi tarafından Türkiye İş Kurumu aleyhine veya bu kurum tarafından işçi aleyhine açılan davalar ile işçi tarafından işveren aleyhine açılan davalar, d) 4853 ve 5568 sayılı Kanunlar uyarınca işçi tarafından tasarrufu teşvik ve nema alacağı ile ilgili işveren ve Hazine aleyhine açılan davalar, Yargıtay 22....

                  UYAP Entegrasyonu