Davada, dava dışı kiracının tükettiği elektrik borcunun (yeni abonelik tesisi için) davalı idareye ödenmek durumunda kalındığı, oysa kiracının borcundan sorumlu olunmadığı, böylece borçlu bulunmadığı hususunun tespiti ile yapılan ödemenin geri tahsili istenilmiş; mahkemece, istirdat davası için öngörülen 1 yıllık sürede dava açılmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Kural olarak olayları izah taraflara, hukuki nitelemede bulunmak Hakim'e ait bir görevdir (HUMK.mad.76). Somut olayda aslında üçüncü şahsın tükettiği elektrik bedelinin yeni abonelik tesisi için ödendiği ileri sürelerek, iradi olmayan ödemenin geri tahsili istenmektedir. Bu durumda dava, İcra İflas Kanununun 72.maddesi kapsamında istirdat değil, BK.nun 61.maddesine göre, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemidir. Delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek hak düşürücü süreden bahisle istemin reddi doğru görülmemiştir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkin olup, yargılama sırasında borç ödenmekle istirdat davasına dönüşmüştür. Ancak İDM bu yönde değerlendirme yapmadan dava devam ederken dava konusunun ortadan kaldırıldığı gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Diğer bir deyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dava dilekçesinde hem menfi tespit hem de istirdat talebinde bulunduğunu, davacı taraf istirdat talebine ilişkin olarak arabulucuğa başvurmadığından ve bu talebine ilişkin gerekli harçlar ödenmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesini, takibin dayanağı olan bono, borçlu-murisin Adem Genç'ten aldığı mobilyalara karşılık keşide edildiğinden tüketici senedi olduğunu, Tüketici senetlerine ilişkin açılan menfi tespit-istirdat davalarında görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğunu, bu nedenle görev yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından sunulan evraklardan anlaşıldığı kadarıyla borçlu-murisin dava dilekçesinde davacı olarak belirtilen mirasçı dışında da mirasçıları bulunduğunu, Yargıtay kararları doğrultusunda borçlunun diğer mirasçılarının da davaya dahil edilmesi gerektiğini, Tüketici hakem heyetine başvurmaksızın tüketici mahkemesinde dava açılması mümkün olmadığından davanın 6100 sayılı HMK 114/2-115/1,2 maddeleri uyarınca...
ÇEKİŞMENİN GİDERİLMESİ VE TESPİT 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ] 3194 S. İMAR KANUNU [ Madde 42 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki “ “Çekişmenin Giderilmesi ve Tespit” ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yargı yolu bakımından görevsizliğe dair verilen 28.12.2007 gün ve 2007/571 E- 677 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 19.09.2008 gün ve 2008/3052-3543 sayılı ilamı ile; (… …Dava niteliği ve içeriği itibariyle taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat nitelikli binanın 1950 yılından önce yapılmış olduğunun tespiti ile sataşmanın önlenmesi (muarazanın giderilmesi) istemine ilişkindir....
Somut olayda, tespit davası zımmında tedbir kararı alınmamış olduğu ve bu sırada davacı vekilinin 29.12.2015 tarihli celsede dosya borcu ödendiği için taleplerini istirdat olarak değiştirdiklerini beyan etmesine rağmen, mahkemece, davacı vekilince icra takibi sonucu icra dosyasına ödeme yapıldığından davanın istirdat istemine dönüştüğü beyan edilmiş ise de, davanın menfi tespit istemli olarak açıldığı, dava harcının bu dava niteliğine göre açıldığı, davacı tarafça davanın istirdat niteliğine yönelik ıslah dilekçesi verilmediği, son celse bu hususta beyanda bulunulduğu anlaşılmış; davacının harcı ödenerek açılmış dava dosyasındaki talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulü ile ... 5. İcra Dairesi'nin 2011/6494 Esas sayılı icra takip dosyasından davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür. Yargılama aşamasında, ... 5....
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, yoksulluk nafakasından kaynaklanan istirdat talebine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun üçüncü kısmı (vesayet) hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, Aile Mahkemesinde görülür. Davanın, nafakadan kaynaklanan istirdat istemine ilişkin olduğu, dolayısıyla Aile Hukukuna ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Talep, Aile Hukukundan doğduğuna göre, açılan bu davanın 4787 sayılı yasanın 4.maddesi gereğince, aile mahkemesinde bakılması gerekmektedir. Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir....
Şti'nden herhangi bir alacağı bulunmadığından haciz ihbarnamesi gereğince davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti ile 24.548,83 TL'nin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı (Maliye Bakanlığı) kurumdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı Maliye Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri üzerinde bırakılması gerekir....
Mahkemece davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiştir. Karar davacı vekili ve davalı vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde yönetime ait belgelerin incelenerek varsa usulsüzlüğün ve aleyhe yapılan icra takip dosyalarından dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 750.000.000 TL.'nın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada anataşınmaza ait yönetim kurulunun yasaya uygun oluşup oluşmadığının ve yönetime ait fatura, defter ile vb. belgelerin yöntemine uygun olup olmadığının saptanması ve davalı yönetimce aidatların tahsili için yapılan icra takiplerinde borçlu olmadığının tespiti ile yapılan bir kısım ödemelerin iadesi istenilmiştir....
Somut uyuşmazlıkta dava, İİK'nin 72 nci maddesi gereğince menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, bu durumda mahkemece kurulacak hükmün olumsuz, bir başka deyişle borçlu olunmayan kısmın tespiti şeklinde olması gerektiği gözetilerek, HMK’nın 27 nci maddesi uyarınca taleple bağlılık kuralı gereği davacıların borçluluk durumu saptanarak menfi tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Davacıların 9.000,00 TL yönünden borçlu olmadıklarına yönelik talepleri karşısında, mahkemece, 2.148,86’şar TL'lik kısmı yönünden borçlu olduklarının tespitine, miktarı ve hangi davacı tarafından fazladan ödendiği belirtilmeksizin “ ...bu icra dosyası üzerinde fazladan ödemiş oldukları miktarların istirdatına..” karar verilmiş olması, HMK'nın 297/2 nci maddesi hükmüne de aykırıdır....