Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının paydaşlığını davanın devamı sırasında da sürdürmesi gerekir.Paylı mülkiyet nedeni ile doğan yasal önalım hakkı ancak paylı mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece sözkonusudur. Bu nedenle dava konusu taşınmazda payı kalmayan davacının dava hakkı ortadan kalkar.Zira önalım hakkı müessesesinin konuluş amacı paydaş olmayan üçüncü kişinin ortaklığa girmesine engel olmaktır. Paylı mülkiyete tabi bir taşınmazda payın üçüncü kişiye satılması halinde diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabileceğinden satış tarihinde paydaş olan önalım hakkı sahibinin paydaşlığının karar kesinleşinceye kadar devam etmesi gerekir. Davacının payını kaybetmesi halinde taşınmazın paylı maliki olmadığından üçüncü şahsın aldığı paya ilişkin önalım hakkına dayalı dava açma hakkı düşer."...

Gerçek bir satışın konusu olmayan, satım niteliğinde olmayan pay temliklerinde yasal önalım hakkı doğmayacaktır. Önalım hakkının payın satışındaki şartlar dâhilinde kullanılması gerektiğinden, payı paradan başka bir karşılıkla iktisap edenlerden, onu, aynı şartlarla yerine getirmek suretiyle temellük etmeye imkân bulunmamaktadır. Örneğin temlikin hibe şeklinde olması hâlinde, hibede bir malın bedelsiz olarak üçüncü kişinin mülkiyetine geçirilmesi amaçlandığından önalım hakkı kullanılamayacaktır. Zira önalımda, önalım hakkını kullanan kişinin payı satın alana ödemekle yükümlü olduğu bedel hibede mevcut değildir, önalım hakkını kullananın hiçbir bedel ödemeden payın kendisine devrini istemesi mümkün değildir. 21....

    Bu hakkın kullanılmasıyla şefi yeni bir akit yapmaya hacet kalmaksızın müşteriye halef olur” şeklinde açıklanmaktadır.   4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Yasal Önalım Hakkı-Önalım Hakkı Sahibi” başlıklı 732. maddesinde “paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler” hükmü öngörülmüştür.   Anılan düzenlemede önalım hakkının açık bir tarifi yapılmamakla birlikte temel prensibin mülkiyet serbestisi ve tasarruf yetkisi olduğu gözetilerek paydaşın temlik hakkı sınırlandırılırken bu sınırlandırma sınırlı tutularak sadece satım akitleri için önalım hakkı öngörülmüştür.  ...

      İlk derece mahkemesince, davalılara yapılan satışın gerçek bir satış olmaması ve akrabalar arasında yapılması nedeniyle önalım hakkının kullanılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine; davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne dava konusu 1169 ada 36 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına tapuda kayıtlı 1/4 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline ve depo edilen 1.183.200TL önalım bedelinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde nemaları ile davalı ...'a ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir. Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz....

        Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/i maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında; "Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz....

          Türk Medeni Kanunun 734. maddesi gereğince önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Mülga 743 sayılı kanunun 659 maddesinin yürürlükte olduğu tarihlerde önalım hakkının kullanılması herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Önalım hakkı dava dilekçesi ile kullanılabileceği gibi yazılı biçimde diğer tarafa ulaştırılmak koşuluyla mektup yada noter ihtarnamesi ile de kullanılabiliyordu. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734. maddesine göre yasal önalım hakkının sadece dava açmak suretiyle kullanılabileceği ilkesi getirilmiştir. Dava dışı irade açıklaması ile önalım hakkının kullanılması yeni kanuni düzenleme karşısında mümkün değildir. Paylı taşınmazdan pay satın almayı yasaklayan kanun hükmü bulunmamaktadır. Pay satın alanın kendisine karşı önalım hakkının ileri sürüleceğini bilmesi mümkün değildir....

            Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapuda gösterilen satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterilip gösterilmediği noktasındadır. Önalım hakkına konu edilen ... No’lu parseldeki 1 / 16 pay 35.100 TL bedelle taşınmazların paydaşı ... tarafından davalıya 7.2.2008 tarihinde satılmıştır.Davacı tapuda satış bedelinin önalım hakkının kullanılmasını engellemek amacıyla yüksek gösterildiğini ileri sürüp bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Önalım Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, önalım hakkının kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulü ile tanık beyanında belirtilen değer üzerinden önalım hakkının kullanılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 1900 Ada 3 numaralı parselin hissedarı olduğunu ve hissedarlardan ...,... ve...'ın toplam 16875/1226478 hisseyi 09.02.2011 tarihinde 48.000.-TL bedelle davalıya sattıklarını ancak satış bedelinin muvaazalı olduğunu, gerçek satış bedelinin 16.000.-TL olup, bu bedel üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini bildirmiş, davalı payının iptali ile adına tescilini istemiştir....

                Olayımıza gelince; 15.04.2012 tarihinde davaya konu taşınmazın 43/80 payının davalı ... tarafından satın alınması üzerine davacı tarafından süresi içinde önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteminde bulunulmuştur. Davalı hakkında, 01.03.2012 tarihinde açılan dava ile önalım hakkının kullanılması üzerine davalının, önalım hakkına konu edilen 43/80 payını ...'ya 18.04.2012 tarihinde satış yoluyla devrettiği görülmektedir. Mahkemece davacı tarafa HMK'nın 125. maddesi hükmü uyarınca seçimlik hakkının hatırlatılması davanın önalım hakkına konu payı iktisap eden kişiye yöneltilmesi halinde davaya onun hakkında devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                  Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, paydaşı olduğu 96 ve 453 parsel sayılı taşınmazda dava dışı paydaşın payını 29.09.2010 tarihinde edinerek dava dışı banka yararına ipotek tesisi ettirdiğini, önalım hakkını engellemek için satış bedelinin yüksek gösterildiğini, taşınmazların gerçek değeri üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, davalı adına kayıtlı payların ipotekle yükümlü olmaksızın adına tescilini istemiştir. Davalı, taşınmazlarda fiili taksim bulunduğunu; taşınmazlar bedelinin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu