Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; alınan bilirkişi raporu ile davacıların saklı paylarına tecavüzün bulunmadığı, mirasbırakanın tasarrufta bulunduğu malvarlığı değerinin serbestçe tasarruf edebileceği miktarın altında kaldığı, tenkisin saklı paya el atılması halinde söz konusu olabileceği ve bu durumda tenkis yapılamayacağı gerekçesiyle; davacının vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis talebini içerir davasının reddine karar verilmiş; hükmün davacılar ile davalılar Adil ve ... tarafından temyizi üzerine Dairemizin 22.05.2018 gün, 2016/15024 esas, 2018/5559 karar sayılı ilamı ile “...Somut olayda; davacılar tarafından vasiyetnamenin irade sakatlığı, hukuka ve ahlaka aykırılık ile şekil eksikliği nedenleriyle iptali, olmadığı takdirde tenkisi talep edilmiş ise de; kararda sadece terditli olarak ileri sürülen tenkis istemi yönünden gerekçeye yer verilmiş, asıl talep olan vasiyetnamenin iptali istemine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı, buna göre; hükmün asıl talep yönünden gerekçesiz olmasının, usul...

    Davalı; murisin bakımıyla ilgilendiğini, murisin tasarruf ehliyetine haiz olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacının ve asli müdahilin vasiyetnamenin iptali davasının reddine, davacının ve asli müdahilin davasının tenkis yönünden kabulü ile saklı paylarına yönelik tecavüzün tenkisine, tenkis nedeniyle davacı ... yönünden 2.283,67 TL, asli müdahil ... yönünden 2.283,67 TL'nin 27/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ve asli müdahile verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve asli müdahil tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptal- tescil ve tenkis istemine ilişkindir. Davaya konu taşınmazların, muris tarafından davalıya 28.10.2011 tarihinde bağış olarak tapuda devredildiği anlaşılmaktadır. Davacı ve asli müdahil, bu devrin muvazaalı olduğunu ve saklı paylarına tecevüz ettiği iddiasıyla tapu iptal tescil ve tenkis talebinde bulunmuşlardır....

      Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz açıldığını, davada vasiyetnamenin iptali, tenkis ve alacak talep edildiğini, iptali istenen vasiyetnamenin kanuni usul ve şekil şartlarına uygun olduğunu, vasiyet edenin temyiz kudretinin yerinde olduğunu, hür iradesi ile vasiyetnameyi tanzim ettiğini, herhangi bir mal kaçırma gayesinin olmadığını, ayrıca yapılan satışın muvazaalı olmadığını, bahsedilen Bakırköy 1 SHM 2017/214 esas sayılı dosyasına konu vasiyetnamenin farklı bir taşınmaza ait olduğunu, davayla ilgisinin bulunmadığını, saklı payın ihlal edilmediğini, tenkis istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; "Davanın bedel yönünden kabulü ile, 95.000,00- TL nin dava tarihinden itibaren işleycek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara eşit olarak ödenmesine, diğer taleplerin reddine," karar verilmiştir....

      HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Davacının vasiyetnamenin iptali davasının REDDİNE, 2- Davacının tenkis davasının KABULÜ ile; 35.081,51 TL alacağın tercih hakkının kullanıldığı 12/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamına daha evvelce sunmuş oldukları Tunceli Devlet Hastanesinden vasiyetnamenin düzenlenmesinden 6 ay sonra 28.03.2012 tarihli raporda muris T6 %99 oranında özürlü olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla murisin vasiyetnamenin düzenlenmesi esnasında akıl sağlığı yerinde olmadığını, hukuki ve fiil ehliyetinin bulunmadığını, bu nedenle yapılan vasiyetnamenin usul ve şekle uygun olmayıp iptali gerektiğini belirterek bu gerekçelerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ-TENKİS-ALACAK Taraflar arasında birleştirilerek görülen vasiyetnamenin iptali, tenkis ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar ... ... ... ve ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.09.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ..., birleştirilen davada davalı ... vekili Avukat, birleştirilen davada davalı ... Valisi ... gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı....

        Bu bakımdan, gerek resmi gerek sözlü vasiyet tanıklarında TMK'nun 536. maddesinde sayılan nicelik ve niteliklerin aranması yeterlidir. Ölüme bağlı tasarrufun iptali TMK' nın 557- 559.maddeleri arasında düzenlenmiş olup, buna göre tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapıldıysa, tasarruf, yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler, hukuka ve ahlaka aykırı ise, tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış ise, bu sınırlı sebeplere dayalı olarak vasiyetnamenin iptalini talep edilebileceği belirtilmiştir. Ölüme bağlı tasarrufun iptal sebepleri esasa ilişkin ve şekle ilişkin iptal sebepleri olarak iki bölümde incelenebilir. Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka aykırılık ve ahlaka aykırılıktır....

        Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez ise de , koşullarının varlığı durumunda tenkis talebine konu edilebililir ( TMK: m. 560- 562)....

        Sulh Hukuk Mahkemesine 2012/655 esas ile açılan dava sonucunda müvekkillerinin söz konusu vasiyetnameden haberdar olduklarını, dava konusu vasiyetnamenin TMK.da belirtilen şekil şartlarına uygun olarak düzenlemediğini, bu nedenle davaya konu vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olmaması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddi gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece; mirasın ölenin milli hukukuna tabi olduğu, Türkiye'de bulunan taşınmaz hakkında Türk Hukukunun uygulanacağı, mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümlerin terekenin bulunduğu ülke hukukuna tabi olduğu, ölüme bağlı tasarrufun şekline 7. Madde hükmünün uygulanacağı ve ölenin milli hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarrufunda geçerli olduğu düzenlenmiş olup, yukarıda da belirtildiği üzere davaya konu vasiyetnamenin ...'...

          Vasiyetnamede kullanılan bu ifade ve Şişli İkinci Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2006/2492 E.-2007/896 K. sayılı dava dosyasında davacıların atanmış mirasçı olarak kabul edilerek mirasçılık belgesi verilmiş olması karşısında davacıların atanmış mirasçı olduklarının kabulü gerekir. Kural olarak, muris, ölüme bağlı tasarruf ile mirasçı atayabilir veya muayyen mal vasiyetinde bulunabilir (TMK m. 516-517-519). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 598/2. maddesinde "Mirasçı atamaya ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye Sulh Mahkemesince atanmış mirasçı olduğunu gösteren bir belge verilir", 598/4. maddesinde "ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır" hükümleri yazılır. TMK'nın 599. maddesi uyarınca atanmış mirasçılar da mirası miras-bırakanın ölümü ile kazanırlar....

            Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya 743 sayılı TKM’nin 507/1, 2 ve 3. bentlerinde, 4721 sayılı TMK'nın 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

              UYAP Entegrasyonu