Davalı vekili cevap dilekçesinde; nafakanın 2009 yılından beri artırılmadığını, müvekkilinin düzenli şekilde çalışmadığını, davacının düzenli nafaka ödemesi yapmadığını, müşterek çocuğun özel okul masrafları ödenemediği için okul değişikliği yapıldığını, aradan geçen sürede ihtiyaçlarının arttığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalının asgari ücretle çalışmaya başlamasının yoksulluk halini ortadan kaldırmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi ile, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gerekçesiyle iştirak nafakasına yönelik talebin kısmen kabulü ile, iştirak nafakasının aylık 1.000 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir....
Davalılar ... ve eşi ...; duruşmadaki beyanlarında "küçük ... isimli çocuğun, davacı ...'nın ... ile evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, ... o tarihte evli olduğu için, evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen bu çocuğu nüfusa kaydettiremediğini, çocuğun mağdur olmaması için kendi çocuklarıymış gibi gerçeğe aykırı beyanla üzerlerine kaydettirdiklerini, çocuğun kendi çocukları olmadığını" kabul etmişlerdir. Davalılar ... ve ...'in bu beyanlarına göre, dava iki yönlüdür. Birincisi; küçük ...'nın davalılar ... ve ...'in üzerindeki kaydının, gerçeğe aykırı beyanla oluştuğu iddiasına dayanan nüfus kaydının düzeltilmesi; İkincisi ise, çocuğun babasının ... olduğunun tespiti ile ...in nüfusuna tescili isteğidir. Küçük ...'nın, ... ve ...’in üzerindeki kaydı iptal edilmedikçe, babalığa ilişkin ikinci isteğin incelenmesi hukuken mümkün değildir. Öyleyse, bu talepler ayrı ayrı incelenmeli ve sonuca bağlanmalıdır....
Boşanma nedeniyle velayet hakkının anneye verilmiş olması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya verilmesi halinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır. Yargı mercilerinin bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın veya ailelerin hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemesi gerekir....
Aile Mahkemesi'nin 2020/579 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verildiğini, davalı annenin sorumluluklarını yerine getirmediğini, Üniversitede çalıştığını ve mesai saatinin erken başlayıp geç bittiğini, bu sebeple müşterek çocuğun dede ve anneannesinin yanında kaldığını, bu sebeple müvekkilinin müşterek çocuğun geleceğinden endişe ettiğini, müvekkilinin 9 ay boyunca çocuğunu göremediğini, davalının çocuğu müvekkiline karşı koz olarak kullandığını, çocuğun sıklıkla okul değiştirdiğini ve bu durumun çocuğun okul hayatını olumsuz yönde etkileyeceğini, tüm bu sebeplerle müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (YÜCEL, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137). Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33)....
İhtisas Kurulunun 30.05.2014 tarihli raporunda ifade değişikliği, savunmacı tutum ve çelişkili ifadeleri sonucu mağdurenin olay nedeniyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunun değerlendirilemediğinin belirtilmesi karşısında, sanık hakkında lehe olan 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 5237 sayılı TCK'nın 102/1, 102/3, 43. maddelerinin tatbiki gerekirken lehe aleyhe kanun değerlendirmesi de yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini, Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, re'sen de temyize tabi hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayet Hakkına Dayalı Soyadı Değişikliği MAHKEMESİ : ... 8....
Çocuk Mahkemesi, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından Ağır Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı vermiştir. 2.Mersin 5....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin olumsuz hayat yaşamasının velayet değişikliğine sebep olmayacağını, bu durumun müşterek çocuğun gelişiminde ve yetişmesinde engel olmadığını, davacının müvekkilinden habersiz olarak müşterek çocuğu yanına götürdüğünü ve bu sebeple çocuğun alıkonulması suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma dosyası olduğunu, davacının ödenmeyen nafakaların icra takibine konulmasından sonra söz konusu davayı açtığını, davacının müvekkilinin annesine çocuğun velayetini aldıktan sonra yurda vereceğini ve nafakadan kurtulacağını beyan ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının davasının kabulü ile velayeti İzmir 4....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2021 NUMARASI : 2020/584 ESAS - 2021/202 KARAR DAVA KONUSU : Velayetin Değiştirilmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara istinaf başvurusunda bulunulmakla duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin; dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü; İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;"...tarafların boşanmaları sonucu müşterek çocuk Yağmur Zeynep'in velayetinin babaya verildiğini, müvekkilinin, diğer tarafın boşanmayı kabul etmesi için sözüne güvenerek birazda yanılgıya düşerek velayetin bu şekilde belirlenmesine yönelik protokolü kabul ettiğini, çocuğun tarafların da istekleriyle bir süre müvekkili yanında kaldığını, müvekkili yeniden evlendiğinde sadece kişisel ilişki günlerinde görüştürüldüğünü, davalının Ankara'da polis memuru olarak görev yaptığını, çocuğun baba yanında değil davalının anne babasının yanında kaldığını, çocuğun bir keresinde...