Bu Kanun hükümleri gereğince taviz bedelinin tamamı vakfı adına ödenmedikçe, taşınmaz üzerindeki temliki tasarruflar tapu dairelerince tescil olunmaz. Vakıf şerhleri ile ilgili olarak, diğer kanunlarda yer alan zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümler uygulanmaz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 15/09/2020 tarih ve 2020/875- 908 sayılı görevsizlik kararı ile vakıf taşınmazına ilişkin taviz bedelinin tahsili isteğine ilişkin olduğundan bahisle dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır....
Eldeki uyuşmazlıkta bir kısım taşınmazlar yönünden vakıf şerhinin kaldırılması için ödenen taviz bedelinin istirdatı talep edilmiş ve ödenen bedelin istirdatına ilişkin bu talebin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince incelemesinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiği akla gelmekte ve eldeki uyuşmazlıkta birden fazla dairenin alanına giren bir husus bulunmakta ise de, uyuşmazlığı doğuran asıl sebep mülkiyeti uyuşmazlık konusu olmayan tapuda yazılı şerhin kaldırılması olduğundan işbölümünün ortak hükümler kısmındaki 5. maddesi gereğince eldeki uyuşmazlığın bu sebeple de Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından incelenmesi gerekecektir. Şu halde, eldeki uyuşmazlığı incelemekle görevli daire Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi olduğundan dairemiz ile 3....
KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] "İçtihat Metni" Dava dilekçesinde 13.800,00 YTL taviz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan istirdadı istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; tapu siciline yolsuz olarak tescil edilen vakıf şerhi nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığı 13.800,00 YTL taviz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tahsili istenilmiştir. Mahkemece; 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra idari yoldan konulan vakıf şerhinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK'nın 706, TBK'nın 237., Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
İİK 72/7 m. uyarınca, takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilecek olup, buna göre İİK 72/7 m. uyarınca istirdat davası açılabilmesi için bir icra takibinin mevcut olması gerekir. Dava konusu çek hakkında başlatılan bir icra takibi mevcut olmadığından İİK 72/7 m. uyarınca istirdat davası koşulları mevcut değil ise de, davacının ihtirazi kayıtla ödediği tutarı koşullarının mevcut olması halinde TBK 77 vd. m. uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep etmesi mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, vakıf için ödenen taviz bedelinin istirdatı istemine ilişkin olup, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06/04/2016 tarihli bozma ilamına uyularak verilen karar temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Maddesi kapsamında tavize tabi yerlerden sayılmayacağı tespit edildiği gerekçesiyle rapor doğrultusunda davanın kabulü ile 30.097,00 TL taviz bedelinin 09.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; ödenen taviz bedelinin istirdatı talebine ilişkindir. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazete de yayımlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmüne göre; icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabiidir....
Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmeye göre ödenen bedelin cayma tazminatı niteliğinde olduğu, davacının iade talebinde bulunamayacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince ödenen kaporanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdatı istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; harici gayrimenkul sözleşmesi gereğince satıcıya ödenen kaporanın tapu devrinin gerçekleşmemesi halinde geri istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Kural olarak tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı sürece geçersizdir. (TMK'nın 706, BK'nın 213, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60.maddesi) Geçersiz olduğu için de taraflarına hak ve borç doğurmaz. Ancak taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Zira; haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taviz Bedelinin İstirdatı K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız olarak alındığı ileri sürülen taviz bedelinin iadesi (istirdat) istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine ait bulunduğundan dosyanın ilgili Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kadastro mühendisi bilirkişi 09.04.2012 tarihli raporunda; vakfın sahih vakıflardan olması nedeniyle taviz bedelinin davacılardan tahsilinin yasalara uygun bulunduğunu rapor etmiştir. ... Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı öğretim üyesi 14.05.2012 tarihli raporunda; taşınmazın miri arazi nevinden olduğunu, gayr-i sahih vakıflardan olan taşınmaz hakkında ödenmiş taviz bedelinin iadesi gerektiğini; kadastro bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda yer verilen nitelendirmelere katılmadığını rapor etmiştir. Mahkemece, hukukçu bilirkişinin raporuna itibar edilerek, dava konusu taşınmazın miri arazi olduğu ve taviz bedeline tabi olmadığı gerekçesi ile davacı tarafın ödemek zorunda kaldığı taviz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK'nın 266....