Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, zina hukuki sebebine dayalı olarak davanın kabul edilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı kadın dava dilekçesinde zina (TMK m.161) hukuki nedenine dayalı olarak boşanma talep etmiş ise de; 05.05.2016 tarihli dilekçesi ile dava sebebini, terditli olarak, zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166) hukuki nedenine dayalı boşanma talebi olarak ıslah etmiştir. Mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166 ) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; kocanın açtığı karşı davada şüpheleri üzerine erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğunu iddia ettiğini, dava devam ederken koca ve dava dışı kadının bir otelde kaldığını öğrenmeleri üzerine zina nedenine dayalı davayı açtığını, artık şüphelerinin somutlaştığını, bu nedenle ret kararının hatalı olduğunu, zinaya dayalı davasının kabulü halinde, verilecek boşanma kararı ziynet ve mal tasfiyesi davalarını etkileyecek nitelikte olduğundan ziynetlerin derdestlik nedeniyle reddi kararının da hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, zina hukuksal sebebine dayalı boşanma (TMK m.166/1) ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. TMK'nın 161. maddesine göre; "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir....

    Davacı-davalı vekilinin 03.12.2019 tarihli celse, birleşen davaya ilişkin tanık dinletme isteğine yönelik olarak, ilk derece mahkemesince " Davacı vekilinin 07/10/2019 tarihli oturumda zina eylemini 28/05/2018 tarihli oturumdaki beyanları üzerine öğrendikleri yolundaki beyanı, dosyaya ibraz edilen fotoğrafın asıl dosyaya delil olarak sunulmuş olması gözetilerek birleşen dava yönünden bildirilen müşterek çocukların tanık olarak dinlenmesi talebinin reddine" şeklindeki ara karar verildiği, nihai hükümde de birleşen davanın "15/03/2019 tarihinde açılan birleşen davanın zina nedenine dayalı olarak açıldığı, TMK 161/1 maddesi gereğince zina nedenine dayalı boşanma davasının boşanma sebebinin öğrenilmesinden başlayarak altı ay içinde açılması gerektiği, davacı vekilinin 07/10/2019 tarihli oturumda zina eylemini 28/05/2018 tarihli oturumdaki beyanlarla öğrendiklerini ifade etmesi, dosyaya öğrenmeye delil olarak sunulan fotoğrafın asıl davada ibraz edilmiş olması karşısında zina eyleminin davacı...

    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166) ve zina (TMK m.161) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talep etmiş, mahkemece tarafların zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; tarafların barıştıkları 2013 yılı Ağustos ayından davanın açıldığı 16/02/2015 tarihine kadar davalı erkeğin zina fiilini gerçekleştirdiği toplanan delillerle kanıtlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir edilen 1.480,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.03.2017(Salı)...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin ilk iş yerini düzenli olarak işin başında bulunmaması, bu nedenle işlerin bozulması nedeniyle kapattığı, bir süre sonra açılan yeni iş yerini ise tarafların ortak kararı doğrultusunda müşterek çocuğa bakmak için devrettiği, eşine hakaret ettiği, şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadının da tartışma sırasında eşinin kafasına şarj aleti fırlattığı, kadın zina nedeniyle boşanmayı talep etmiş ise de, davalının başka bir kadınla cinsel ilişki yaşadığı iddiasının ispat edilemediği, yine davacı tarafça hayata kast nedeniyle boşanma talep edilmişse de, davalının ispat edilen kusurlu davranışlarının hayata kast niteliğinde olmadığı, gerekçesi ile kadının zina ve hayata kast nedeni ile açmış olduğu boşanma davalarının ayrı ayrı reddine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi nin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuğun...

        ve bankaya borçları nedeniyle satıldığını, Gedikkaya mah....

        Gerekçeli kararda erkeğin boşanma davasının zina hukuki sebebine dayandırıp daha sonra, erkeğin davasının zina ve sadakatsizlik nedeniyle evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle kabul ettiği yönünde gerekçe ve hüküm oluşturmakla mahkeme hükmü ile gerekçe çelişkili olduğu gibi gerekçe de kendi içinde çelişkilidir. Geçekleşen bu durum karşında, mahkemece verilen karar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1- c maddesindeki unsurları içermemektedir. Yaratılan bu çelişki nedeniyle karar hukuka aykırı bulunmuştur. Sonuç olarak; H.M.K 353/1- a-4 maddesi uyarınca kararın, bütünüyle kaldırılmasına, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Davalı ile davacının eşi arasındaki duygusal ve cinsel ilişki, davacı yönünden Türk Medeni Kanunu'nda boşanma nedeni olarak kabul edilen "zina" fiilini oluşturur. Bu durumda davacı, Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesinde düzenlenen eşler arasındaki "birlikte yaşamak ve sadık kalmak" yükümlülüklerine aykırı davrandığından bahisle zina yapan kendi eşi hakkında Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesine dayanarak "zina" nedeniyle boşanma davası açabilir ve aynı yasanın 174/2 maddesine göre de manevi tazminat isteyebilir....

          Zina eylemi devam ettiğine göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin zinasının temadi ettiği anlaşılmaktadır. O halde, kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak açmış olduğu davasının da kabulü gerekirken reddi doğru olmamıştır. Ne var ki davacı-davalı erkeğin TMK 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebine dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı ve davalı-davacı kadının TMK evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166) dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, davalı-davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır....

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, zina hukuki nedenine dayalı asıl boşanma davasının hak düşürücü süre nedeniyle, haysiyetsiz hayat sürme hukuki nedenine dayalı boşanma davasının şartları oluşmadığından reddine, birleşen zina hukuki nedenine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarının reddine karar verilmesinde herhangi bir hata olmadığı, kadının tam kusurlu olduğundan yoksulluk nafakası ve maddi ve manevi tazminat...

              UYAP Entegrasyonu