Bu ön meselenin çözümündeki ilk basamak kurum tarafından yapılacak olunan iş kazası tahkikatıdır. Bu tahkikattan olumlu netice alınamaz yani zararlandırıcı olay kurum tarafından iş kazası olarak kabul edilmez ise bu kez yapılacak olan iş, davacıya, meydana gelen olayın iş kazası olduğunun tespiti hususunda dava açıp açmayacağı yönünde beyanı alınarak, davacının iş kazası tespiti hususunda dava açması halinde, ihtilafın Sosyal Güvenlik Kurumu'nun hak alanını doğrudan ilgilendirmesi ve işbu tazminat davasında Kurum taraf olmaması nedeniyle SGK ile işverenin hasım olarak gösterildiği ayrı bir iş kazası tespit davası açılması olacaktır. Çünkü mahkemenin görevli olmasının şartı olayın SGK Başkanlığınca iş kazası olarak kabul edilmesi gerekliliğidir. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
in ölüm nedeninin "hipertrofik ve atherosklerotik kalp damar hastalığı" sonucunda meydana gelmiş olduğu açıklanmıştır. Bu durumda mahkemece davanın konusunu oluşturan ölüm olayının sebebi üzerinde durularak, ölümün trafik kazası sonucunda mı yoksa kalp damar hastalığı sonucunda mı gerçekleştiğinin araştırılıp değerlendirilmesi ve eğer ölüm olayının müteveffada var olan kalp damar hastalığı sonucunda gerçekleştiği kabul edilecek olursa, oluşan bu durumun Karayolları Trafik Kanununun 86.maddesinde sayılan davalı sigorta şirketinin sorumluluğunu sona erdiren mücbir sebep olarak kabul edilip edilmeyeceğinin değerlendirilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken davalı yanın bu yöne ilişen savunmalarının gözetilmemesi ve değerlendirilmemesi isabetsizdir. (Emsal: Yargıtay 17.HD.'nin 2014/19088-2016/3058 Karar İlamı) Bundan ayrı davacılardan ... 01/04/1999, davacılardan ...'de 30/04/2000 doğumlu olup, yargılama sırasında reşit olduklarından dava ehliyeti kazanmışlardır....
Davacı vekili davacılar murisinin iş kazası sonucu hayatını kaybettiğini, davalı işverenlerin iş kazasının önlenmesine yönelik, iş kazasından kaçınmaya yönelik önlemlerin alınmadığını, davacıya geç müdahale edildiğini, Bilirkişi raporuna ve Mahkeme Kararına göre işçinin kalp rahatsızlığının olduğunun işveren tarafından bilinmediği bu nedenle de kazanın öngörülemez ve önlenemez olduğunun tespitinin hatalı olduğunu, dosyada davacıların murisinin sadece fiziksel görünüm hakkında ve beyana dayalı form dışında başka raporunun sunulmamış olması işverenin kasıtlı olarak kusurunu gizlediğine, işçinin sağlık rahatsızlıklarının bilinmesine rağmen her hangi bir tedbir alınmadığına delil teşkil ettiğini ileri sürmüştür. Dosya kapsamında mahkemece alınan heyet raporunda Yargıtay içtihatları ışığında davacılar murisinin iş yerinde rahatsızlanması üzerine kalp krizi geçirerek vefatının 5510 sayılı Kanunun 13....
ın meslek hastalığı sebebiyle sürekli maluliyeti % 21,00 olup sürekli iş göremezlik geliri almakta iken 27.11.2005 tarihinde, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce vefat etmesi nedeniyle sağlığında almakta olduğu sürekli iş göremezlik gelirinin, davacıya, 5510 sayılı Kanun'un 20/3 ve 97 nci maddelerine göre aynı yasanın 55/3 fıkrasındaki alt sınır gözetilerek, 34'üncü madde hükümlerine göre, 01.11.2015 tarihinden itibaren gelir olarak bağlanmasına, bağlanan gelirde 5510 sayılı Kanun'un 54’üncü maddesinin “c” bedinde yer alan “Malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malûllüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.” hükmünün gözetilmesi gerektiğinin tespitine karar...
Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kliniğine sevki sonucu p2 pnomokonyoz teşhisi konulduğu ve aynı kuruluşun Konsey raporu ile hastalığın meslek hastalığı olduğu ve % 34,2 maluliyet derecesinin tespit edildiğinin açıklandığı, yine dosyada örneği mevcut, SSK ... Meslek Hastalıkları Hastanesinin 07.12.1988 tarihli Meslek Hastalıkları Konseyi Kararında da pnomokonyoz, Obstirktif tipte solunum yetmezliği tanısı konulduğu ve % 20 maluliyetinin belirlendiği, ölüm formunda ölüm nedeninin akut dolaşım ve solunum yetmezliği olduğunun belirtildiği, ancak ......
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, sigortalının ölümüne neden olan trafik kazasının iş kazası olduğunun ve iş kazası ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyarak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacılardan alınmasına, 01.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının 506 sayılı Yasanın 26.maddesi kapsamında tahsili istemine ilişkin davada, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 23.11.2015 tarihli müzekkere cevabında, "adı geçenin ölümünün geçirdiği iş kazası sonucu olup olmadığına karar verilemediğinden hak sahiplerinin gelirleri durdurularak, ölümün iş kazası sonucu olup olmadığına dair mahkeme kararının temini istenmiştir." denildiği anlaşıldığından, hak sahiplerine bağlanan gelirlerin devam edip etmediği davacı Kurumdan sorularak, yapılan Kurum işleminin tespiti ile bu işlem üzerine hak sahiplerince açılan dava olup olmadığının ve varsa sonucunun bildirilmesinin istenildiği halde, geri çevirme kararının tam olarak gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır....
ta vefat ettiğinin tespitine ve nüfus kaydındaki "sağ" ibaresi yerine ölüm tarihinin tesciline karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca ölen kişinin nüfus kütüğünden düşürülmesi işlemi idari bir işlem olduğundan, mahkemece, sadece ölümün ve ölüm tarihinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; "sağ" ibaresi yerine ölüm tarihinin tesciline karar verilmesi, doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA, ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 24.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca işkazası nedeniyle maluliyeti doğan sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....
Madde düzenlemesine göre, kamu düzenine aykırılık halleri hariç, istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonunda; Dava, meslek hastalığı nedeniyle malul kalan sigortalı Lütfi GÖKÇE'nin daha sonra 09/12/2009 tarihinde ölmesi üzerine eşine bağlanan maluliyet gelirinin ilk peşin sermaye değerinin rücuan tazminine iliştindir. 5510 sayılı Kanunun 21 maddesinin 1 fıkrasında, 5510 sayılı Kanunun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlıklı 21’inci maddesinin birinci fıkrasında; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı...