Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 168. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir. Öte yandan, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/05/2021 tarihinde UYAP üzerinden açılan icra dosyası ile takip başlattıklarını ödeme emrinin henüz PTT'ye dahi verilmeden dosya borçlusu Salim Yüce'nin icra dosyasına borca itiraz dilekçesi sunduğunu, ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın sonuç doğurmayacağını, yok hükmünde olduğunu, icra müdürlüğünün durdurma kararı verdiğini, ödeme emrinin 08/06/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, herhangi bir itiraz dilekçesi sunmadığını, takibin devamına karar verilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce reddedildiğini söyleyerek red kararının kaldırılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Takip dosyası içeriğinden davacı/alacaklının İstanbul Anadolu 14....
Es. sayılı takip dosyası ile davalı müvekkiler aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibin 20/10/2017 tarihli itirazı neticesinde durduğunu, akabinde söz konusu takibin ödeme emrine ilişkin olarak 20/10/2017 tarihinde ... Hukuk Mahkemesinin .... Es. sayılı dosyasına konu ödeme emrinin iptali davası ikame ettiklerini, davacı tarafın söz konusu takip talebini içeren ödeme emri içerisinde takip dayanağı belgelerin yer almadığını, müvekkillerine tebliğ edilen ödeme emirlerinin açıkça İİK'nun 58. maddesi ve 60. madde hükümlerine ve Yargıtay içtihatlarına aykırılık teşkil ettiğini, bu hükümler çerçevesinde ... İcra Hukuk Mahkemesinin ... tarihli, ......
Ayrıca davacı takip talebinde davalı alacaklının adresinin yazılmadığını ileri sürüp takibin iptalini de istemiş ise de davalı alacaklının vekil ile temsil edildiği, davacının adresinin takip talebinde yazmamasının sonradan tamamlanacak bir eksiklik olduğu gibi takibin mahiyetine göre yetkiye ve borca itirazın ödeme emri tebliği üzerine müddeti içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiğinden bu yöndeki şikayet ve itirazında reddi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, İstanbul 12. İcra Dairesinin 2019/40997 esas sayılı dosyasında davacının usulsüz tebliğ şikayeti yetkiye - borca itiraz ve takibin iptali taleplerinin ayrı ayrı reddine, Davacının 25/03/2021 tarihli hastane ruhsatı ihalesinin tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı aleyhine faturaya dayalı olarak icra takibi yaptıklarını, ancak davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahı Ümraniye/İstanbul olduğundan yetkili icra dairelerinin ve yetkili mahkemenin ...ve icra daireleri olduğunu, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, fatura konusu malların teslim edilmediğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, ödeme emrine itiraz icra mahkemesine yapılır (İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 168/1-4 ve 5; m. 169; m. 170,I). Ödeme emrine itiraz süresi beş gündür. Yani, borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde ödeme emrine itiraz edebilir (İİK m. 168/1-4 ve 5). Borçlunun beş gün geçtikten sonra yaptığı itiraz geçersizdir. İlgililer için konulmuş süreler hak düşürücü niteliktedir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, Ankara 2013, s. 143, 778, 779). 13. Borçlunun takip konusu kambiyo senedindeki (kendisine ait olduğu iddia edilen) imzanın kendisine ait olmadığını bildirmesine (imzayı inkâr etmesine) imzaya itiraz denir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir (Kuru, s. 783,799). İİK’nın 168. maddesinin 1. fıkrasının 4 ve 5. bentleri gereğince imzaya ve borca itirazın beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile Borçlu arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme gereği elektrik kullanımında bulunan şirkete faturalar gönderildiğini, 09.03.2021 tarihli faturanın zamanında ödenmemesi üzerine Müvekkili kurum tarafından borçlu aleyhine Merkezi Takip Sistemi 2021/718353 MTS sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, Davalı-borçlu, 09.08.2021 tarihli borca itiraz dilekçesi ile ödeme emrine, yetkiye, faize, faiz oranına, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, takibe vaki itirazının iptali ile takibin, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür....
Somut olayda, borçlunun başvurusu icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, bu hali ile İİK’nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 10....
O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye yaptığı imzaya ve borca itirazı sonuç doğurmayacağından mahkemece itirazın reddine karar vermek gerekirken işin esasının incelenip takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesi dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda; davacıya ödeme emrinin 09/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ödeme emrinin tebliği tarihinde evvelki zamanaşımı itirazının borca itiraz mahiyetinde olup, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren İİK m.168 gereğince beş gün içerisinde ileri sürmediğinin yanı sıra, takibin kesinleştiği tarihten sonra takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerektiği, TTK'nın 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörüldüğünden ödeme emrinin tebliği tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir....