Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak çocuk adına yasal temsilcisi tarafından açılan davalar ile ergin kişiler tarafından açılan haklı nedene dayalı adın değiştirilmeleri davalarında adı değiştirilecek olanın yaşı itibari ile iradesini belirtme durumunun söz konusu olmaması ve velayet hakkının değişmesi halinde bu defa çocuğun velayet hakkına sahip veli tarafından yeniden adın değiştirilmesinin istenebileceği, bu durumda çocuğun sosyal statüsü, zihinsel gelişiminin de olumsuz etkileneceği gibi kendine özgü durumlar sebebi ile haklı neden kavramı ergin kişilerin açtıkları adın değiştirilmesi davalarına göre daha dar yorumlanmalı ve çok istisnai durumlarda çocuğun adının değiştirilmesine karar verilmelidir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının kendisine tebligat yapılmadan karar verildiğini, rahatsızlığı nedeniyle çocuğuyla görüşemediğini, çocuğunun soyadının kesinlikle değiştirilmesini istemediğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava boşanmadan sonra açılan çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

Somut olayda davacı kendisinin kimliğinin çıkartıldığı tarihte anne ve babasının gayri resmi olarak evlendikleri için soyadının annesinin bekarlık soyadı olan “...” olarak yazıldığını ileri sürerek kendisinin ve çocuklarının “...” olan soyadının “...”olarak tashihine karar verilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki kızlık soyadının iptaline ilişkin davada Tarsus 2. Asliye ve Tarsus Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı, koca soyadı ile birlikte kullandığı kızlık soyadının bir takım zorluklar yaşamasına neden olduğunu bildirerek, kızlık soyadı olan Keçeci soyadının iptaline karar verilmesini istemiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince, Aile Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davacının evlilik sırasında koca soyadı ile birlikte kullandığı kızlık soyadının iptalini istediği davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet Altında Bulunan Kısıtlıya İntikal Eden Taşınmazların Rızai Taksimi İçin Veli'ye izin ve Onay Verilmesi İstemi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ergin çocuk, akıl hastalığı sebebiyle kısıtlanmış, Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesi gereğince annesinin velayeti altına konulmuştur. Veli, kısıtlıya miras yoluyla intikal eden taşınmazların mirasçılar arasında rızai taksimi için izin talebinde bulunmuş, mahkemece, istek reddedilmiş, gerekçe olarak "rızai taksimin kısıtlının yararına olmadığı" gösterilmiştir. Kararı veli temyiz etmiştir. Ergin çocuğun kısıtlanması ve velayet altına konulması halinde, velayete ilişkin hükümlerin uygulanacağında duraksama bulunmamaktadır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava; evlilik dışı doğan tanıma ile soy bağı kurulan çocuğun tanımayla kazandığı aile soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacı asil 10/09/2020 tarihli duruşmada çocuğun biyolojik babasının davalı olmadığını iddia etmiş, davacı vekili istinafında tanımanın iptali istemiyle Dinar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/208 esas sırasına kayden dava açtıklarını belirtmiştir. Konu dosyanın halen derdest olduğu Uyaptan yapılan incelemeden anlaşılmıştır. Anılan dosyanın sonucu eldeki davayı doğrudan etkileyeceğinden mezkur dosyanın bekletici mesele yapılması, sonucuna göre bir karar vermek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; velayet hakkına sahip davacı annenin ortak çocuğun soyadının kendi kızlık soyadı ile değiştirilmesi talebine yöneliktir. Görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir. Evlilik içinde doğan ve baba ile soy bağı kurulan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın Asliye Hukuk Mahkemesince bakılıp karara bağlanması uygun düşmemiştir. Yukarıda açıklanan sebeplere göre, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak gerekçede belirtilen işlemler doğrultusunda karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 25.8.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 4.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacının annesinin (ölü) toplam 6 adet tapu kaydında Miyase ... yazılı ad ve soyadının ... ... babası ...'in (ölü) ise 1032 parsel sayılı tapu kaydında ... yazılı soyadının ... olarak düzeltilmesi istenmiş, davalı toplanan delillere göre karar verilmesini savunmuştur. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava tapuda isim düzeltilmesi istemine ilişkindir....

          Bilindiği üzere; 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesi’nin 5. maddesinde “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7. maddesinde de “Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “…yabancı ırk ve millet isimleriyle…” ibaresinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı ile reddolunmuştur....

          Türk Medeni Kanununun 187. maddesinde kadının, evlenmekle kocasının soyadını alacağı ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği hükme bağlandığından, evli kadının evlilik soyadının iptali isteminin bu gerekçe ile reddi yerine; 2525 sayılı Kanunun 3. ve Soyadı Tüzüğünün 7. maddelerinde "yabancı ırk ve nüfus adları soyadı olarak kullanılamaz" yine Soyadı Tüzüğünün 5. maddesinde de "yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır" hükümlerine yer verildiği gerekçesi ile davacının değiştirmek istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzük hükümlerine aykırılığından reddedilmesi doğru değil ise de, sonucu itibari ile doğru olan kararın gerekçe değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu