oluştuğu, birleşen dava yönünden; davacı tarafından babanın velâyet görevini gereği gibi yerine getirmediği iddia edilmişse de dosyada bulunan tüm deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde baba Tolga'nın birden fazla evlilik yapması velâyeti kaldırmayı gerektiren nedenlerden olmadığı, bununla birlikte baba Tolga'nın çocuğu yurt dışına götürmesi ve burada çıkan savaş nedeniyle Almanya'ya yerleşmeleri bundan kaynaklı çocuğun eğitim hayatının düzenli olmadığına yönelik iddialar da davalı ...'...
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kendisinin sürekli yurt dışında yaşadığını, Türkiye'de yaşamış gibi kendisine usulsüz tebligat yapıldığını, çocuk ve davacıyı yurt dışına götürmek istediğini, bunun için işlemlerde bulunduğunu, onlar için pasaport çıkarttığını, ancak davacının yurt dışına gitmek istemediğinden dolayı çocuğu da yanında tutmak istediğini, davacının çocuğun eğitimiyle ilgilenmediğini, okula davalının girişimleri sonucunda yazdırıldığını, davacının hiç bir geliri olmadığını, evinin kira olduğunu, davalının para göndermesi ile geçindiğini, davalının Türkiye'ye senede 2- 3 defa geldiğini, ve çocuğuyla ilgilendiğini, çocuğun Türkiye'de geçici bir müddet kalmasının sebebi davacının boşanması ve yalnız kalması, soncunda ısrarları sonucu yalnız kalmasın diye davalı annenin çocuğun Türkiye'de davacının yanında kalmasına rıza gösterdiğini, davacının yurt dışına gitmek istememesi üzerine davalının çocuğu yurt dışına götürmekte kararlı olduğunu davacının çocuğu...
Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....
GEREKÇE 1.Sanığın 24.09.1992-03.12.2013 tarihleri arasında işlemiş olduğu yurt dışına firar suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede; Uyum ve kararlılık gösteren (Kapatılan) Askerî Yargıtay kararlarında, yabancı ülkeye firar suçunun maddî unsuru, izinsiz vatan hudutlarından dışarı çıkmak ve orada en az üç günlük süreyi geçirmiş olmak şeklinde benimsenmiştir. Maddî unsur açısından hiç izin almadan kıtasından yurt dışına kaçmakla, yurt içinde kullanmak amacıyla izin alıp bu iznini yurt dışında geçirmek arasında fark bulunmamaktadır. Yurt dışına çıkış müsaadesi olmadan, ister yurt içi izin almak, isterse kıtasından izinsiz ayrılmak suretiyle yasal (pasaportla) veya yasa dışı yollardan yurt dışına çıkan ve yasanın öngördüğü süreden fazla yurt dışında kalan askerî şahıs, sınıfı ve rütbesi ne olursa olsun, yabancı ülkeye firar suçunu işlemiş olacaktır....
Olayda, davacının yurt dışında yüksek lisans eğtimini tamamladığından, doktora eğitimini yurt içinde gelişmiş üniversitelerde yapma imkanı sağlanarak asli görevine dönmesi istenmiştir. Yükseköğretim Kurulunun, lisansüstü öğrenim görmek için yurt dışına gönderilen araştırma görevlilerinin durumlarını bu eğitimleri süresince izleyip değerlendirerek, yurt dışına gönderilmeleri amacının dışına çıkanları geri çağırma yetkisinin bulunduğu açıktır. Bu durumda, 2547 sayılı Yasanın 4. maddesinde sayılan Yükseköğretimin amaçlarının gerçekleştirilmesi ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını gözetim ve denetim altında bulundurarak, tüm yükseköğretimi düzenleyen ve yükseköğretim kurumlarının faaliyetlerine yön veren Yükseköğretim Kurulunca, davacının yurda geri çağırılması yolunda tesis edilen işlemde hukuka ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır....
