"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki velayeti altında bulunan çocuğun soyadını değiştirme davasına dair Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02.12.2013 günlü ve 2013/524-2013/692 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 10.04.2014 günlü ve 2014/2536-2014/6728 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, takdiren 228,00 TL para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Çocuğun Anne Soyadını :Kullanmasına İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.18.02.2021 (Prş.)...
Adını-soyadını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını-soyadını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad-soyad değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır. Bir kimsenin bilinip tanındığı ad/soyadını kayden de taşımak istemesi onun doğal hakkıdır. Yargı inançlarıyla da kişinin bu doğal hakkı, Medeni Kanunun 27. maddesinde önerilen haklı nedenlerden özellikle onun kişiliğini ve korunmasını gerektiren önemli olgulardan kabul edilmektedir....
Somut olayda; davacı, eşi ile boşanma davasının devam ettiğini, eşinin başka biriyle görüşmesi sonucu dünyaya gelen ... isimli çocuğun kendisi üzerine nüfusa kaydettirildiğini, fakat çocuğun biyolojik annesinin kendisi olmadığını belirterek ... isimli çocuğun annesinin olmadığının tespitine ve çocuğun anne adının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır (Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.)....
Dosya kapsamından, Zonguldak Aile Mahkemesince, küçüğün gerçek annesinin ... isimli başka bir kadın olduğu ve çocuğun gerçek annesi ile birlikte Gebze’de ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmişse de, nüfus kayıtlarına göre çocuğun annesi ... (Kahveci) olarak görünmektedir. Nüfus kayıtları aksi sabit oluncaya geçerlidir. Bu halde kayıtlar düzeltilinceye kadar küçüğün annesi olarak görünen ...’ın (...) yerleşim yerinin ... Zonguldak adresi olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Zonguldak 1. Aile Mahkemesince görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Zonguldak 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 09.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Çocuğun hangi soyadını alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre çocuk evlilik içinde doğmuş ise ailenin, başka bir ifade ile babanın: evlilik dışında doğmuş, babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının: soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma (TMK. m.295) yahut da mahkeme kararıyla (TMK. m. 301) kurulmuş ise babasının soyadını almaktadır. Bu düzenlemelerden çıkan sonuç şudur; çocuğun soyadı, ana ve babasıyla soybağı ilişkisini göstermektedir....
Katında davalının ise çatı katında annesinin yanında kaldığını, davalının boşandığı eşine gidip gelmelerinin halen devam ettiğini, tüm bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, reşit olmayan müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için dava tarihinden itibaren 1.000- TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 1.000- TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaların her yıl TÜFE-ÜFE oranında arttırılmasına, müvekkili için 50.000,00- TL maddi 150.000,00- TL manevi tazminata dava tarihinden işleyecek kanuni faizi ile birlikte tahsiline müvekkilinin davalı kocanın soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak; Suça sürüklenen çocuğun, mahalleden soyadını bilmediği .... isimli çocuğun, mağdur ... tarafından kuşlarının çalındığını söylemesi üzerine mağdurun evine gittiklerini savunması karşısında, ... isimli şahsın araştırılarak yöntemince tanık sıfatıyla dinlenilmesi ve sonucuna göre olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durulup, TCK'nın 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükümünün uygulanma olanağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının ... üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun ...... olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annesinin, kovuşturma evresinde alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 02.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun anne ile baba olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annesinin, davaya katılma talebinde bulunmaması karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....