WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 9. HUKUK DAIRESI

9. Hukuk Dairesi         2024/12197 E.  ,  2024/13259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında Ankara 7. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Uşak Devlet Hastanesi yemekhanesi işyerinde çalışmakta iken ... Gıda İş Sendikasına üye olduğunu, Yüksek Hakem Kurulu kararıyla 15.01.2017- 31.12.2018 tarihleri arasında uygulanmak üzere toplu iş sözleşmesi imzalandığını, davalı ... Bakanlığının asıl işveren, diğer davalının ise alt işveren olarak faaliyet gösterdiğini, davalıların toplu iş sözleşmesi hükümlerini uygulamadığını iddia ederek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, hizmete konu işin asıl iş olmadığını, davacının şirket bünyesinde çalıştığını, müvekkilinin asıl işveren değil ihale makamı olduğunu, alacaklardan sorumlu olmadığını, Bakanlığın toplu iş sözleşmesinde herhangi bir taraf sıfatı bulunmadığını, davacının sendika üyelik tarihinin, iş sözleşmesinin sona erip ermediğinin, dayanışma aidatı ödeyip ödemediğinin sorulması gerektiğini, ilgili belgelerin sunulmadığını, temerrüt tarihi ve faiz oranının kabul edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... (... Gıda Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin hizmet alım işini üstlendiğini, işin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında olması nedeniyle sorumluluğun Sağlık Bakanlığında olduğunun bildirilmesi ile işbu teklifin verildiğini, bunun dışında davacının müvekkili nezdinde doğmuş tüm alacaklarının ödendiğini ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 7. İş Mahkemesinin 27.10.2022 tarihli kararıyla; kaldırma kararı sonrasında bilirkişiden alınan ek rapora itibar edilerek alacakların hüküm altına alındığı, davalıların arabuluculuk son tutanak tarihinde temerrüde düştükleri gerekçesiyle bu tarihten itibaren faize hükmedildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli kararıyla; davacının davalı ... Bakanlığına bağlı Uşak Devlet Hastanesi yemekhanesinde yüklenici firma işçisi olarak çalıştığı, sendika üyesi olduğu, davacının üye olduğu sendikanın taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin Yüksek Hakem Kurulu kararı ile 15.01.2017-31.12.2018 tarihleri arasında uygulanmak üzere karara bağlandığı, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden kamu işvereni olan Bakanlığın sorumlu olduğu, zira Bakanlığın asıl işveren sıfatının bulunduğu, davalı tarafından davacının alacaklardan feragat ettiğine ilişkin bir belgenin sunulmadığı, daha önce temerrüt gerçekleşmediği için arabuluculuk tutanak tarihinden faiz yükletilmesinin isabetli olduğu ancak davacının dava dilekçesi ile talep edilen alacaklara en yüksek mevduat faizi işletilmesini talep ettiği, ıslah ile talebini artırdığında ise ıslah ettiği tüm alacaklara hak ediş tarihinden itibaren işletme kredi faizi yürütülmesini talep ettiği, Mahkemece hüküm altına alınan alacakların tamamına en yüksek işletme kredi faizinin uygulanmış olmasının talebi aşar nitelikte olduğu, ayrıca arabuluculuk tarihinden sonrası için hesaplama yapılarak bu miktarların hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 06.12.2023 tarihli kararıyla; dosya kapsamından sendika üyeliğinin davalı alt işverene bildirilip bildirilmediğinin tespit edilemediği; öncelikle davacının sendika üyeliğinin davalı alt işverene bildirilip bildirilmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığının belirlenmesi, taşıdığı takdirde hangi tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğninin açıklığa kavuşturulması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda yapılan araştırma neticesinde davacının üyesi olduğu sendikaya yazılan müzekkere cevabında, davacının sendika üyeliğin işverene bildirildiğine ilişkin kayıtlara ulaşılamadığının belirtildiği, davalı tarafından sunulan ücret bordrolarında sendika aidat kesintisine rastlanmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının sendika üyesi olduğunu, davalılar tarafından tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinin uygulanmadığını, davacının sendika üyesi olduğunun gelen üyelik fişinden anlaşıldığını, işverenin davacının sendika üyesi olduğundan haberdar olduğunu, davalı tarafın kendilerine üyeliğin bildirilmediğine dair itirazları bulunmadığını, davalı ... Gıda Şirketinin istinaf yoluna başvurmadığını, kararın bu davalı yönünden kesinleştiğinı belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının 15.01.2017 - 31.12.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunup bulunmadığı ile bozma sonrası kurulan hükümde usuli kazanılmış haklara riayet edilip edilmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 114 üncü maddenin birinci fıkrasının (i) bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun "Toplu iş sözleşmesinden yararlanma" kenar başlıklı 39 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"(1)Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.
3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası.
4. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 341 ve devamı maddelerine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı öncelikle istinaf yoluna başvurulmalıdır. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmaması hâlinde karar, istinaf yoluna başvurmayan taraf yönünden kesinleşir.
3. Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki ilk kararına karşı davalı ... vekilince istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Buna göre İlk Derece Mahkemesince verilen kararda arabuluculuk son tutanak tarihine kadar olan dönem için hesaplanıp hüküm altına alınan miktar, davalı ... Gıda Şirketi tarafından istinaf edilmeyerek onun yönünden kesinleşmiş olup Dairemizce bozma ilâmında belirtilen bozma sebepleri sadece hükmü temyiz eden davalı ... hakkında sonuç doğurabilecektir. Bir başka anlatımla; hükmü temyiz etmeyen davalı ... Gıda Şirketi yönünden de bozma sebeplerine göre davanın reddine karar verilmesi usuli kazanılmış hak ilkesinin ihlali mahiyetindedir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu