Tüm dosya kapsamına göre davanın davacı kurumdan yurt dışı eğitim için burs aldığı, süresinde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayamadığı, bu kapsamda ödenen bedellere ilişkin borç çıkartıldığı, davacının devamsızlıklarının davacının iddia ettiği hastalık döneminden önceye ait olduğu, tamamlama süresinin Temmuz 2013'de dolduğu, hastalığının 2014 yılında ortaya çıktığı, gerekle muafiyet başvurularında zamanında başvurmadığı anlaşılmış, davalı kurumca hesap edilen geri ödenmesi gereken burs tutarının davalı kurumun belirlediği usul ve esaslara uygun olarak yerinde getirildiği anlaşılarak davacının davasının reddine karar verilmiştir (...)" gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir....
Tüm dosya kapsamına göre davanın davacı kurumdan yurt dışı eğitim için burs aldığı, süresinde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayamadığı, bu kapsamda ödenen bedellere ilişkin borç çıkartıldığı, davacının devamsızlıklarının davacının iddia ettiği hastalık döneminden önceye ait olduğu, tamamlama süresinin Temmuz 2013'de dolduğu, hastalığının 2014 yılında ortaya çıktığı, gerekle muafiyet başvurularında zamanında başvurmadığı anlaşılmış, davalı kurumca hesap edilen geri ödenmesi gereken burs tutarının davalı kurumun belirlediği usul ve esaslara uygun olarak yerinde getirildiği anlaşılarak davacının davasının reddine karar verilmiştir (...)" gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; davacı ergin olup, eğitimi yurt dışında devam etse de, davalı babanın mevcut sosyal ve mali durumu itibariyle davacıya eğitimi nedeniyle maddi anlamda yardımda bulunma kapasitesine sahip olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmiştir. TMK.'nun 328.maddesinde; anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, anne ve baba durum ve koşullara göre, kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler", TMK 364. maddesinde ise; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür" düzenlemeleri yer almıştır....
TMK'nun 182/2. maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. TMK'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitim ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın, 328. maddesi hükmü gereğince; ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenilebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Küçüğe fiilen bakan ana ve baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK madde 329/1) Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kendisinin sürekli yurt dışında yaşadığını, Türkiye'de yaşamış gibi kendisine usulsüz tebligat yapıldığını, çocuk ve davacıyı yurt dışına götürmek istediğini, bunun için işlemlerde bulunduğunu, onlar için pasaport çıkarttığını, ancak davacının yurt dışına gitmek istemediğinden dolayı çocuğu da yanında tutmak istediğini, davacının çocuğun eğitimiyle ilgilenmediğini, okula davalının girişimleri sonucunda yazdırıldığını, davacının hiç bir geliri olmadığını, evinin kira olduğunu, davalının para göndermesi ile geçindiğini, davalının Türkiye'ye senede 2- 3 defa geldiğini, ve çocuğuyla ilgilendiğini, çocuğun Türkiye'de geçici bir müddet kalmasının sebebi davacının boşanması ve yalnız kalması, soncunda ısrarları sonucu yalnız kalmasın diye davalı annenin çocuğun Türkiye'de davacının yanında kalmasına rıza gösterdiğini, davacının yurt dışına gitmek istememesi üzerine davalının çocuğu yurt dışına götürmekte kararlı olduğunu davacının çocuğu...
Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır. Velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır....
Şti'nin ortağı ve yetkilisi olan sanık ...'in katılan ...' nın önce oğlunu sanığın ortağı olduğu şirket aracılığı ile yurt dışına gönderip dil eğitimi aldırdığı ardından kızı...'...
Kasım'da görünen araç, taşınmaz ve ev eşyalarının ... Kasım'da kalacağı ve ...'ın hak iddia etmeyeceği, yine ... Kasım adına olan banka hesabındaki 156.000TL'nin müşterek çocuk ...'in şahsi ve eğitim giderleri için kullanılmak üzere annesi ...'da kalacağı ve ayrıca iştirak ve yoksulluk nafakası ödenmeyeceği belirtilmiş ve mahkemece de bu protokole bağlı kalınarak iştirak nafakasına hükmedilmemiştir. Protokol içeriğinden tarafların boşanmanın mali sonuçları konusunda da anlaşıp tasfiyeye gittikleri edinilmiş mallara katılma rejimine rağmen tümüyle ... üzerinde görünen malvarlıkları ile ev eşyaları üzerinde Şenol'un hak iddia etmediği ancak bankadaki paranın çocuğun şahsi ve eğitim giderleri için harcanacağının kabul edildiği görülmektedir. İştirak nafakasının amacı çocuğun şahsi ve eğitim giderlerini karşılamak olup taraflar da bu amaca uygun olarak bankadaki paranın çocuğun şahsi ve eğitim giderleri için harcanacağını kabul etmişlerdir....
DELİLLER: Yazılı beyanlar, staj dönemine ilişkin sözleşme, SGK kayıtları, devam çizelgesi ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu gereğince açılan, staj ücretinden kaynaklanan alacak talebidir. 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 20/1. maddesine göre; "İşletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin teorik eğitimi, mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında veya işletmelerin eğitim birimlerinde yapılır. Çalışma saatleri içinde yapılacak teorik eğitim haftada oniki saatten az olamaz. Bu eğitim yoğunlaştırılmak suretiyle de yapılabilir. Teorik eğitim günlerinde öğrenciler ücretli izinli sayılır."...
İNCELEME VE GEREKÇE: İlgili Mevzuat: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 42. maddesinde, sürücülerin eğitimleri ve sınavları, eğitimlerin ve sınavların süresi, içeriği ve yapılacağı yerlerin özellikleri, sınav yapıcıların nitelikleri ve eğitimi ile diğer usul ve esaslar İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınarak Millî Eğitim Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği; 123. maddesinin; 1. fıkrasında, motorlu taşıt sürücüsü yetiştirmek, yetişmiş olanlara sınav sonucu sertifika vermek, trafik ile ilgili öğretim ve eğitim yaptırmak üzere kamu kurumları ile diğer hakiki ve hükmi şahıslara Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığınca ilgili mevzuatına göre sürücü kursları açma izni verileceği, 2. fıkrasında; sürücü kurslarının sürücü belgesi cinslerine göre sınıflandırılması, hangi sınıf kursun kimler tarafından açılabileceği, öğretim ve eğitim konuları ile metodu, kurs süreleri, kurslar için eğitim ve öğretimde kullanılacak bina, araç, gereç ve teçhizatın nitelik ve niceliği,...