İhtisas Kurulunun 21.06.2013 tarihli raporunda "mağdurda ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan (travma sonrası stres bozukluğu ve Travmatik Kişi Değişikliği) denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, olay öncesi şüpheli cinsel istismar ve travmatik aile ortamı nedeniyle ruhsal gelişimi bozulan mağdurun daha sonra yaşadığı cinsel istismarın sabit olduğu eylemlerin her birinin ruh sağlığının bozulmayı arttırdığının" bildirilmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun eyleminin mağdurenin ruh sağlığını ayrıca bozmadığı anlaşıldığından, hakkında 5237 sayılı TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde anılan maddenin tatbiki suretiyle cezanın arttırılması, Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.06.2018 tarihinde üye ...'...
Hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28’inci maddesinde ise, kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayıp ölümle sona erdiği ve çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde ettiği hüküm altına alınmış olup, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti ölümle sona erdiğinden, ölmüş kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124. maddesinde belirtilen, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu; ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği; yine, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, taraf değişikliği...
İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana babanın mali durumuna göre takdir edilir. Ayrıca, nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli de dikkate alınır. Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. Hakim nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasında oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir....
içi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro amirliğinin 2022/719 Olay Nolu dosyası ile işlem yapıldığını, müşterek çocuğun müvekkili ile ilişkisinin çok iyi olduğunu, mutlu ve huzurlu olduğunu, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesinin çocuğun menfaatine olacağını, belirterek davanın kabulü ile, Didim(Yenihisar ) 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/457 Esas 2017/419 Karar sayılı dosyası ile velayeti davalı anneye verilen 2009 doğumlu Yekta Efe için velayet değişikliği yapılarak velayetinin müvekkil babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
temyiz incelemesine gelince; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 19.02.2013 gün ve 1012/6-1477 Esas, 2013/63 sayılı Kararında vurgulandığı gibi, bir olayın açıklanması sırasında başka bir eylemden söz edilmesinin o eylem hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve eylemin iddianamede açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, buna karşılık 20.10.2014 tarihli iddianame ile sanık hakkında sadece çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan dava açıldığı, tehdit suçundan usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı, 5271 sayılı CMK'nın 226/1. maddesi uyarınca bir suçun hukuki niteliğinin değişmesi nedeniyle ek savunma verilerek o suçtan hüküm kurulabileceği gözetilmeden cinsel istismar suçundan açılan davada bir vasıf değişikliği olmadığı ve sanığın cezalandırılmasına karar verildiği halde, yazılı şekilde ayrıca açılmış kamu davası bulunmayan tehdit suçundan ek savunma verilerek mahkûmiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Suçun temadi etmiş olması nedeniyle, suç tarihinin hukuki kesintinin gerçekleştiği iddianame tarihi olan 05.03.2015 olduğu ve inceleme tarihi itibariyle dava zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir....
"İçtihat Metni" Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan ...'in yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetine dair ... 2....
kılma suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 19.02.2013 gün ve 1012/6-1477 Esas, 2013/63 sayılı Kararında vurgulandığı gibi, bir olayın açıklanması sırasında başka bir eylemden söz edilmesinin o eylem hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve eylemin iddianamede açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, buna karşılık 28.04.2008 tarihli iddianame ile sanık hakkında sadece beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan dava açıldığı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı, CMK.nın 226/1. maddesi uyarınca bir suçun hukuki niteliğinin değişmesi nedeniyle ek savunma verilerek o suçtan hüküm kurulabileceği gözetilmeden, cinsel istismar suçundan açılan davada bir vasıf değişikliği olmadığı ve beraat kararı verildiği halde ayrıca kamu davası bulunmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ek savunma verilerek mahkûmiyet hükmü kurulması...
Temyiz Sebepleri Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 321 ... maddesinin halen geçerli ve emredici bir hüküm olduğunu, işbu davada çocuğun ... yararının var olup olmadığı yönünden delillerinin değerlendirilmediği, İlk Derece Mahkemesi tarafından cevap dilekçesinin yok sayıldığını, çocuğun soyadının değiştirilmesi halinde annenin yeni evlilikle aldığı iki soyadının daha fazla karmaşaya neden olacağını, hatta babasının belli olmadığı izlenimi doğurabileceği, davacının iddialarının ise hayatın olağan akışına uygun olmadığını, bilirkişinin raporunda açıkça hakim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirmeyi yaptığını, raporun dikkate alınmaması gerektiğini, velâyetin sonradan babaya verilmesi halinde tekrar soyadı değişikliği mi yapılacağı, soyadının değiştirilmesinin çocuğun menfaatine olmadığını, çocuğun soyadının aynı kalmasında da menfaatinin olabileceğinin dikkate alınmadığı, bu davada yasal hasım yada muvafakat veren olabileceğini davanın açılmasına sebep olmadığı...
AKTİF HUSUMET EHLİYETİEŞİN ÖLÜMÜNDEN SONRA SOYADI DEĞİŞTİRMESOYADI DEĞİŞTİRME 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 187 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı Havva'nın ölen kocasının soyadı olan P... soyadını kullanmasından men edilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Havva vekili tarafından temyiz edilmiştir....