Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/06/2019 NUMARASI : 2018/38E., 2019/291K. DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda ayrıntısı yazılan ve istinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın incelenmesi sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların iddia ve savunmasının özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 08/03/2013 tarihinde kurulan akdiyle çalışmaya başladığını ve akdinin işverence fesih edildiği 31/12/2017 tarihine dek kesintisiz olarak çalıştığını, müvekkilinin tüm çalışmasının Milli eğitim Bakanlığına (Öğretmene Hizmet ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı) bağlı Konak Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünün Konak Öğretmenevi (önceki adı Hasan Sağlam Öğretmenevi) işyerinde geçtiğini, müvekkilinin asıl işveren Milli Eğitim Bakanlığının Konak Öğretmenevi işyerinde taşeron olarak faaliyet gösteren DLT Temizlik Lojistik Hiz....

İş hukukunda “İşçi Yararına Yorum İlkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir. Hizmet sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak 818 sayılı Yasada açık bir hüküm bulunmaz iken, Dairemizin uygulamasına paralel olarak; 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 420 nci maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir. Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır....

    Yapı San Şirketi; 09.06.2007-31.7.2010 tarihleri arasında ... sicil numaralı ...Şirketi ve son olarak da 01.08.2010-30.10.2010 tarihleri arasında ... sicil numaralı davalı şirketlerden oluşan ortaklığı nezdinde çalıştığı ve akdinin 30.09.2010 tarihinde feshedildiği ve davacının fesih öncesinde 23.09.2010 tarihinde ...Şirketi ve ... aleyhine alacak davası açtığı ve bunun üzerine akdinin feshedildiği anlaşılmıştır. Davacının hizmet cetvelinde ... de çalıştığı döneme ilişkin bir kopukluk bulunmamaktadır....

      İş Kanununun 17. maddesi gereği; a)İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra, b)İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra, c)İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra, d)İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, feshedilmiş sayılır. Hükmü bulunmaktadır. Somut olayda, davacı işçi sözleşmesinin davalı işverence haklı neden olmaksızın ve usulüne uygun ihbar öneli verilmeksizin feshedildiğini ileri sürmüş, davalı işveren davacının istifa ettiğini savunmuştur....

        İşçi dilerse akdini derhal bildirimsiz olarak fesheder, dilerse 34. maddedeki görme ediminden kaçınma hakkını kullanır. 34. maddedeki 20 günlük süre işçinin ücretinin ödenme süresi değil işçinin görme ediminden kaçınacağı süre olup , dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının ücretlerinin parça parça ödendiği, ayrıca yapılan ücret ödemelerinin hangi aya ait olduğunun açıkça belirtilmediği, ücretlerin parça parça ödenmesinin dahi işçiye haklı fesih imkanı tanıdığı gözetilerek, 2021yılı asgari ücretinin net 2.825,90 TL olduğu, işverence nisan ayı için parçalı olarak toplam 2.587,60 TL ödeme yapıldığı (Eksik ödeme) Ücretin eksik ve parçalı ödenmesi işçi açısından haklı fesih nedeni olduğu bu kapsamda davacının 8.449,50 TL kıdem tazminatı alacağını iflas masasına kaydettirebileceğinin belirtildiği anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile; davacının Müflis .... Tekstil Sanayi Ve Ticaret A.Ş' den olan 8.449,50 TL Kıdem tazminatı alacağının Bakırköy .......

          Çalışma koşullarının belirlenmesinin ardından, yapılmak istenenin değişiklik olup olmadığı ve en sonunda işçi aleyhine olduğu işçi tarafından kanıtlanmalıdır. İş ilişkisinin taraflarının sözleşmesinde, gerektiğinde işverence çalışma koşullarında değişiklik yapabileceğine dair düzenlemelere gitmeleri halinde, işverenin genişletilmiş yönetim hakkından söz edilir. Bu halde işveren, yönetim hakkını kötüye kullanmamak ve sözleşmedeki sınırlara uymak kaydıyla işçinin çalışma koşullarında değişiklik yapma hakkını sürekli olarak kazanmış olmaktadır. Örneğin, işçinin gerektiğinde işverene ait diğer işyerlerinde de görevlendirilebileceği şeklinde sözleşme hükümleri, işverenin bu konuda değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Anılan hak objektif olarak kullanılmalıdır. İşçinin sözleşmesinin feshini sağlamak için sözleşme hükmünün uygulamaya konulması, işverenin yönetim hakkının kötüye kullanılması niteliğindedir....

            Bu nedenle Mahkemece yapılacak , varsa ceza dosyasının da celbedilip hem ceza dosyası üzerinden alınan kusur raporunun hem de tazminat dosyasındaki bilirkişi raporunun dikkate alınarak, davalıların konumlarının da belirlenerek dava konusu kazasında; kazasının gerçekleştiği kolu ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, mevzuat uyarınca hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalının uyup uymadığı yönlerinin yargısal denetime elverir biçimde irdelenip, oluşa ve işçi sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kusur durumlarını saptayan kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir....

              Mahkemece yapılacak ; hak sahipleri tarafından açılan tazminat davasına ait dosyada verilen kararın kesinleşip kesinleşmediğini belirlemek, kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin bekleniymesi, kesinleşmiş ise anılan dosyaya ait kusura ilişkin rapor veya raporların da temini ile işçi sağlığı ve güvenliği ile kazasının vuku bulduğu kolunda uzman ( mümkün ise her iki sıfatı birlikte taşıyan ve en az ikisi A sınıfı güvenliği uzmanı olan 3 kişilik ) bilirkişi heyetinden mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde rapor almak ve tüm deliller değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir....

              Somut uyuşmazlıkta davacı işçi sözleşmesinin 13/02/2014 tarihinde davalı işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise sözleşmesinin davacı tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece davacının ücret alacaklarının ödenmemesi üzerine sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilmiş ise de tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının sözleşmesini haklı nedenle feshettiğine dair bir iddiası bulunmadığı gibi feshe ilişkin ispat yükü üzerinde bulunan davalı işverence savunulan istifa olgusunun ispat edilemediği anlaşılmış olup taraflar arasındaki sözleşmenin davalı işverence haklı neden olmaksızın feshedildiği kabulü ile davacı lehine ihbar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

                Davacı, davalı işçi tarafından işçi alacakları nedeniyle aleyhine açılan dava sonucu verilen karara istinaden başlatılan icra takibine ödeme yaptığını, ancak aleyhine verilen kararın temyiz edilmesi ve Yargıtay’ca davalı işçinin kıdem tazminatı hak etmediğinden bahisle kararın bozulması sonucu yerel mahkemece bozmaya uyularak kıdem tazminatı yönünden davanın reddine karar verilmesi nedeniyle davalı işçi tarafından başlatılan takip dosyasına ödenen kıdem tazminatının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durması sonucu itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu