Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kira alacaklarının tahsili talebi ile Örnek No:13 ödeme emri tebliğ edilmek sureti ile ilamsız icra takibi yapılmış, davacıya 12/11/2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 19/11/2018 tarihinde açılan dava ile ödeme emri ekinde kira kontratının tebliğ edilmediği, ödeme emrinde yer alan 124,60 TL alacağın neye ilişkin olduğunun ve hangi aylara ilişkin takip yapıldığının anlaşılamadığı, faizlerin başlangıç tarihlerinin belli olmadığını belirterek ödeme emrinin iptalini istemiş, mahkemece 2018 yılı 5 ila 11. ay kira bedelleri için icra takibi yapıldığı, takipte ödeme emrine dayanak belgenin ekli olduğunun belirtildiği, 124,60 TL.lik talebin damga vergisine ait olduğunun açıklandığı ancak beyanname ve makbuz örneğinin ekli olmadığı, faiz başlangıç tarihleri ve miktarlarının belirgin olup, icra dairesine itiraz edilmesi gerektiği gerekçeleri ile şikayetin kısmen kabulüne, 124,60 TL alacak kalemi ve ferileri yönünden ödeme emrinin iptaline, fazlaya...

.- 2016/9863 K. sayılı kararı ile ... .İcra Müdürlüğü'nün 2012/4006 Esas sayılı dosyasının aslının ya da onaylı suretinin (borca itiraz dilekçesi, ödeme emri tebliğ belgesini de içerir şekilde ) eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, mahkemece anılan icra dosyası eklenerek temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de , dosya kapsamında takip talebine, ödeme emrinin takip borçlusuna tebliğine ilişkin belgeye ve ödeme emrine itiraz dilekçesine rastlanılmamıştır. Herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermemek için geri çevirme kararımızın gereklerinin titizlikle yerine getirilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Dairesi'nin 2005/3941 sayılı icra dosyasında borçluların ödeme emrine itiraz dilekçelerinin mevcut olmadığı ve borçlu ...'e ödeme emrinin tebliğine ilişkin evraktaki tebliğ tarihinin okunaklı olmadığı anlaşıldığından, heyetçe incelenmesine gerek görülen söz konusu itiraz dilekçesi ve ödeme emrinin tebliğine ilişkin evrakın okunaklı önlü - arkalı onaylı suretlerinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracıların ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur....

      Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının icra takibine 12/03/2002 tarihinde itiraz ettiği, davanın ise 29/06/2010 tarihinde açılmakla itirazın öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, fener ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile süre yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Oysa İİK'nun 67/1. madde hükmünde açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (harici öğrenme vs.) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun'un 62/2. maddesi de itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. Somut olayda ise ödeme emrine itiraz davacı alacaklıya tebliğ edilmemiştir....

        Madde hükmü ile ödeme emrine karşı dava açan borçlunun tamamen veya kısmen haksız çıkması halinde % 10 haksız çıkma tazminatının alınacağı açıkça belirtilmiştir....

          Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmeyerek takibin kesinleşmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya arasındaki mevcut icra dosyasında alacaklının takip talebi üzerine düzenlenen Örnek 13 ödeme emrinde yedi günlük itiraz süresi ve otuz günlük ödeme süresinin yazılmadığı görülmüştür. İİK.nun 269/1.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun 260.maddesinde yer alan yasal ödeme süresi olan otuz günlük sürenin borçluya verilmemesi durumunda tahliye istenemez ve bu ödeme emrinin geçerli bir ödeme emri olduğu kabul edilemez. Mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....

            Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlu tarafından süresinde itiraz edilmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece süresinde itiraz ve ödeme bulunmadığından bahisle tahliyeye karar verilmesi üzerine karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Takip dosyasında davalıya örnek 13 ödeme emri gönderilmesi gerekirken Örnek 7 ödeme emri gönderildiği ve ödeme süresinin Otuz gün yerine Yedi gün olarak verilmiş olduğu görülmüştür. İ.İ.K.nun 269/1.maddesinin göndermesi ile Borçlar Kanunun 260. maddesinde yer alan yasal ödeme süresi olan otuz günlük sürenin borçluya verilmemesi durumunda temerrüt oluşmadığından tahliye istenemez. Bu nedenle istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan kararın bozulması gerekmiştir....

              İlk derece mahkemesi kararında özetle; davacı adına T.K. 21/1 maddesi uyarınca çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligatın 31.05.2022 tarihinde muhatabın işte olması nedeniyle eşi Fatma Ünal imzasına tebliğ edildiği, görülmüştür. Uyap üzerinden yapılan kontrolde davacı asil Askın Ünal'ın 29.06.2022 tarihinde ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasını okuduğu yine davacı vekili tarafından 30.06.2022 tarihinde icra dosyasına vekaletname sunularak bu tarihte borca itiraz edildiği görülmüştür. İzmir BAM 12....

              Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “Ödeme emri” başlığını taşıyan 55’inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 58’inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Anlaşılacağı üzere, “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının hak düşürücü nitelikte olan yedi günlük süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu