8. Ceza Dairesi 2024/12844 E. , 2024/7416 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/3200 E., 2023/4460 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 21.10.2021 tarihli iddianame ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasında İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.06.2023 tarihli ve 2021/725 Esas, 2023/469 Karar sayılı kararı ile sanığın beraatine karar verilmiştir.
B. Kararın Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmesi ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 25.10.2023 tarihli ve 2023/3200 Esas, 2023/4460 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen hüküm kaldırılarak 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 192 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezasına ve mükerrerliğe karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri özetle; gereğinin yapılması talebine ilişkindir.
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; sanığın üzerine atılı suçtan dolayı mahkumiyetine karar verilebilmesi için suçun işlendiğine dair dosya kapsamında toplanan diğer deliller ile de bu durumun desteklenmesi gerektiği açıktır; ancak sanığın soyut ikrarı haricinde bir delil elde edilemediğine, sanığın soruşturma aşamasında vermiş olduğu ifadesi tamamen olayı şoku ve "belki daha az ceza alırım" kastıyla ile verilmiş olup aslında suç işlememiş olan sanığa iradesi sakatlanarak bekçiler tarafından verdirilmiş olup tutanak mümzii bekçilerin kendilerini koruma maksatlı "hatırlamıyoruz" şeklindeki beyanları inandırıcı ve hukuka uygun olmadığına, şüpheden sanık yaralanır ilkesinin uygulanması gerektiği, somut kesin delil bulunmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, şüphe ile durdurulan temyiz dışı sanık ...'ın üzerinde ele geçen uyuşturucu maddeleri sanığın temin ettiğini beyan etmesi ile yakalanan sanığın müdafii huzurunda vermiş olduğu ifadesinde ele geçen maddeleri birlikte kullanmak için aldıklarını beyan etmesi ile bu şekilde sanığın kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Suç tarihinde görevli bekçilerin şüphelenerek durdurdukları ... isimli şahsın kimlik kontrolünden sonra üzerinde kabarıklık görülerek sorduklarında kendi rızası ile belinde sıkıştırılmış jelatine sarılı içerisinde 9 adet uyuşturucu madde kapsamında kaldığı tespit edilen maddeyi bekçilere teslim ettiği, şahsın uyuşturucu maddeyi Tayfur isimli arkadaşına 50,00 TL vererek onun tarafından getirilip teslim edildiğini beyan ettiği, daha sonra ... isimli şahsın ismini belirttiği Tayfur isimli sanığın yaklaşık 25 dk sonra yakındaki bir başka sokakta durdurulduğu, kimlik kontrolünden sonra üzerinde herhangi bir uyuşturucu madde çıkmadığı, ...'ın beyanlarına göre her iki şahsın emniyete götürülerek müdafii huzurunda ifadelerinin alındığı, sanığın müdafii huzurunda alınan ifadesinde ...'la birlikte uyuşturucu içmek amacıyla bölgeye geldikleri, ...'ın vermiş olduğu 50,00 TL'ye kendisinin de 25,00 TL katarak kendisinin sokak içerisine girip uyuşturucu maddeyi tanımadığı bir şahıstan alıp geri gelip ...'a verdiğini daha sonra ...'ın yanından ayrıldığını ...'ın kendisini sokak başında beklerken ...'ın bekçiler tarafından yakalandığını, kendisine uyuşturucu satmadığını beyan ederek suçlamayı ikrar etmiştir. ...'ın müdafii huzurunda alınan ifadesinde sanıkla birlikte İzmir'e geldiklerini, sanığa 50,00 TL para vererek uyuşturucu almasını istediğini, sanığın 10 dk sonra kendisine gelip uyuşturucu maddeyi teslim ettiğini, sanığın gözcülük yapmak için önden yalnız gittiğini, bu sırada kendisinin yakalandığını beyan etmiştir. Yargılama aşamasında sanık suçlamayı kabul etmemiş kendisine ve arkadaşı ...'a uyuşturucu madde ticaretinden işlem yapılacağı baskısı ile karakolda o şekilde ifade vermeye zorlandığını, uyuşturucu maddenin ...'a ait olduğunu, kendisinin sanık ... ile birlikte taksi ile gelmelerine rağmen uyuşturucu maddeyi ...'ın satın aldığını benzer suçlardan kaydı bulunması nedeniyle ... ile birlikte hareket etmek istemediğini oradan ayrıldığını beyan etmiş, yargılama aşamasında tanık olarak dinlenen ... da soruşturma aşamasındaki ifadesinden farklı olarak uyuşturucu maddeyi kendisinin satın aldığını, yanında sanığın olmadığını, bekçilerin kendisini durdurduktan sonra o sırada sanık ile telefonla konuşurken bekçilerin onu da çağır demesi üzerine çağırdığını, sanığın da yanına gelmesi üzerine yakalandığını, karakolda bekçilerin yönlendirmesi ile ifade verdiğini ifade etmiştir. Duruşmada dinlenen zabıt mümzileri yeminli ifadelerinde tutanağın içeriğinin doğru olduğunu, sanığın savunmalarının doğru olmadığını beyan etmişlerdir. Sanık hakkında uyuşturucu madde kullanmak amacıyla satın almak suçundan açılan kamu davasında sanık soruşturma aşamasında müdafii huzurunda alınan ifadesinde suçu ikrar ettiği anlaşılmış ise de üzerinde suç unsuru uyuşturucu madde ele geçmemiştir. Tek başına şüphelinin müdafii huzurundaki kolluk ifadesindeki ikrarı mahkumiyet için yeterli olmadığı, diğer delillerle desteklenmesi gerektiği, bununla birlikte sanık tarafından olaydan önce bekçiler tarafından durdurulduğunda kendisinin soyadı ile dalga geçildiği, üzerinde herhangi bir şey bulunmadığı, bekçilerin soyadı ile dalga geçmesi nedeni ile rahatsız olup tartıştığı, sonrasında uyuşturucu madde satın almak için gelen arkadaşının yakalandığından onunla telefon görüşmesi sırasında bekçilerin kendisinin olaya dahil edecek şekilde arkadaşına çağırtarak işlem yaptıkları, bilahare uyuşturucu ticareti suçlaması baskısı ile hazırlık aşamasında ikrara yönelik beyanda bulunmak durumunda kaldığını savunması karşısında müdafi huzurunda da alınsa inkar edilmiş ifadenin mahkumiyete yeterli olmayacağı, soruşturmada ismi geçen ve şüpheli olarak ifadesi alınan ...'ın sanığın yargılama aşamasındaki savunmasını teyit ettiği, yine sanığın soruşturma aşamasında alınan kan numunelerinde de yapılan inceleme sonucu düzenlenen İzmir adli tıp grup başkanlığının raporunda da uyuşturucu madde çıkmamış olması nazara alındığında sanığın her türlü şüpheden uzak olarak suç tarihinde arkadaşı ... ile birlikte uyuşturucu madde kullanmak amacıyla satın aldığı ve diğer şüpheli ...'a verdiğine yönelik olarak kesin delil elde edilemediğinden şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanık ile ... duruşmada ifadelerini değiştirerek bu uyuşturucuların ...'a ait olduğunu, sanık ile ilgisi olmadığını belirtmiş iseler de; sanık ile ...'ın soruşturma aşamasında müdafii huzurunda alınan oluşa uygun beyanları, olay tutanağı, tutanak tanıklarının beyanları ve dosya kapsamı dikkate alınarak olayın yukarıda açıklandığı şekilde oluştuğu, ...'ın bu olayla ilgili olarak yargılanıp ceza alması sonrasında aynı eylemden sanığın ceza almaması için sanığı cezadan kurtarmaya yönelik olarak sanık ile ...'ın önceki beyanlarını değiştirdikleri kanaatine varıldığından, sanık ile ...'ın gerçeğe aykırı nitelikte olan sonraki beyanlarına itibar edilmemiştir. Sanığın kullanmak amacıyla uyuşturucu madde alıp bulundurma suçunu işlediği sabit olduğu halde beraatine karar verilmesine ilişkin yerel mahkeme kararı hukuka aykırı olduğundan kaldırılmasına ve sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. ...'ın bu uyuşturucuları sanık ile birlikte aldığını söylediği aşamada sanık aleyhine yeterli delil yok iken sanığın bu uyuşturucuyu içmek için birlikte aldıklarını söyleyerek kendi suçunun açığa çıkmasını sağlaması etkin pişmanlık niteliğinde olduğundan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 192 nci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Bölge adliye mahkemesinin gerekçeli kararında belirtilen delil değerlendirilmesinin yeterli olduğu görülmekle sanık müdafiinin bu husustaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
İddianame içeriğinde, sanık hakkında daha önce işlediği aynı suçtan dolayı açılan kamu davasının olduğundan bahisle, 21.07.2021 tarihli inceleme konusu ... nedeniyle doğrudan 21.10.2021 tarihinde kamu davası açıldığının belirtildiği ancak, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) sorgulamasında sanık hakkında, daha önce verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının içeriği, tebliği ya da kesinleşme tarihine ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmediği, bu evrakın incelenen dosya arasında bulunmadığı ya da kamu davasının ertelenmesi kararına ilişkin inceleme tutanağının da dosya arasında yer almadığı anlaşılmakla,
Sanık hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş "kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararının ihlali üzerine açılan kamu davasında verilen hüküm, 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası kapsamında doğrudan dava açma koşulunun oluşup oluşmadığı yönünden yapılacak değerlendirmede inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, söz konusu dosyanın/dosyaların aslı veya onaylı örneğinin getirtilip denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulup, incelenen 21.07.2021 tarihli ... yönünden 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası gereği doğrudan dava açma koşulunun bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması, hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, sanık ve müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 25.10.2023 tarihli ve 2023/3200 Esas, 2023/4460 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun'un 302 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!