Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin saptanması ya da iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması gerekir. Davacı yüklenicinin sözleşme dışı ve içi yaptığı tüm imalat bedellerini yaptığı oranda hakettiğinin kabul edilmesi gerekir. Yüklenicinin iyiniyetli veya kötüniyetli olması yapmış olduğu imalat bedellerinin istenmesine engel değildir. Bu halde sözleşme dışı yapılan fazla işlerin bedelinin vekaletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçleri dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Bilindiği üzere yüklenici, yapılan ilave işin davalı iş sahibi yararına olması koşuluyla vekaletsiz iş görme hükümlerine, imalatın yapıldığı yıl rayiç değerine göre KDV ve yüklenici karı hariç olmak üzere isteyebilir....
Davalı taraf, sözleşme bedellerinin ödendiğini, son olarak Sayıştay incelemesi sebebiyle gerçekleştirilemeyen 539.622,55 TL tutarındaki ödemenin yargılama devam ederken 08.01.2015 tarihinde davacıya ödenmesiyle, ödenmesi gereken bir tutar kalmadığını, davanın konusuz kaldığını, dava tarihi itibariyle muaccel bir alacak bulunmadığını, muaccel bir alacak bulunsa dahi zamanaşımına uğramış olduğunu, TBK'nun 100.maddesi nazara alınarak hesaplama yapılamayacağını, iki aylık süre için vekaletsiz iş görme hükümlerine göre bir alacak talebinde bulunulamayacağını ileri sürmüştür. TBK'nun 146. Maddesi gereğince, hizmet sözleşmesinde uygulanması gereken zamanaşımı süresi 10 yıl olup, davada ıslah tarihi itibariyle 10 yıllık süre gerçekleşmediğinden davalı vekilinin zamanaşımı itirazları yerinde görülmemiştir....
Asıl dava, Fatih İlçesi, Mollaferani Mahallesi, Selvili Mescit Sokağı 20/A adresindeki iş yerinin davalılar tarafından Telvin Tekstil İnşaat Gıda Ltd Şirketi’ne kiralanmış olması sebebiyle miras hissesi oranında vekaletsiz iş görmeye dayalı alacak davasıdır. Karşı dava, İstanbul İli, Fatih ilçesi, Mahmutpaşa Mahallesi, Şeref Efendi mevkii 327 ada, 4 parsel üzerindeki müvekkillerine ait 2/3 paya ilişkin davacının haksız işgali nedeniyle dava tarihinden geriye doğru beş yıllık ecrimisil bedelinin tahsiline ilişkindir. Asıl dava vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Vekaletsiz iş görme halinde özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, Borçlar Kanun'u 146. Maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Davacı alacağına konu olan taşınmazın davalılar tarafından Telvin Tekstil İnşaat Gıda ve Otomotiv Sanayi Ticaret Limited Şirketine kiralandığını ve kiraların davalılar tarafından tahsil edildiğini iddia etmiştir....
Taraflar arasında sözleşme imzalanmadığına göre davacı şirketin yaptığı iş bedeline hak kazanabilmesi için, yapıların davalı Belediyenin işine yaraması ve kurallara uygun olması gerekir. Bu şartların varlığı halinde davacının hakettiği iş bedelinin vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca yapıldığı yıl serbest mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir. Somut olayda, özellikle dosya içerisinde bulunan İSKİ’nin 21.09.2004 günlü yazısı içeriğinden davacı yüklenici şirket tarafından yapılan işin davalı Belediye tarafından ...’ye sunulduğu, dolayısıyla yüklenici şirketin yaptığı işini davalı Belediye’nin ihtiyacını karşıladığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda davacı yüklenici şirket yaptığı iş nedeniyle bedele hak kazanmıştır....
Zira, taşınmazın bedelsiz olarak kiraya verilmesi iş sahibi olan tapu malikinin menfaatlerine aykırı ve aynı zamanda vekaletsiz iş görenin ihmal ve ihtiyatsızlığı sayılabilecek bir durumdur. Dolayısıyla, çekişmeli taşınmazın kiraya verildiği dönem itibariyle, kira parası alınsın yada alınmasın, davalı taraf vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davacıya karşı sorumludur. Diğer yandan, davacı vekili, kaldırma kararının tebliğinden sonra Mahkemeye sunduğu 29.07.2020 tarihli dilekçesinde, eldeki davada vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanmasını talep etmiştir. Nitekim, davacı vekili kaldırma kararından önce Mahkemeye sunduğu 19.05.2019 tarihli dilekçesinde de, icra takibine konu taleplerinin, dava konusu taşınmazın 29.06.2012- 29.11.2016 tarihleri arasındaki dönemde davalı tarafından haksız olarak kiraya verilip kira paralarının alınması nedeniyle aylık 500 TL üzerinden 53 aylık kira bedeli toplamı olan 26.500,00 TL'nin davalıdan tahsili olduğunu bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, TCDD Basmane-Afyon hattı 259+435 km'de ... Büyükşehir Belediyesi ve ... sınırlarında Ocak - Ağustos 2008 tarihleri arasında bekçilik hizmetlerinden kaynaklanan alacağın Borçlar Kanunu’nun 526 maddesinde anılan vekaletsiz iş görme hükümleri gereğince KDV dahil 33.236,92 TL'nin temerrüt tarihi olan 08.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının davasının ......
Buna göre eldeki davanın vekaletsiz iş görme hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekir....
Mahkemece, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkin davada BK 66. maddesi gereğince bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı ve dava tarihine kadar bu sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın HMK 142. maddesi hükmü gereğince reddi cihetine gidilmiştir. Hüküm, süresinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında, adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır.Davacılar, davalının hissesine düşen vergi borcunu ödemek suretiyle vekaletsiz olarak davalıyı borçtan kurtarmıştır. Öyle olunca burada sebepsiz zenginleşmedeki bir yıllık zamanaşımı değil, vekaletsiz iş görmedeki on yıllık zamanaşımının göz önünde tutulması gerekir....
iş görme maddelerine atıfta bulunduğu, BK 526 maddesine göre iş görmenin olumlu bir faaliyeti gerektirdiği, bir ihmal ve hareketsizliğin iş görme sayılamayacağı, davacının geçici kabul tutanağına göre inceleyip davalı şirkete bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu sebeple eylemi vekaletsiz iş görme olarak nitelendirilemeyeceği, davacı yanın davayı ve asası kabul anlamına gelmemekle birlikte faiz taleplerinin de fahiş olduğu ve reddi gerektiği" yönünde beyanda bulunduğu görüldü....
Davacı site yönetimi, davalı payına düşen ortak gider bedelini (aidat ve yakıt) talep ve dava ettiğine göre ihtilaf haksız zenginleşme veya vekaletsiz is görme hükümleri dairesinde çözümlenebilecek mahiyettedir. Maddi olayla bağlı olan hakim, hukuksal nitelendirmeyi kendiliğinden yapmakla yükümlüdür. O nedenle talep olmasa dahi vekaletsiz iş görme veya sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağın tahsilinin mümkün olup olmadığı resen incelenerek sonucuna göre karar verilmesinin, taleple bağlılık ilkesine aykırı olmadığının gözetilmemesi doğru değildir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....