Somut olaya gelince; Davanın çeyiz senedinden kaynaklandığı, aksinin ispatlanamadığı, mahkemenin kabul gerekçesinin isabetli olduğu sabittir. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalı vekilinin istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nişanın bozulmasından kaynaklanan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Davacı, evleneceği inancı ile davacı taraf ile düğün yapıp bir dönem birlikte yaşamalarına rağmen evlilik sonucunun davalı ve ailesinden kaynaklı nedenlerle manevi tazminat, çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelin tahsilini istediği, davalının evlilik sonucu doğmamasında kusurlu tarafın davacı taraf olduğunu ayrıca ziynet eşyalarının da davacı tarafta kaldığını belirterek davanın reddini savunduğu, Mahkemece ziynet eşyalarının iadesi ile manevi tazminat taleplerinin reddine, çeyiz eşyalarına yönelik davanın tefrikine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Her ne kadar mehir senedinde davalının imzası olmasa da mehirdeki altınların davacıya düğünde takıldığı, mobilya takımı ve çeyiz eşyalarının alındığının davalı tanık beyanlarıyla sabit olduğu, dolayısıyla işbu davanın mehir senedinden kaynaklı dava değil zilyetliğe dayalı dava olduğu, davacının iddiasının en son müşterek haneden şiddet görerek ayrıldığı için ziynet ve eşyaların kendisine teslim edilmediği yönünde olduğu, boşanma dosyası kapsamı ve tanık Sinan'ın beyanı ile davacının müşterek haneden sadece eşofman, terlik ve ceketi ile gece vakti ayrıldığı, bu nedenle yanına herhangi bir eşyasını almasının mümkün olmadığı, her ne kadar bir kısım davalı tanıkları davacının çeyiz eşyalarının bir kısmını götürdüğünü sonrasından da dayısı ve yengesinin gelip mobilya takımı dahil kalan eşyalarının hepsini götürdüğünü beyan etmiş iseler de, davalının cevap dilekçesinde bu yönde bir vakıaya dayanmadığı, hal böyle olunca davanın reddinin hatalı...
Davalı Celal cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, tarafınca davacıya verilen bir çeyiz senedi bulunmadığı gibi kendisine teslim edilen bir ziynet ve çeyiz eşyası olmadığını, diğer davalı Hüseyin'in yıllar önce vefat ettiğini, çeyiz senedini kabul etmediğini, davacının evden ayrılırken dilekçesi ekinde faturalarını sunduğu ev eşyalarını beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddini istemiştir....
KARAR Davacı, davalının oğlu ile evlendiklerini, evlenirken çeyiz senedi yapılarak çeyiz eşyalarını davalının oğlunun evine götürdüklerini, bu çeyiz senedi ile ilgili olarak eşi ... aleyhinde çeyiz bedeli alacak davası ikame ettiklerini, bu davanın Akdağmadeni Asliye Hukuk Aile Mahkemesinde 2009/15 Esas ile görüldüğünü, bu dava sırasında dinlenen tanıkların düğün sırasında davalı ...’in yurt dışında olduğunu çeyiz eşyalarının babası olan davalı ...'ye teslim edildiğini belirttiklerinden mahkemece eşi ... aleyhinde açtıkları çeyiz bedeli alacak davasının husumet yönünden reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, çeyizlerin mevcut ise aynen, mevcut değilse bilirkişice tesbit olunacak bedellerinin fazlaya ait hakları baki kalmak kaydı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
oluşan çeyiz eşyasının kendisine ait olduğu ve davalı erkekte kaldığını ispat ettiği, ancak belirtilen çeyiz eşyaları dışında diğer dava konusu ettiği çeyiz eşyaları açısından iddiasını ispat edemediği, bu nedenle çeyiz alacığı isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, ziynet alacağı yönünden yapılan incelemede ise davacı vekili tarafından sunulan 22.11.2022 tarihli ıslah dilekçesinde, 200,00 TL talepli olarak açılan çeyiz alacağı istemine ilişkin davanın 36.433,00 TL arttırıldığı ve 36.633,00 TL olarak kabulüne karar verilmesinin talep edildiği, davacı kadın tarafından düğünde takılan ziynet eşyalarının, davalı erkek tarafından alındığı ve iade edilmediğini iddia ettiği, somut olayda ispat yükünün davacı kadında olduğu, ancak davacı kadının, dava konusu ziynetlerin davalı erkek tarafından alındığını ispatlayamadığı, davacı kadın tanıklarının beyanlarının bizzat görgüye dayalı olmadığı, bu nedenle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; katılma...
Eldeki dava mehir senedinden dolayı ziynet eşyalarının bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir. Dava konusu ziynet eşyaları taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıları bağlar. Taraflar arasında düzenlenen çeyiz senedinde açıkça, davacı kadına ait olduğu kabul edilen ziynet eşyalarının yediemin sıfatı ile davalılara teslim edildiği belirtilmiştir. Dolayısıyla çeyiz senedindeki bu beyanların aksini, ziynet eşyalarının davacıda olduğu iddiasını davalılar ispatlamakla yükümlüdür. Mahkemece; uyuşmazlıkta ispat külfetinin davalı tarafta olduğu gözetilmeksizin, davacının dava konusu ziynet eşyalarının elinden alındığı ve harcandığı iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 2014/360 Esas - 2014/724 Karar sayılı boşanma davasındaki bu beyanının, maddi ve manevi tazminat ile nafaka ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olup, çeyiz senedine konu eşyalar ile ziynetleri kapsamadığının kabulü gerekir. Çeyiz senedine konu eşyalar ile ziynet eşyalarına konu alacak TMK. 174/1. Maddesine dayalı boşanmanın feri niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece tarafların delilleri toplanarak hasıl alacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Aile Mahkemesince; davacının talebinin mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd) bir alacak talebi niteliğinde olduğu, davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinin bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince; borcun kaynağının mehir senedi olduğu, mehir senedinden kaynaklı alacak davalarında görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....
Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Çeyiz eşya senedinde belirtilen ev eşyalarını davacıya teslim etmeye hazır bulunduklarını, çeyiz eşya senedi dışındaki davacının taleplerinin asılsız olduğunu, bu nedenle eşya çeyiz senedi dışındaki eşyalar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafa nişan ve düğün esnasında eşya çeyiz senedinde belirtilen altınlar haricinde herhangi bir altın takılmadığını, eşya senedinde teslim edenlerin imzasının olmaması sebebiyle senedin hukuki geçerliliğinin olmadığını, davalı Kadir'in de senetten kaynaklı herhangi bir taahhüdünün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....