Somut olayda, davalı baba, kişisel ilişki kurulması sırasında çocuğu süresinde teslim etmeyerek yükümlülüklerini yerine getirmekte ihmali davranışlar sergilemişse de bu davranışlarının çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması çocuğun yüksek yararına uygun olmamıştır. Mahkemece, babanın ihmali davranışları da dikkate alınarak çocukla baba arasında daha önce kurulan kişisel ilişkinin makul şekilde sınırlandırılması suretiyle yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, çocukla baba arasındaki bağın tamamen koparılması ve çocuğun babasına yabancılaşması sonucunu doğuracak şekilde kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması ve Soybağının Tespiti Taraflar arasındaki “kişisel ilişki tesisine” dair dava ile, aynı davacı tarafından davalıya karşı açılan “soybağının tespiti” davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, 3.4.2014 tarihinde açtığı dava ile, davalı ile evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen çocukla kişisel ilişki hakkı tanınmasını istemiştir. Bu davada, çocukla davacı arasında soybağı kurulmamış olduğunun görülmesi üzerine mahkemece, davacıya, çocukla soybağının kurulması davası açmak üzere süre verilmiş, davacı vekili tarafından, çocukla davacı arasında soybağının tespiti talebiyle 7.5.2014 tarihinde açılan 2014/351 esas sayılı dava, kişisel ilişki tesisine ilişkin dava ile birleştirilerek görülmüş; mahkemece; “ küçük ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Tesisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle anne ile müşterek çocuk için tedbiren kişisel ilişki kurulduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 79.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03.11.2011 (Per.)...
Bu durumda en geç 30 Mayıs 2022 tarihine kadar yönetmelik çıkarılmış olursa, en geç 30 Mayıs 2023 tarihine kadar tüm ülkede çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilâmlar adlî destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri tarafından yerine getiriliyor olacaktır. ÇKK'nın geçici madde 2'nin 6. fıkrasına göre, ÇKK’nın dördüncü kısmının uygulanmaya başlandığı il ve ilçelerde, çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilâmların icrasına ilişkin derdest takip dosyaları, icra dairesince teslim veya kişisel ilişki kurulması işlemleriyle sınırlı olmak üzere re’sen işlemden kaldırılacaktır. ÇKK’nın dördüncü kısmının uygulanmaya başlandığı tarihten sonra, çocuk teslimi veya kişisel ilişkide hak sahibi olan kişi artık adlî destek ve mağdur hizmetleri müdürlüğüne başvuracaktır. Somut olayda, çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin örnek 3 nolu takibin başlatıldığı ...'...
Aile Mahkemesince boşanmalarına karar verildiğini, kararla müşterek çocuğun velayetinin davalı (anneye) bırakıldığını ve çocukla kendisi arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, ancak bu kararın temyiz edilmesi sebebiyle Yargıtay'da olduğunu, davalının, karar kesinleşmediği için çocuğu ile görüşmesine engel olduğunu ve görüştürmediğini ileri sürerek, boşanmaya ilişkin ilam Yargıtay'dan dönünceye kadar geçerli olmak üzere çocuğun velayetinin geçici bir süre için kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği taktirde boşanma kararı kesinleşinceye kadar çocukla tedbiren kişisel ilişki tesis edilmesini istemiş; mahkemece; “boşanma kararındaki velayete ve kişisel ilişkiye dair düzenlemenin henüz kesinleşmediği, derdest olduğu” belirtilerek, istek derdestlik sebebiyle usulden reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, babaanne ile torunu arasında kişisel ilişki kurulması isteğine ilişkindir. Çocuk ... 2.2.2012 doğumlu olup, ana ve babası boşanmış; boşanma kararı ile velayet davalı (anne)ye bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan babaya, çocuğunu her haftasonu Cumartesi saat 09.00'dan takip eden Pazar günü 17.00'ye kadar, dini bayramlarda bayram süresince ve yarıyıl tatillerinde kişisel ilişki hakkı tanınmış, karar 5.10.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK. md. 325/1)....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe ve geçerli bir sebep olmadıkça çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan velayeti annede bulunan çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilirken, ayın belirli hafta sonları, yaz tatilleri ile yarıyıl tatilleri ve dini bayramlarda yatılı kalacak şekilde bir düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Çocukla kişisel ilişki kurulmasına veya kaldırılmasına ilişkin davalar basit yargılama usulüne (HMK.md.316) tabi işlerden olmadığı gibi çekişmesiz yargı işlerinden de değildir....
Günün saat 17:00'da sona ermek üzere geceli gündüzlü ortak çocuğun davalı anneden teslim alınarak görüşme sonunda tekrar davalı anneye teslim edilecek şekilde şahsi ilişki kurulmasına hükmedilmiştir. Davalı kadın vekili; erkeğin kabul edilen çocukla kişisel ilişki düzenlemesi davasına, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı erkek vekili, istinafa cevap dilekçesinde; kadının istinaf talebinin reddine, çocuk ile baba arasında tedbiren kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir. Davalının iki hafta içinde davaya cevap verebileceği tebliğ zarfında gösterilir (HMK m.122). Davacı, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalı da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebilir....