Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sayılı Çocuk Koruma Kanunu 41/1F maddesi uyarınca;Çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenler ile emrin gereğinin yerine getirilmesini engelleyenler, bir ay içinde yapılacak şikâyet üzerine, üç günden on güne kadar disiplin hapsiyle cezalandırılabileceğini ve kişisel ilişki kurulması için kendisine çocuk teslim edilen hak sahibi, ilam veya tedbir kararında belirtilen sürenin bitiminde çocuğu belirlenen yere getirmezse, bir ay içinde yapılacak şikâyet üzerine, fiil suç teşkil etse dahi, üç aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılabileceğinin taraflara ihtarına, velayet veya ikamet yeri kendisine bırakılan ana veya baba, kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerini yerine getirmezse çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceği, ikamet yeri dahil velayetin yeniden düzenlenebileceğinin TMK 324/3 uyarınca taraflara ihtarına karar verilmiştir....

Velayete ilişkin istemin değerlendirilmesinde; Tarafların mahkememizin 2019/142 esas 2019/214 karar sayılı ilam ile boşandıkları, protokol doğrultusunda müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya bırakıldığı, anne ile ayın 15 günü kişisel ilişki tesis edildiği görülmüştür....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2020/149 ESAS DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Selim Yusuf'un velayetinin anneye verildiğini, Amerika'da yaşayan baba ile şahsi ilişki kurulduğunu ve kurulan şahsi ilişkinin çocuğun üstün yararına olmadığını, yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Velayeti anneye verilen müşterek çocuğun velayetinin değiştirilerek tarafına verilmesini, anne ile talebi gibi şahsi ilişki kurulmasını talep etmiştir....

(TMK m. 183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılmış olup velayetin değiştirilmesi yerine kaldırılması hatalı olup davacının isitnaf başvurusunun bu yönü ile kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak; duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgeler ile gerekçeye göre, incelenen karada usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşılmakla; Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılması dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalının; hükümde "velayetin değiştirilmesi" ibaresi yerine "velayetin kaldırılması" ibaresinin kullanılmasına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Aile Mahkemesinin 29/11/2019 tarih ve 2019/666 E., 2019/766 K. sayılı kararı ile anlaşmalı boşandıkları, 2017 doğumlu ortak çocuğun velayetinin babaya verildiği ve kararın 31/12/2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 13/10/2021 tarihinde açıldığı, annenin çocuğun da yaşadığı İstanbul ilinden taşınıp Mardin iline geldiği ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi sebebiyle dava açtığı, hem anne hem baba ile farklı zamanlarda görüşülerek sosyal inceleme raporu alındığı anlaşılmıştır. Somut olayda, aradan geçen süre ve çocuğun yaşı, çocuğun anne ile kişisel ilişki kurması halinde çocuğun bedeni fikri ve ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceğine ilişkin bir delil olmadığı, boşanma kararı ile düzenlenen kişisel ilişkinin yetersiz kaldığı da gözetilerek ayda iki kez hafta sonları, dini bayramlar, yarıyıl ve yaz tatilleri ile anneler gününde olmak üzere çocukla kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya uygun olup davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Aile Mahkemesinin 2014/961 esas sayılı dosyasında baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki eldeki davada kurulan kişisel ilişki düzenlemesinden daha geniş nitelikte olup, baba ile ortak çocuk arasında babalık duygularını tatmin bakımından dosya kapsamına uygundur. ../.... Toplanan delillere göre, eldeki davada baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini gerektiren bir husus kanıtlanamamıştır. Bu sebeple, davacı annenin ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

    Buna göre; çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi, çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması, çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (örneğin sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik), velayeti kendisinde bulunan annenin ya da babanın yeniden evlenmesi, velayet hakkı kendisine verilen tarafın bir başka yere gitmesi, ölüm veya velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesi sebepleri olarak sayılabilir. Velayetin yukarıda sayılan sebeplerin gerçekleşmesi durumunda değişmesinin birtakım sonuçları da ortaya çıkmaktadır. Velayetin değiştirilmesi ile birlikte velayeti kendisinde bulunmayan anne veya babanın çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı bulunmakta olup, mahkemece de bu ilişkinin kurulması gerekir. Yine velayeti kendisine verilmeyen tarafın çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu da unutulmamalıdır....

    yerine getirmediği anlaşıldığından, velayetin babaya verilmesinin doğru olduğu, velayeti babaya verilmesi gerektiğinden iştirak nafakasının da kaldırılmasının da doğru ve yerinde olduğu, iştirak nafakasının kaldırılma talebinin, velayetin değiştirilmesi talebinin ferisi niteliğinde olduğundan, iştirak nafakasının kaldırılması yönünden davacı lehine ayrıca vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Ana veya babadan herbiri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesini ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. (TMK.m.324/1) Ana ve babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı düşmedikçe ana ve babanın ikisiyle de düzenli biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkı, çocuğun temel haklarındandır. (Çocuk Hakları Sözleşmesi m.9/3) Davalı babanın velayet görevini yerine getirmediği, ihmal ettiği ve velayetin değiştirilmesi şartlarının oluştuğu (TMK md. 183, 349) kanıtlanamamıştır. Öte yandan her ne kadar küçük ..., annesi ile yaşamak istediğini beyan etmiş ise de, annenin, çocuğun baba ile kişisel ilişki kurmasına sürekli engel çıkardığı, dosyadaki delillerle de sabittir. O halde davanın reddi yerine kabulü doğru bulunmamıştır....

      Aile Mahkemesi'nin 16/06/2020 tarih, 2019/337 Esas 2020/240 Karar sayılı ilamında özet ile; davacının velayetin değiştirilmesi ve ortak velayet talebinin reddine, davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü ile, davacı T1 ile müşterek çocuk Zerda Demirci arasında yeniden kişisel ilişki kurulmasına, davacının nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, davalı lehine, davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği, verilen kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafça İstinaf Kanun Yoluna başvurulmadığı, yasal süresi içerisince davacı tarafça istinaf kanın yoluna başvurulduğu anlaşılmış, davacı vekili istinaf dilekçesinde özet ile; İlk Derece Mahkemesince verilen karar da velayetin değiştirilmesi ve nafakaların kaldırılması talebinin reddi ilişkin kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının yaşadığı ortamın müşterek çocuğun yaşadığı ortamın uygun olmadığı, davalı annenin 72 yaşında annesi ve iki erkek...

      UYAP Entegrasyonu