TMK. 571. maddesi ise; "Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelerde; ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davalarını açmak için belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiştir. Ancak gerek 559. maddenin 2. fıkrasında, gerekse 571. maddenin 3.fıkrasında; vasiyetnameye ilişkin açılmış bir davada hükümsüzlük ve tenkis iddiasının, defi yoluyla her zaman ileri sürülebileceği belirtilmiştir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Diğer taraftan, ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali veya tenkisi istemiyle açılacak davalar için kanunda belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş olduğundan, yargılama aşamasında hakim tarafından, temyiz aşamasında ise Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınır....
murisin ölüme bağlı tasarrufa ehil olmaması nedeniyle iptaline, bu mümkün değilse müvekkilin saklı pay sahibi yasal mirasçı olması nedeniyle dava konusu ölüme bağlı tasarrufun müvekkilin saklı pay oranında tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İstinaf Sebepleri Vasiyetnamenin iptali talebindeki red hükmünün yanlış gerekçe ile kurulduğunu, bu yanlış gerekçenin tenkis davasını olumsuz yönde etkilediğini, ölüme bağlı tasarruf niteliğinde vasiyetname bulunduğundan doğrudan tenkise karar verildiğini, halbuki taşınmazların sağlararası ivazsız kazandırma yönünden değerlendirilmesi gerektiğini çünkü vasiyetnamedeki taşınmazların muris tarafından Darülaceze'ye ölümünden 12 sene evvel geri dönme koşulu bulunmaksızın şartsız olarak bağışlandığını, bu nedenle infaz edilebilir bir vasiyetname bulunmadığını, bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tenkise yönelik TMK 565 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının somut olaya uymadığını, maddenin dördüncü fıkrasının tartışılması gerektiğini, bu noktada ise saklı payı ihlal kastının değerlendirilmesi gerektiğini, çelişkili ve yönlü tanık ifadeleriyle murisin saklı payı aşma kastı bulunduğunun ispat edilemediğini, tenkis davasının da reddine karar verilmesi gerektiğini...
Bu tür hukukî işlemlerin, ölüme bağlı tasarruf olarak adlandırılmalarının sebebi, bu işlemlerin miras bırakanın terekesine ilişkin olmalarıdır (Serozan, Rona/Engin, Baki İlkay: Miras Hukuku, Ankara 2018, s. 276). Ölüme bağlı tasarruflar, şeklî anlamda ölüme bağlı tasarruflar ve maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar olarak ikiye ayrılır. Şeklî anlamda ölüme bağlı tasarruf, miras bırakanın ölümünden sonra gerçekleşmesini ümit ettiği son arzularını kanunda öngörülen belli şekil şartlarına uygun olarak meydana getirmesidir. Bu tip tasarruflarda sınırlı sayı söz konusu olduğundan yalnızca vasiyetname ve miras sözleşmeleri şeklî anlamda ölüme bağlı tasarruf niteliği taşır. Bunların dışında herhangi bir işlem, şeklî anlamda ölüme bağlı tasarruf olarak kabul edilmez (Serozan /Engin, s. 277)....
Özel olarak iskata itiraz nedenleri: Cezai (olağan) iskatın hükümsüz kılınması konusunda ölüme bağlı tasarrufun genel olarak hükümsüzlüğü yanında Medeni Kanunun 512.maddesinde belirlenen bazı özel durumlarda mirasdan iskat edilen mirasçıya, iskata ilişkin ölüme bağlı tasarrufa itiraz ederek onu kısmen veya tamamen etkisiz bırakma imkanı tanınmıştır. İskat edilen mirascı, bu itirazını duruma göre tenkis veya iptal davası açmak suretiyle gerçekleştirir. TMK'nun 510.maddesinde "Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarma sebebi olarak, 1)Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse, 2) Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse mirasçılıktan çıkarabilir" hükmü getirilmiştir....
Yerel mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 26’ncı maddesi kapsamında mahkemelerin talep sonuçları ile bağlı olup ondan fazlasına karar veremeyecekleri; HMK’nın 119’uncu maddesine göre de davacının talep sonucunu, dayandığı hukuki sebepleri, iddiasının dayandığı tüm vakıalarının özetini dava dilekçesinde belirtmesi gerektiği, somut olayda davacının iddiasının açık ve net olduğu, dava dilekçesinde tenkisten bahsetmediği, talebinin tasarruf nisabının aşılması nedeniyle vasiyetnamenin iptali istemine ilişkin olup bu talebin tenkis istemi olarak değerlendirilemeyeceği, davacının temyiz dilekçesinde de tenkis istemini temyiz konusu etmediği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir. ... Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacının vasiyetnamenin iptali istemi yanında tenkis isteminin de bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. ......
ın 24/08/2004 tarihinde Yalova 4.Noterliğinde düzenlenen vasiyetname ile maliki olduğu 273 ada 8 parseldeki 14 numaralı bağımsız bölüm ile 206 ada 11 parseldeki 1 ve 3 numaralı bağımsız bölümleri ikinci eşi olan davalıya vasiyet ettiğini, davalının murisi vasiyetname yapmaya zorlandığı gibi telkinleri ile de mirasbırakanda irade fesadına yol açtığını ileri sürerek, vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkisi isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, zamanaşımı definde bulunduğunu, ayrıca iddianın doğru olmadığını belirterek,davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile vasiyetnamenin iptali isteğinin reddine, ancak mirasbırakan tarafından ölüme bağlı olarak yapılan tasarruf nedeniyle davacı mirasçıların saklı paylarının zedelendiği gerekçesi ile tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, tenkis istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun "tenkiste sıra başlıklı " 570. maddesinde, "Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır. Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir" düzenlemesi yer almaktadır. 3. Değerlendirme İncelenen bölge adliye mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve temyiz itirazlarının bölge adliye mahkemesi kararında değerlendirilmiş olduğu anlaşılarak davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. VI....