Bu Kanun uyarınca mecburi hizmet karşılığı yurt dışına gönderilenler öğrenimlerini başarıyla tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere, adlarına gönderildikleri kurumların ilgili kadrolarına atanır." hükmüne; 5. fıkrasında; "(Ek fıkra: 2/12/2016-6764/18 md.) Yükseköğretim kurumları adına ve Millî Eğitim Bakanlığı hesabına lisansüstü öğrenim görenlerin mecburi hizmet yükümlülüklerinin, yükseköğretim kurumları ile kamu kurum ve kuruluşlarına devrine Yükseköğretim Kurulunun uygun görüşü üzerine Millî Eğitim Bakanlığınca karar verilir. Kamu kurum ve kuruluşları adına lisansüstü öğrenim görenlerin mecburi hizmet yükümlülüklerinin kamu kurum ve kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarına devrine ise Millî Eğitim Bakanlığınca karar verilir." kuralına yer verilmiştir....
Anılan Kanun'un "Yurt içinde ve yurt dışında görevlendirme" başlıklı 39. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde, "...Öğretim elemanları birinci fıkrada ve bu Kanunun 33. maddesinde sayılan yurt dışına gönderilme halleri dışında mesleklerine ait hizmetlerde yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak veya staj yapmak için Yükseköğretim Kurulunun teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca üniversiteler itibariyle bir yılı geçmeyecek şekilde her yıl belirlenecek kontenjan ve süreler dahilinde yurt dışına gönderilebilecekleri gibi aynı amaçlarla dış burslara dayanılarak da gönderilebilirler. Belirlenen kontenjanların üniversiteye bağlı birimler arasında dağıtımı üniversite yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı, gönderilme ise ilgili yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı ile olur. Zorunlu hallerde yurt dışında kalma süresi ilgili yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı ile yarısına kadar uzatılabilir....
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY : Hazine ve Maliye Bakanlığında … olarak görev yapmakta iken davacının, lisansüstü eğitim amacıyla yurt dışına gönderildiği ve Ağustos 2011- Mayıs 2013 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletleri Georgetown Üniversitesi'nde eğitimini tamamladığı, 02/03/2017-3/09/2020 tarihleri arasında eşinin T.C....
"İçtihat Metni"Çocuğun başka bir ülkeye yerleştirilmesi için yurt dışına çıkış izni talebi üzerine yapılan inceleme sırasında; ... 7. Aile Mahkemesiyle ... 2. Çocuk Mahkemesi arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye verilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 20/06/1960 tarih ve 1960/14 sayılı Kararıyla; "Hukuk ve ceza mahkemeleri arasında selbi vazife uyuşmazlığı çıktığı takdirde, dava konusu işin hukuka ait olması halinde Hukuk Dairesinin, cezaya ilişkin olduğu takdirde de ceza dairesinin mercii tayinine vazifeli olacağı" görüşünün benimsenmesine, uyuşmazlık konusu olayda çocuğun başka bir ülkeye yerleştirilmesi için yurt dışına çıkış izni alınması yönünde talepte bulunulmasına göre; ... 7. Aile Mahkemesiyle ... 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, anne ve çocuğun yurt dışına çıkışında vize işlemleri sırasında bazı ülkelerce babanın muvafakatinin aranması nedeniyle, velâyeti annede olan küçük çocuğun yurt dışına çıkışının babanın rızasına bağlı kılınması ve babanın muvafakat vermemesi, annenin ve çocuğun seyahat özgürlüğünün kısıtlanması ve annenin velâyet hakkını kullanamaması neticesini doğuracağı, dolayısıyla annenin bu yönde hakimin müdahalesini isteyerek talepte bulunmasında hukuki yararının bulunduğunu, davalı babanın bu isteğe karşı çıkmasında da haklı bir neden göstermediği gibi, eldeki davada çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararının da gözetilmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile, velâyeti anneye ait bulunan ortak çocuk ...'...