Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu; davanın ölüme bağlı tasarruf olan vasiyetnamenin iptaline yönelik olduğu vasiyetnamenin iptali davalarında vasiyet edenin son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu, UYAP ortamından temin edilen murisin yerleşim yeri adreslerinden Türkiye'de herhangi bir yerleşim yerinin bulunmadığı, en son yerleşim yerinin Almanya olarak gözüktüğü, Türkiye'de yerleşim yeri olmayan kişiler açısından yetkili mahkemenin İstanbul, Ankara, İzmir mahkemelerinden biri olduğu, mahkemenin yetki sahası itibariyle davaya bakma yetkisinin bu mahkemelerden İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu bildirilerek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir....
Mahkemece, dava, sadece vasiyetnamenin iptali olarak nitelendirilmiş, tenkise ilişkin bir inceleme ve araştırma yapılmamış, bu hususta bir değerlendirmede de bulunulmamıştır. TMK'nun 560/1.maddesine göre; “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.” Aynı Kanunun 561/1 maddesine göre ise; “Saklı pay sahibi mirasçılara, ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların, onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur” hükmüne amirdir. Tenkisin gerekip gerekmeyeceği, gerekiyorsa ne oranda ve ne miktarda gerekeceği önceden bilinemez....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir....
Dava vasiyetnamenin iptali, terditli olarak da tenkise ilişkindir. Vasiyetname tarihi itibariyle murisin fiil ehliyetine sahip bulunduğu mahkemece yöntemine uygun şekilde yapılan araştırma sonucu ATK raporu ile saptanmış olup şekil yönünden de vasiyetnamede yasaya aykırılık bulunmamakla vasiyetnamenin iptaline yönelik davanın reddi isabetlidir. Davacıların tenkis istemi yönünden davalılar lehine vasiyetname ile yapılan ölüme bağlı tasarrufun tasarruf nisabını aşmadığı kabul edilerek tenkis isteminin de reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, Noterde düzenleme şeklinde yapılan vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 557 ve devamı maddeleri, 557 nci maddede "1. Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, 4. Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa" bu sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabileceği düzenlemesi yer almaktadır. 3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 558 nci maddesinde; "İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir....
Bu durumda, 21.05.2004 tarihli resmi vasiyetnameyi düzenleyen resmi memurun (yeminli başkatibin) imzası bulunmadığı gibi, 1.sayfada başkatibin ismi yerine noterin isminin yazılması nedeniyle vasiyetnamenin TMK.'nun 557. maddesi gereğince iptali gerekirken, mahkemece; yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali, olmadığında tenkisi talep edildiğine göre; TMK.'nun 560 vd. maddeleri gereğince tenkis yönünden inceleme yapılması ve bunun için öncelikle murisin ölüme bağlı tasarruf ile temlik ettiği taşınmazlarla birlikte temlik dışı bütün taşınmazların araştırılarak ve değerlerinin tespiti yönünden keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda sabit tenkis oranı belirlendikten sonra tenkis ile ilgili karar verilmesi gerekirken, bu konuda inceleme yapılmadan talebin reddine ilişkin hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir....
"; Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar. Diğer taraftan, ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali veya tenkisi istemiyle açılacak davalar için kanunda belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş olduğundan, yargılama aşamasında hakim tarafından, temyiz aşamasında ise Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınır....
Mahkemece; davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizi ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; vasiyetnamenin tenfizine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; muris tarafından düzenlenen vasiyetname ile davacıya taşınmaz vasiyet ettiği, vasiyetnamenin açılarak okunduğu, dava tarihinden sonra davalılarca tenkis talebiyle dava açıldığı, karar tarihi itibariyle verilen kararın kesinleşmediği görülmektedir. Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir....
vasiyetnamenin iptali talepleri uygun görülmediği takdirde müvekkillerinin aleyhine saklı payı aşan tasarrufun tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....