Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş, hüküm süresinde davalı tarafça istinaf edilmiştir. "Velâyeti davalı-davacı anneye verilen ortak çocuk ile davacı-davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkide, ortak çocuğun yaşı nedeni ile yatılı kişisel ilişki kurulmamış ve “Aynı şehirde oturmaları hali" ve “Farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar farklı şehirlerde yaşıyor olsalar bile, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse "ayrı şehir-aynı şehir ayrımına" gidilmesinin önemi bulunmamaktadır. Ayrıca ortak çocuğun yaşı dikkate alındığında, baba ile kurulan kişisel ilişkinin artık yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır....

Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Somut olayda çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, kişisel ilişkinin anne refakatinde kurulması, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile baba arasında çocuğun üstün yararı da gözetilerek daha uzun süreli kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, 2. İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişki yönünden davalı erkek yararına BOZULMASINA 3....

    Kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararların değişen şartlara göre her zaman değiştirilmesi mümkündür. Baba ile ortak çocuk Derin arasında yaz aylarında kurulan kişisel ilişkinin daha kısa süreli düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde, küçüğün bir ay süreyle anne yanından ayrılmasını düzenler şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş olup, ortak çocuğun menfaati de göz önüne alınarak, daha uygun süreli kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle Daire kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce, HMK' nun 373.maddesi uyarınca duruşma açılarak tarafların beyanları alınmış, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir....

    Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu davacı kadının evlilik dışı ilişki yaşadığını, davacının çocuğu babaya karşı olumsuz tavır alma hususunda yönlendirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava çocukla şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince dava reddedilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden tarafların boşandıkları müşterek çocuk Edanur'un velayetinin davacı anneye verildiği, baba ile şahsi ilişki kurulduğu, cari şahsi ilişkinin 2 haftada bir yatılı, dini bayramların 2....

    ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASIHISIMLARIN KİŞİSEL İLİŞKİ KURMA HAKKI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 182 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 325 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde, çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere ve özellikle hısımlarına da tanınabilir (TMK. md. 325/1). Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle, sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK. md. 182/2). Küçük Sıla, 1999 doğumludur. Annesi ve babası boşanmışlardır, boşanma kararı ile velayeti annesine verilmiştir. Karar 10.12.2002 tarihinde kesinleşmiş, çocuğun babası 15.2.2003 tarihinde ölmüştür. Davacılar, çocuğun babaannesi ve dedesidir....

      DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile Samsun 2.Aile Mahkemesinin 2018/632 esas sayılı dosyasında boşandıklarını, müşterek çocuklarının velayetinin kendisine verildiğini, mahkeme kararı gereği müşterek çocuğun her hafta Cuma günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'a kadar davalı babada kaldığını, davalının hafta sonu çocukla iletişim kurmasını engellediğini, boşanma davasında her ne kadar kişisel ilişkinin belirlenmiş ise de bu durumun tamamen kendisi dışına geliştiğini, müşterek çocuğun babada kalacağını bilmeyerek protokolü imzaladığını, davalının kişisel ilişkiyi kötüye kullandığını, davalının hiçbir zaman müşterek çocuğu mahkeme ilamında belirtildiği gibi geri getirmediğini, davacının davalıyı defalarca uyarmasına rağmen müşterek çocuğu hafta sonu İstanbul iline götürdüğünü, tüm aramalara rağmen geri getirmediğini...

      Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.m.324). Velayetin düzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK md. 339). Velayet hakkı anneye ait olmakla birlikte babanın da babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde çocukla düzenli ve sürekli bir kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi elde etmek hakkı mevcuttur. Aynı zamanda bu ilişki çocuk yönünden de bir haktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki "çocukla kişisel ilişki kurulması" davası ile buna karşı açılan "kişisel ilişkinin kaldırılması" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından her iki dava ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Velayeti anneye bırakılan 2006 doğumlu müşterek çocuk Mehmet Derin ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu tesis edilen kişisel ilişkinin Cuma gününden başlatılması, okul çağındaki çocuğun eğitim ve sosyal hayatını olumsuz etkileyeceği gibi...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm çocukla baba arasında düzenlenen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Velayeti anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğu Seval, 10.9.2005 doğumludur. Yaşı, bedeni ve fikri gelişimi dikkate alındığında, uzun süreli kişisel ilişki menfaatine aykırıdır. Bu husus gözetilerek daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması dğru bulunmamıştır. SONUÇ:Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.12.2009 (çrş.)...

            Hükmü temyiz eden davacı anne; kişisel ilişki kurulması sırasında amcasının ortak çocuğa cinsel istismarda bulunması sebebiyle, bu kişi hakkında Gebze 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/250 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını ve amcanın bu sebeple tutuklu olduğunu ileri sürmüştür. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararı "dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....

              UYAP Entegrasyonu