Mahkemece; "Deliller, Delillerin Değerlendirilmesi ve Hukuki Gerekçe: Anayasa mahkemesi'nin 25/06/2015 ve 2013/ 3434 numaralı, 11/11/2015 tarih ve 2013 /9880 numaralı 20/07/2017 tarih ve 2014 / 1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerini kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasanın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu koruma bakım ve gözetim hak ve benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkını da yer aldığı eşlerinin evliliğin devamı boyunca ve boşanma da sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini çocuğun bir aileye mensup heyetinin belirlenmesi amacıyla...
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı T3 istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince, Nergiz Nehir Gültekin'in doğum tarihinin 16/12/2010 olarak düzeltilmesine karar verildiğini, Nergiz Nehir Gültekin'in müşterek birlikteliklerinden olma, evlilik dışı doğum şeklinde sağlık kurulu raporu ibraz edilmeden beyana göre Nüfus aile kütüklerine tescil ettirildiğini, davacı T1 10/08/1989 tarihinde evlilik ile Kumru soyadını aldığını, 11/07/1991 tarihinde bu evliliğin boşanma ile sona erdiğini, 11/10/1991 tarihli evlilik ile de Aydınoğlu soyadını aldığını, 14/06/2012 tarihinde bu evliliğinde boşanma ile sona erdiğini, Nergiz Nehir Gültekin'in doğum tarihinin 16/12/2010 olarak düzeltilmesi halinde bu evlilik birliğine girdiğini, bu hususun ilk derece mahkemesine cevap dilekçesi ile bildirildiğini, doğum tarihinin belirtilen şekilde düzeltilmesi halinde çocuğun, annesinin en son evlilik süresinin içerisinde doğmuş olmasından dolayı çocuğun soy bağını etkilediğinden soy bağının red edilmesi; annenin...
Evlilik dışında doğmuş çocuklar, ana ve babanın birbirleri ile evlenmesi veya babalarının tanıması ya da hâkimin babalığa karar vermesi ile babanın soyadını alırlar. (Soyadı Nizamnamesi m. 15/1, Nüfus Hizmetleri Kanunu Yönetmeliği m. 23/2-3-4) Evlatlık küçük ise, evlat edinenin soyadını alır. ... olan evlatlık, evlat edinilme sırasında dilerse, evlat edinenin soyadını alabilir. (TMK. m. 314/3, Soyadı Nizamnamesi m. 15/2) Anası ve babası belli olmayan bulunmuş çocuklara soyadını nüfus müdürü verir. (5490 s. NHK. m. 19/3) Görüldüğü gibi, çocuk soyadını; doğumla, soybağının kurulmasıyla, evlat edinme yoluyla ve idari yolla kazanmaktadır. Çocuk evlilik birliği içerisinde doğmuş ise; ailenin, başka bir ifade ile babanın soyadını; çocuk, evlilik birliği dışında doğmuş ve babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının soyadını; soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma (TMK. m. 295) yahut da mahkeme kararıyla (TMK. m. 301) kurulmuş ise çocuk babasının soyadını almaktadır....
Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, davalı babanın çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, çocuğun yaşamını annesi ile geçirdiğini, her türlü işini kendisinin yerine getirdiğini ve resmi işlemler ile çocuğun okul hayatında bu durumun dezavantajını yaşayacağını ieri sürmüş, davalı baba da 12.06.2019 tarihli temyize cevap dilekçesi ile davacı ile boşandıklarından beri çocuk ile yeterince ilgilenmediğini, bundan sonra da yurt dışında yaşama planı olduğunu, çocuk ile olan bağının büyük ölçüde ortadan kalkacağını, çocuğa yeni yapmış olduğu evlilik ve bu evlilikten de bir çocuğu daha olması nedeniyle zaman ayıramadığını, çocuğun tüm işlerini davacı annenin yerine getirdiğini bu sebeple çocuğun günlük hayatında sorun yaşamaması için davacı annesinin soyadını almasını kabul ettiğini bildirmiştir....
Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velâyet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velâyet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasanın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velâyet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velâyet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velâyet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, davacı kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesi isteğine ilişkindir (TMK md. 173/2) Boşanma halinde kadın, evlilik ile kazandığı kişisel durumunu korur, ancak evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir (TMK.md.173). Boşanan kadının, evliliğin sona ermesinden sonra kocasının soyadını taşımasına imkan tanıyan bu hükmün amacı, kadının sosyal durumunu korumasını sağlamaktır. Bir başka ifade ile kadın evlilik soyadı ile tanınmış ve isim yapmış ise kocanın soyadını kullanmakta menfaati olduğunun kabulü gerekir....
Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen cocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir. Ancak, iş bu noktaya geldiğinde soyadını yakından ilgilendiren, şahsi durum sicillerinin niteliği ve bu sicillerde yapılacak düzeltmelerle ilgili hükümlere kısaca değinmekte yarar görülmüştür....
ile evlenmekle ... soyadını aldığı, kocasının 21.10.2000 tarihinde öldüğü ancak kocası hanesinde kalarak onun soyadını kullanmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 187. ve Soyadı Nizamnamesinin 17. maddelerinde kadının evlenmekle kocasının soyadını alacağı, isterse kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği, daha önce iki soyadı kullanan kadının bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabileceği, Soyadı Nizamnamesinin 18. maddesinde de dul bir kadının evlenmekle yeni kocasının soyadını alacağı, Nüfus Hizmetleri Kanununun 23. maddesinin ikinci fıkrasında ise kadının evlenmekle kaydının kocası hanesine taşınacağı, koca ölse de kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalacağı, ancak dilerse babasının kütüğüne dönebileceği öngörülmüştür. Bu durumda kadının kocasından aldığı soyadı ancak yeniden evlenmekle veya kendi isteğiyle babası kütüğüne dönmekle değişebilir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek davacı ...'...
in ilk kocasının ölümü ile dul iken yaptığı kısa süreli evliliğin boşanma ile sonuçlanması üzerine kızlık soyadı olan "..." soyadını aldığını, oysa ...'in ölen ilk kocasının soyadı olan "..." soyadı ile tanındığını, kendisinin de bu soyadını kullandığını ve resmi belgelerde özellikle Almanya'da "..." soyadını taşıdığını ileri sürerek bekarlık soyadı olan "..."in ikinci evliliğinden önceki dul kaldığı soyadı olan "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Davanın yasal dayanağını 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 173. maddesi oluşturmaktadır. Bu madde hükmüne göre boşanma halinde kadın evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hakimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Somut olayda davacı kadın evlenmeden önce dul olduğuna göre boşanma ile önceki dul kaldığı "..." soyadını yeniden alması asıldır. Dul iken ancak hakimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Çocuğun Annenin Soyadını Kullanmasına İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 154.30 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.18.03.2019 (Pzt. )...