Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı annenin davası, davalı baba ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması, olmadığı takdirde azaltılması istemine ilişkindir. Yapılan muhakeme ve toplanan delillere göre davalının yapılan istinaf incelemesinde; Yapılan dosya incelemesinde; tarafların 15/07/2011 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, 2007 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, baba ile kişisel ilişki kurulduğu görülmüştür. Anne ve babadan her biri velayeti altında bulunmayan veya velayet hakkı kendisine bırakılmayan çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteyebilir. (TMK m. 323 vd.) Mahkemece alınan uzman raporunda; taraflar ve müşterek çocuk yönünden 5395 sayılı kanun çerçevesinde danışmanlık tedbirine hükmedilmesinin tarafların ve çocuğun yararına olacağı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür....

ın öfke kontrolü konusunda tedavisi sonuçlanıncaya kadar müşterek çocuk ...ile psikiyatrist, psikolog veya pedagog eşliğinde her ayın birinci ve üçüncü Cumartesi günleri saat: 11:00 ila 15:00 arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiş ise de, hükmün infaz kabiliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle davalı babanın öfke kontrolü konusundaki tedavi sürecinin araştırılması; kişisel ilişki konusunda idrak çağında bulunan ortak çocuğun görüşünün sorulması ile uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak (4787 sayılı Kanun m.5) anne ve babanın barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirmek suretiyle ve infazı kabil olacak şekilde kişisel ilişki kararı verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

    Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Mahkemece, ortak çocuğun velayeti davacı anneye bırakılmış, ortak çocukla baba arasında "aynı şehirde oturmaları hali" ve "farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Günümüzde ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayrımına" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Kişisel ilişkinin değişen koşullara göre her zaman yeniden düzenlenmesi istenebilir....

      Öyleyse, usul ekonomisi de gözetilerek, mahkemece 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzman heyetinden, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle tekrardan sosyal inceleme raporu düzenlenmesi istenip, tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için, davalının kişisel ilişkiye engel bir durumun bulunup bulunmadığının da araştırılması ve diğer deliller de gözönüne alınmak suretiyle kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesi gerektiğinden kararın kişisel ilişkiye yönelik olarak bozulması gerekmiştir....

        Toplanan deliller dinlenilen tanık beyanları ve 09.07.2021 tarihli sosyal inceleme raporuna göre; davalı babanın olumlu ebeveynlik becerilerinin olmadığı ve çocuklara yönelik olumsuz bir tutum ve davranışların mevcut olduğu onlara şiddet uyguladığı ancak bu durumun çocukla ... arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşılmakta ise de; Mahkemece, davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği ve babanın davranışları da dikkate alınarak çocukla ... arasında daha önce kurulan yatılı kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun olmadığı, onun duygusal gelişimini olumsuz etkileyeceği anlaşıldığından yatılı kişisel ilişkinin kaldırılması suretiyle yeniden yatısız olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir....

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Çocuklar ile ana veya baba arasında düzenlenen kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır....

            Davalı (baba) istinaf dilekçesinde özetle; kişisel ilişkinin daraltılarak Mazıdağı’nda kişisel ilişki tesisine karar verilmesi ve alışma evresi tanınması gerektiğini, kadının davasının kötüniyetli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Asıl ve birleşen dava; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi isteğine ilişkindir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....

            Yargıtay bozma ilamında da belirtilen hususlar dikkate alınarak, davacının kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, sınırlandırılmasına yönelik talebin kabulü ile müşterek çocuk ile davalı baba arasında yatılı olmayacak şekilde aşağıdaki gibi kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir....

            değiştirilmesine karar verilebileceği hususunun velayet verilen anneye ihtarına, kişisel ilişki sonucunda çocuğun velayet sahibi anneye tesliminde zorluk çıkartılması halinde kişisel ilişkinin sınırlandırılabileceği ya da kaldırılabileceği hususunun babaya ihtarına" karar verilmiştir....

            Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....

            UYAP Entegrasyonu