Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm ve 31.07.2012 tarihli ek karar davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hüküm, temyiz eden davacıya 31.05.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı hükmü 13.06.2012 günü verdiği dilekçe ile temyiz etmiştir. Buna göre temyiz süresindedir....

    Davacı babaanne tarafından torunun yaşının büyüdüğü ve Almanya'da ikamet etmesinden dolayı önceki kişisel ilişki kararının yeterli olmadığı iddia olunmuş, yukarıda tarih ve numarası belirtilen kişisel ilişkinin süresinin değiştirilmesi davası açılmış, mahkemece de davacının iddiaları kabul olunarak davacı ile küçük arasında kişisel ilişkinin sürelerinin artırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece babaanne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesine ilişkin karar küçüğün yaşı itibarıyla bedeni ve fikri gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebileceği gibi, davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine de engel olacaktır. Ayrıca, babanın yerine babaannenin ikame edilerek, babaya uygun olabilecek genişlikte bir kişisel ilişki düzenlemesi; Türk Medeni Kanununun 325. maddesinin düzenlenme amacına da aykırıdır. Topladan tüm deliller ile yukarıda anlatılanlar dikkate alındığında kişisel ilişkinin değiştirilmesini haklı gösterebilecek bir delil bulunmamaktadır....

      DAVA Davacı asıl dava dilekçesinde özetle; davalı babanın çocuk doğduğundan itibaren hiçbir zaman ilgilenmediğini, 21.03.2022 tarihine kadar kişisel ilişki kurmadığını, yaz döneminde çocuğu aldığında davalının çocuğu kendisine teslim ettiğinde kolunda morluklar bacağında kızarıklıklar gördüğünü, müşterek çocuğun morluğu davalının yaptığını söylediğini, bu konuda şikayetçi olduklarını, çocuğun güven kaybı yaşadığını ve babasına gitmek istemediğini, davalının kişisel ilişki kararını kötüye kullandığını ve ortak çocuğun davalının kendisine ayakkabı ile vurduğunu söylediğini iddia ederek müşterek çocuk ile davalı babası arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını aksi kanaatte kısıtlanmasını talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. III....

        Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı takdirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile baba arasında daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde yeniden kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Kişisel İlişki Kurulmasına ilişkin olup, taraflarca süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/2). Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). İlişkide anne/babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetilir....

          çocukla yatılı kişisel ilişki talebinin çocuğun yaşı itibariyle reddine karar verilmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava çocukla kişisel ilişki tesisi talebinden ibarettir....

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2022 NUMARASI : 2020/428 ESAS-2022/547 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Tarafların evlilik birliği dışında doğan 19/09/2019 doğumlu Bulut Kantürk adında müşterek çocuklarının bulunduğunu, müşterek çocuğun velayetinin fiilen ve hukuken davacı annede olduğunu, tarafların birlikteliklerini sonlandırma kararı aldıklarını, müşterek çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi ve müşterek çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tahsisine ilişkin düzenlemelere ihtiyaç duyduklarını, tarafların yıpranmamak adına bir uzlaşı zemininde buluşmuşlar ve davaya konu edilen tüm hususlarda mutabık kaldıklarını, davaya konu edilen velayet hususu dahil, iştirak nafakası ve çocukla kişisel ilişki tahsisi konularında taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmadığını, bu nedenlerle velayetin müvekkilinde...

            Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/2). Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). İlişkide anne/babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetilir. Anne/baba yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md.182/II ve 324). T.M.K.'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi Mahkeme hükmü velayet, çocukla kişisel ilişki kurulması ve nafakaya yöneliktir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu