Kaymakamlığı Milli Emlak Müdürlüğünün 09/02/2015 tarih, 53380755-07140103430/1130 sayı ve "Üst hakkı bedelleri ve resmi senet düzenlenmesi hk." konulu resmi yazısında belirtilen ... ilçesi ... mahallesi 666 ada 5 parsel sayılı taşınmaz için eksik 876.704,00 TL üst hakkı bedeli ile ... ilçesi ... Selimiye mahallesi 666 ada 7 parsel sayılı taşınmaz için eksik 143.911,00 TL üst hakkı bedeli ile ilgili olarak belirtilen şekilde ve miktarda davalı idareye borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Direnme kararının Dairemizce incelenmesi üzerine, davacı şirket lehine tesis edilen üst hakkının bağımsız ve sürekli olduğu, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkındaki Yönetmeliğin "Sözleşmenin Devri" başlıklı 53. maddesinin 4....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, üst hakkı sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ilişkindir. Taraflar arasında davalıya ait taşınmaz üzerinde davacının özel okul yapmak ve taşınmazı 30 yıl süre ile kullanmak amacıyla irtifak hakkı tesisi konusunda 27/07/2017 tarihli adi yazılı ''Sürekli Ve Bağımsız Üst Hakkı Sözleşmesi '' düzenlendiği, davacı vekilinin taraflar arasındaki üst hakkı sözleşmesinin Tapu kanunun 26.maddesinde belirtildiği şekilde yetkili tapu memuru huzurunda yapılması gerekirken adi yazılı şekilde yapıldığı gerekçesiyle sözleşmenin geçersizliğinin tespiti talebinde bulunmuştur. Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da açıklandığı üzere ;Türk Medeni Kanununun 726, 826- 836. maddelerinde düzenlenen üst hakkına ilişkin irtifak hakkı tesisidir....
Fıkrasında daimi ve müstakil üst hakkı tesisine karar verdiğini oysa taleplerinin daimi irtifak tesisi olduğunu bu nedenle hükmün 2. nolu bendinin daimi ve müstakil nitelikli irtifak hakkı tesisine şeklinde tavzihini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN 08/01/2019 TARİHLİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 08/01/2019 tarih 2017/16 esas 2018/393 karar sayılı kararı ile hüküm fıkrasında tanınan hakların ve borçların tavzih yolu ile genişletilip değiştirilemeyeceği gerekçesi ile davacı idarenin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir....
Ceza Dairesinin 22/02/2016 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... hakkında, mağdur ...’e yönelik tehdit suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; 14/07/2010 tarihli iddianame anlatımına göre, sanığın mağduru silah göstererek ve “İş yerini bana vereceksin” diyerek tehdit ettiğinin iddia edilmesi karşısında; eylemin sübûtu halinde yağmaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin kanıtları takdir ve tartışmanın üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 27.03.2019 tarihinde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezaların türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK.nun 66/1...e maddesinde belirlenen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin, zamanaşımını kesen son işlem olan ilk mahkumiyet kararının verildiği tarih olan 06.05.2008 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı (iki kez) HÜKÜM : Mahkumiyet (iki kez) İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: İddianame içeriği ve kabule göre sanığın eylemlerine uyan 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 103/1. maddesinin birinci cümlesinde düzenlenen suçun üst sınırının 15 yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmesi karşısında, atılı suçla ilgili davaya bakma ve bu kapsamda delilleri takdir ve değerlendirme görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, toplam ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla esası incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK.nun 66/1-e maddesinde belirlenen 8 yıllık olağan dava zamanaşımının, zamanaşımını kesen son işlem olan ilk mahkumiyet kararının verildiği tarih olan 25.06.2009 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezalarının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e maddesinde belirlenen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin, zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 16.05.2013 tarihinden karar tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden düşme kararı yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Zimmet HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun Ek 2/son maddesi gereğince, suçtan zarar gören Tarım ve Orman Bakanlığının, kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile memurları hakkında görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlardan dolayı açılan kamu davalarına katılma hakkı olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK'nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ... katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hükümler kurulması, Kanuna aykırı, sanıklar müdafi ile suçtan zarar gören bakanlık vekilinin temyiz itirazları...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1)Mağdurun hangi haksız harekette bulunduğunun tartışılmadan ve gerekçeli kararda gösterilmeden sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğinin kabulü ile hakkında üst hadden haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi, 2)İddianame de gösterilmeyen 5237 sayılı TCK'nin 86/3-e maddesinin uygulanması ihtimaline binaen sanığa ek savunma hakkı tanınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK'nin 226. maddesine muhalefet edilmesi, 3) Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunduğu halde,ilgili ilamın onaylı bir suretinin denetime imkan verecek şekilde mahkemesinden getirtilerek sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan...