İcra Hukuk Mahkemesinin 220/1173 esas sayılı kararı gerekçede gösterilerek infazen kapatılan icra dosyasında işlem yaptığını, ancak bu kararı davalının kabul etmeyerek istinaf yoluna başvurduğunu, infaz ile kapatılan dosyadan gönderilen ödeme emrinin yasaya aykırı olduğundan iptali gerektiğini, taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında itirazın iptaline karar verildiğini, gerekçeli karar henüz tebliğ edilmeden alacaklı tarafın takibe devam etmesi üzerine icra tehdidi altında dosya borcunun ödendiğini , ödeme ile infaz olan dosyada tekrar ödeme emri gönderilemeyeceğini, müvekkilinin banka hesaplarına uygulanan haciz nedeniyle blokeleri kaldırmak için ödemeleri gerçekleştirdiklerini, icra müdürlüğünün 2 ayrı kapak hesabı yaptığını, borç bakiyesi olarak kapak hesaplarında bildirilen miktarları ödediklerini söyleyerek ödeme emri nedeniyle 16/02/2021 tarihli icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarında belirtilen hükümlere göre bir amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için ortada kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş bir alacağın bulunması ve kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin ödeme emrinin iptali için açtığı davada ileri sürebileceği hukuka aykırılık iddialarının; böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı şeklinde olması gerekmektedir....
Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinde yasaya aykırı şekilde “borcunuzu öderseniz” ibaresinin yer aldığı ve avukatlık ücretinin fazla hesaplanması nedeniyle iptali istemi olup, mahkemece, şikayet konusu yapılmadığı halde, örnek 7 ödeme emri düzenlenmesi gerekçesiyle ödeme emrinin iptal edildiği görülmektedir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı şirket adına düzenlenen ...tarih ve ...sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı adına düzenlenen ödeme emrinin 30/06/2015 tarihinde tebliğinden 3 gün sonra ödeme emri içeriği borcun 03/07/2015 tarihinde ödenmiş olduğu buna göre dava konusu ödeme emrinin dayanaksız kaldığı ve iptali gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İdarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. TETKİK HÂKİMİ : ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir....
Ayrıca takip 22.09.2008 tarihinde başlatılmış olup ödeme emri takip tarihinden önce tebliğ edilemeyeceğine göre ödeme emrinin tebliğ ve PTT'den çıkış tarihleri çelişmektedir. Mahkemece davalıya gönderilen ödeme emri tebligatının PTT'den çıkış tarihi ilgili PTT müdürlüğünden sorulmalı, çelişki giderilmeli, ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....
Bu ödeme emri ile ilgili olarak da İstanbul 3.İdare Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin iptali davası açılmıştır. Bu durumda, belirtilen idare mahkemesindeki yargılama sonunda ödeme emrinin iptali talebinin reddi talibi red edildiği takdirde takip kesinleşeceğinden,... 3.İdare Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasının kesinleşen sonucunun bekletici mesele yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedinlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 18.04.2017 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....
İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle ''Ödeme emri'' başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hüküm altına alınmış olup, ''Ödeme emrine itiraz'' başlıklı 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla dava açabileceği hükmüne yer verilmiştir. Ödeme emrine konu alacağın dayanak işlemine karşı dava açılmış ise, bu davanın sonucuna göre ödeme emrinin hukuki denetiminin yapılması gerektiği açıktır....
Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri”nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. Eldeki davada ise, dairemiz geri çevirme kararı ile ödeme emirlerinin arkalı önlü okunaklı suretleri istenilmiş ise de, gelen belgelerden davacının dava konusu ettiği 2008/16816, 2009/16840, 2009/38628, 2009/10058 sayılı ödeme emirlerinin içeriklerinin okunamaması karşısında, öncelikle, asıllarının celbi ile ödeme emrinin iptali talebi bakımından hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği hususu netleştirilmeli, bu kapsamda davacıya tebliğ tarihleri açıklıkla belirlenmelidir....