Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 Sayılı Kanunun 60/G maddesi; malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği ancak bu tarihten önceki sürelerin prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmünü içermekte olup, aynı Kanunun Geçici 54.maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük,yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 15.01.1966 doğumlu olan davacı sigortalının; sigortalılık başlangıcı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 15.01.1984 tarihinin esas alınması gerektiğinin karar yerinde gösterilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

    ta vefat ettiğinin tespitine ve nüfus kaydındaki "sağ" ibaresi yerine ölüm tarihinin tesciline karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca ölen kişinin nüfus kütüğünden düşürülmesi işlemi idari bir işlem olduğundan, mahkemece, sadece ölümün ve ölüm tarihinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; "sağ" ibaresi yerine ölüm tarihinin tesciline karar verilmesi, doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA, ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 24.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece ölüm tarihinin değiştirilmesi istenilen ...’in yaşadığı iddia edilen 1973 ile 1988 tarihleri arasında resmi dairelerde (İlçe Seçim Kurulu, Tapu Müdürlüğü, Bankalar, Mahkemeler, Noter, Karakol, Vergi Dairesi gibi) herhangi bir işlem yapıp yapmadığı, varsa mezarlık kayıtları ve defin işlemlerine esas defter ve muhtarlık evrakında olabilecek tüm bilgi ve belgeler ile davacı tarafın göstereceği sair tüm deliller toplanmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz tanık anlatımlarına itibar edilerek, ...'ın daha sonraki bir tarihte öldüğünün kabulü sonucu eksik ve yetersiz araştırma ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, ölüm ile nüfus kaydının kapandığı gözetilmekle; ölüm tarihinin tespiti kararı verilmekle yetinilmesi gerekirken, düzeltilmesine karar verilmesi de doğru değildir. Ayrıca, davalar birleştirilse bile ayrı dava olma özelliğini kaybetmezler....

        S O N U Ç : Hükmün ikinci paragrafında yer alan “çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 01.06.1981 tarihi olduğunun” sözcüklerinin çıkartılarak, yerine, “çalıştığının, anılan (1) günlük sürenin prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesi gerektiğinin, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık başlangıç tarihinin ise 25.03.1983 olduğunun” sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Dava, 01.07.1983 tarihinin,davacının sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.506 sayılı Kanunun 60. maddesinin (G) fıkrasında; bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edileceği yönünde hüküm öngörülmüş olup, düzenlemedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına...

            Hükmün, davalılardan Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)Dava, 10.09.1987 tarihinin, davacının sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.506 sayılı Kanunun 60. maddesinin (G) fıkrasında; bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dâhil edileceği yönünde hüküm öngörülmüş olup, düzenlemedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına...

              tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Dava, 01.07.1992 tarihinin, davacının sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir. 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin (G) fıkrasında; bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edileceği yönünde hüküm öngörülmüş olup, düzenlemedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar” ibarelerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekmektedir...

                Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir." 506 sayılı Kanun'un Geçici 54.maddesine göre "01/04/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60 ıncı maddenin (G) fıkrası hükmü uygulanmaz." 5510 sayılı Kanun'un 38/2.maddesine göre "Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir....

                  Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir. Kanun'un Geçici 6.maddesine göre 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz. 506 sayılı Kanun'un 60/G maddesine göre "Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir."...

                    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: T3 ilişkin evlenme tarihi ve ölüm tarihine ilişkin bir bilgi bulunmadığını, ölüm kaydının kapalı gözüktüğünü, T3 ölüm tarihinin duraksamasız bir şekilde belirlendikten sonra mirasçılarının ve miras paylarının belirlenebileceğinin ve ölüm tarihindeki hükümlere göre mirasçılık belgesi verilebileceğinden ölüm tarihine ilişkin kayıtların düzeltilme işlemi sonuçlandırılmadığından davanın reddine karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ölüm tarihinin tespitine ilişkin davanın Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/543 Esas sayılı dosyasında açılmış olup ilk duruşması 13.03.2020 tarihinde yapılacağını, mahkeme tarafından kararın gerekçe kısmında Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/543 Esas sayılı dosyasının incelenmesine rağmen ölüm tarihinin tespiti davasının henüz sonuçlandırılmadan iş bu davanın reddinin yerinde bir karar olmadığını, T3 ölüm tarihine ilişkin tek bilinen şeyin mezar taşı olduğunu, mezar taşında ölüm...

                    UYAP Entegrasyonu