Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A-Mahkemenin "Göksu" isminin "Elif Sahra" olarak değiştirilmesine ilişkin kararı yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, B-Mahkemenin “..." olan soyadının “...” olarak değiştirilmesine yönelik kararı yönünden ise ; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesi hükmüne göre, evlilik birliği içinde doğan çocuk ailenin yani babanın soyadını taşır. 2525 Sayılı Soyadı Kanununun 4. maddesinin ikinci fıkrası hükmüyle evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babanın seçtiği veya seçeceği soyadını alacağı emredici kuralı getirilmiştir. Baba soyadını veya çocuk ergin olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değiştirmedikçe çocuğun da soyadı değişmez....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı Nüfus Müdürlüğü temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; Soyadının düzeltilmesine karar verilen T.C. Kimlik numaralı T1 nüfus kütüklerine evlilik içi doğumdan baba soyadı T1 soyadı ile tescil edildiğini, değiştirilmesini talep ettiği “KARAALİ” soyadının ise annesi Suham KARAALİ'nin bekarlık soyadı olduğunun tespit edildiğini, davacının “HUDDAMOĞLU” olan soyadının, 2525 sayılı soyadı kanununun 3. maddesine aykırı adlardan olmadığını, imla-yazım hatası bulunan ve genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılanan adlardan da olmadığını, evlilik birliği içinde doğan çocukların annelerinin bekarlık soyadını kullanabileceği ile ilgili herhangi bir düzenleme de bulunmadığını ileri sürerek, davacının soyadının düzeltilmesine ilişkin kararının bozulmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Soy İsim Değişikliği istemine ilişkindir....

    Baba soyadını veya çocuk ergin olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değiştirmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde, velayete sahip baba bu hakka dayanarak, kişiye sıkı sıkıya bağlı kişilik haklarıyla ilgili çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz. Bu sebeple; mahkemece, kendi soyadları baki kalmak üzere babanın velayeti altındaki çocuğunun soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasanın emredici kurallarına aykırı olarak ve yerinde bulunmayan gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 17.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda, somut olayda olduğu gibi ananın velayeti altında bulunan ...'in soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ın maliki olduğu 461 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında annesinin soyadının eksik yazıldığını ileri sürerek nüfus kayıtlarına uygun şekilde "..." soyadının eklenerek tapu kaydının düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece, “...taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir....

          ün dava konusu 6, 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olduğunu, ancak tapu kaydında soy adının bulunmadığını ileri sürerek annesinin soyadının olduğunun tespitine ve malikin olan soyadının tapu kaydına eklenmek suretiyle tapu kaydının düzeltilmesi isteği ile eldeki davayı açığı, yargılama sonucunda mahkemece 13/12/2012 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmeden 08.02.2013 tarihinde kesinleştiği; davacının 25.03.2013 tarihli dilekçesi ile bu kararın gerekçesinde dava konusu 6 parselin yüzölçümünün ve miras bırakanının kimlik numarasının hatalı olarak geçtiğini ve hüküm kısmında da muris ...'nın, olan evlilik soyadının yazılmadığını ileri sürerek, tapu kaydının ... olarak düzeltilmesi için talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Talep niteliği itibari ile tapu kaydının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesi istemidir. Miras bırakanın bekarlık soyadını kullandığına ilişkin bir karar veya şerh olmadığına ve miras bırakan ...'...

            Çocuğun hangi soyadı alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesinde, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre ergin olmayan çocuğun, doğumla kazandığı soyadının; velayet hakkına sahip olan ebeveyn talebiyle değiştirilip değiştirilemeyeceği sorunu, Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesi ve soybağının hükümleri esas alınarak çözülecektir. Bu ve soybağının sonuçlarına ilişkin diğer hükümler, Türk Medeni Kanunu'nun "aile hukuku" başlığını taşıyan ikinci kitabında, "hısımlık" başlıklı ikinci kısmının "soybağının hükümleri" başlıklı ikinci ayırımında yer almaktadır....

            Kişinin adı ve soyadı üzerindeki hak, kişilik haklarının bütün özelliklerini taşır ve mutlaktır; şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup bir başkasına devredilemez. Soyadı, nesilden nesile intikal eden ve bir kişinin bir soya bir aileye bağlılığını ifade eden addır ve ya nesep bağı ile ya evlenme ile ya da evlat edinme yolu ile yahut da idari kararla kazanılır. 24 Haziran 1934 tarihinde kabul edilen, 2 Temmuz 1934 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile kişiye seçerek soyadı kazanma hakkı tanınmıştır. Soyadı, nüfus kütüğüne yazılmakla belirlenmiş olur. Bir kimse zorunlu olarak taşıdığı soyadını dilediği gibi ve dilediği zaman değiştiremez. Çarpışmakta olan toplumsal yararla kişisel yararın bağdaştırılması için soyadının değiştirilmesi ancak haklı bir sebep bulunması halinde mümkündür....

            Aile Mahkemesinin 2016/362 Esas 2016/329 Karar sayılı dosyasıyla velayetin yalnızca davacıya ait olduğuna dair karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, küçüğün ilkokula başladığını, okul defterlerine dahi el yazısıyla Ecrin Naz Murat yazdığını, okul hayatında bu durum çocuğa bir çok zorluk yaratacağını, müşterek çocuk sürekli olarak davacıya "kendisinin soy ismiyle davacının soy isminin neden farklı olduğunu" sorduğunu, müvekkilinin de henüz aklı ermeyecek küçüğe gerekli açıklamaları yapmakta zorlandığını, doğduğundan bugüne çocuğun tüm bakım ve ihtiyaçlarını davacının karşıladığını, müşterek çocuğa tek başına baktığını, davalı babanın çocuğa karşı oldukça ilgisiz olduğunu, çocuğun tüm yaşantısının davacı anne ile geçtiğini, tüm resmi işlemleri de davacının tek başına yaptığını, davalı babanın çocuğu görmeye dahi uzun zamandır gelmediğini belirterek davanın kabulü ile küçük T5 soyadının velayeti kendisinde olan davacı annenin soyadı olan "Murat" olarak değiştirilmesine karar verilmesi...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun suç tarihindeki nüfus kaydında ad ve soyadının ''...' olarak gözüktüğü, 14.09.2011 tarihinde evlenme ile soyadı değişerek '...'' soyadını aldığı, gerekçeli kararda da güncel olan ''...'' soyadı yazılmış olduğu anlaşıldığından tebliğnamenin bu hususta bozma isteyen düşüncesine iştirak edilmemiştir. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA, 07/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu